[email protected]

 

Her yerleşim biriminin bir özelliği vardır. Bizim ilçemiz de her ne kadar şimdiki isminde geçen “çay” ile anılsa da aslında çok daha derin bir manayı taşımaktadır. Çayeli genel olarak bir okuldur. Öyle bir okul ki yetiştirdiği insanları ile ülkemizin her kesimine hitap etmektedir.

 

Girişimcisiyle ve sanayicisiyle İstanbul’u, yetiştirdiği siyasetçisiyle de Ankara’yı kuşatan Çayeli, siyaset alanında her zaman temsili yüksek isimlerle anılmıştır.

 

Bu isimlerin ilk sırasında da Osmanlı Mebusan Meclisinin son dönem Millet Vekilleri arasında yer alan Osman Nuri ÖZGEN Bey yer almaktadır.

 

Aslen mühendis olan Osman Bey, Akpınar Köyü doğumludur. İstanbul’da eğitimini aldıktan sonra Rize’den meclise seçilen 5 mebusun arasında yer almıştır. 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin açılışında bulunan Osman Bey Milli Mücadelenin de sözcülüğünü üstlenmiştir.

 

Çalışmaları arasında en çok dikkat çeken Rusya’dan alınan silah ve cephanenin Anadolu’ya intikal ettirişi yer almaktadır. Bunun yanında birçok iç dış konu hakkında mecliste yaklaşık doksana yakın konuşması ve araştırma önerileri yer almaktadır.

 

Bayındırlık Komisyonunun sözcülüğünü ve son döneminde de başkanlığını yapmıştır. Osman Nuri Bey Mebusluktan ayrıldıktan sonra Anadolu’da birçok alt yapının gerçekleşmesine katkı sağlamış ve mühendislik hizmetleri vermiştir.

 

Osman Nuri Bey hakkında söylenecek daha çok söz olmasına karşın biz bugüne bakalım. Görünen tablo şu: Çayeli siyaseti seven bir yerleşim yeri. Her çay ocağında ve kahvesinde ilgili ilgisiz herkesin ülkenin gündemine dair söyleyecek bir sözü olması da bunu doğrular gibi.

 

Öyleyse neden hala bu özelliğimizi ön plana çıkaracak alt yapı çalışmalarını başlatmıyoruz ki? Bu ülkede Başbakanlık makamında temsil edilen bir ilçe, Bakanlarıyla, Millet Vekilleriyle, Bürokratlarıyla ve Siyasetçileriyle her zaman aktif olmuştur.

 

O zaman Çayeli bir siyaset okulu olma yolunda bilimsel altyapı çalışmalarını başlatamaz mı? Üstelik en büyük avantajı Rize’nin ilçesi olması nedeniyle zaten siyasetin neredeyse meslek haline geldiği bir coğrafyada bu neden olmasın?