Bugün bütün oyuncakçı raflarında ve sokak ortalarında satılan sindy bebek ve benzerleri oyuncaklar çocuklarımızın zihinlerinde iki-üç yaşından itibaren genç kız modelini oluştururken bu süreç on-on ikili yaşlara kadar devam etmektedir.

Çocuktur işte; ağlar… bir bebekle kanar… Hem ne var ki bunda; oyuncak işte, ucuz mu ucuz… her ağladığında bir değişik giyinimli bebek alırız kız çocuğumuza… Ağlamasın da kansın diye. Evet, ne var bir masum oyuncak bebeğin bir yazıya konu olmasına... Ama bakın benim aklıma ne geldi. Paylaşmak istedim...

Çocukların yetişme süreci onların aynı zamanda geleceğe dönük hayatı anlama, kavrama ve yaşama sürecini oluşturmaktadır. Bu süreç öyle hassas dengelerce kontrol edilmektedir ki bir çocuğun ömrünün sonuna kadar unutamayacağı bütün duygusal birikimler; sevmek, özlemek, ağlamak, gülmek ve öteki algılamaları iyi ile kötü arasında o çocuğun taze zihninde yer edinerek gelecek için ortaya çıkmayı beklemektedir.

Dahası çocuk; gelecek için hayatı anlama ve kavramada birçok kavramı çocukluğunun erken dönemlerinde oluşturmaktadır. Böylece küçük bir zihnin hem kendine dair gelecek imgeleri hem de hayatın diğer insani ve kavramsal süreçleri çocukluğun ilk yıllarında şekillenmektedir. 

Bugün bütün oyuncakçı raflarında ve sokak ortalarında satılan sindy bebek ve benzerleri oyuncaklar çocuklarımızın zihinlerinde iki-üç yaşından itibaren genç kız modelini oluştururken bu süreç on-on ikili yaşlara kadar devam etmektedir. İşte bu süreç, zaten genç kız olma yolunda konumuz olan çocuğun, genç kız modelini zihninde oluşturmaktadır. Nedir bu model? Sarı saçlı, mini etekli, açık giysi giyinen, her zaman bir erkek arkadaşı olan bir genç kız modellemesi.

Şimdi siz bu çocuğun Türk Kültürü içinde yetiştiğini mi düşünüyorsunuz? Belki de durum bu kadar da vahim değil diyorsunuz ama hatırlatmak gerekir ki bizim kültürümüzün temel hassasiyetlerine sığmayan her türlü kültürel ithal mal, imge ve imajlar toplumumuzun uzun vadede kemik yapısını bozacaktır. Belki bu kültürel değişme için başka konu kalmadı mı diyeceksiniz ama söz konusu küçük çocuklarımız olduğunda dayanamadım bu konuyu ele aldım.

İnşallah daha dikkatli oluruz çocuklarımıza oyuncak seçerken. Ne çıkar bundan dememeli, taze bir çocuk zihninin doğru imgelerle doldurulması her anne-babanın farkında vardığı bir konu olmalıdır.