Bugüne kadar ülkemizde yapılan her seçim, çok önemli olmuştur. Fakat önümüzdeki 18 Haziran 2023 tarihinde yapılacak olan Genel seçim, bana göre; 1950’ den sonra yapılan seçimlerin içinde, en önemlisi olacaktır. Çünkü ülkemiz artık çok önemli bir dönüm noktasından geçmektedir. Son 20 yıldır R. Tayip Erdoğan Liderliğinde, memleketimizi yöneten bugünkü İktidar; ülkemizi her alanda oldukça büyütmüş ve kalkındırmıştır.  20 yıl öncesinde; hayal bile edemeyeceğimiz kadar, güçlü ve büyük bir ülke haline gelmişiz. 

 Bana göre şuanda dünyada bulunan 200 civarındaki devletler; güçleri ve büyüklükleri bakımdan 4 Lige ayrılırlar. Bu ligler; en tepede Süper Lig, sonrasında 1., 2. ve 3. Liglerdir. Türkiye R. Tayip Erdoğan öncesinde, Dünya devletler 1. Liginde, kümede kalma mücadelesi verirken, bugünlerde; bir ayağı süper ligde olan, 1. Lig lideridir.

Tespitlerime göre; Maalesef ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Almanya, Fransa ve Japonya’ dan oluşan bu 7 ülke, Süper Lig ülkesidir. Maalesef diyorum, çünkü gönül isterdi ki, bu ülkelerden biri, hatta 1. si Türkiye olsaydı.

2023 seçimlerini, R. Tayip ERDOĞAN ve cumhur ittifakı yeniden kazanırsa; yaklaşık 5-6 yıl sonra güzel Ülkemiz TÜRKİYE, büyük bir ihtimalle;  ALLAH’ in izniyle Süper Ligin 8. ülkesi olacaktır. Zaten şuanda bile Süper Ülke olmanın pek çok belirtilerini göstermekteyiz. Bu konuda bana göre sadece 2 önemli eksiğimiz kaldı. 

1. Eksikliğimiz milli paramız TL nin Dolar karşısında olması gerektiğinden yaklaşık bir kat daha değersiz olmasıdır. Eğer ABD tarafından Finansal bir saldırıya uğramasaydık; Doların bugünkü değeri, en fazla 9 TL olurdu.

TUİK tahminlerine göre “Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2022 yılının ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %114,6 artarak 3 trilyon 418 milyar 967 milyon TL oldu.” Bu rakamlar büyümekte olan ekonomimizin muhteşem göstergesidir.  Bu rakamlara rağmen yılsonunda ekonomik büyüklüğümüz 750 – 800 Milyar dolar civarında olacağı tahmin edilmektedir.

Hâlbuki bugünkü dolar kuru ortalama 18,5 TL yerine 9 TL olsaydı, Sene sonu Gayrisafi Yurt İçi Hasılamız;  750 – 800 Milyar dolar yerine, en az 1 Trilyon dolar civarında olurdu. O zaman büyük bir ihtimalle, Dünyanın 17. veya 18. Büyük ekonomisi olacaktık. Oysa bugünkü kur üzerinden çıkabilecek, 750 milyar dolarlık bir sonuçla, ilk 20. ekonomiye bile girmemiz çok zor. Mevcut anormal düşük kurun, gerçek ekonomik büyüklümüzü yansıtmadığı gerçeği; şimdi daha iyi anlaşılmıştır, sanırım.

2. Eksikliğimiz ekonomimizin yeterince büyük olmamasıdır. Sadece yukarıdaki tahmini rakamlar üzerinden devam edersek; TL. nın gerçek değerini ABD dolarına karşı koruyabilir ve ekonomimizi sadece 1 kat daha büyütebilirsek, ekonomik büyüklüğümüz 2 trilyon dolara çıkar.

Süper lig ülkesi olmamız için; yıllık GSYH' mızın en az 2 trilyon doların üstüne çıkması şarttır. Ülkemizi bu ekonomik büyüklük seviyesine, ancak R. Tayip ERDOĞAN çıkartabilir. O zaman da ülkemiz, şaha kalkar, kolay kolay bileği bükülemez, yenilmez bir armada olur. İşte ABD ve AB ülkelerini korkutan “YAKIN GELECEKTEKİ TÜRKİYE GERÇEĞİ” budur. 

Türkiye nezdindeki bu gerçeği, Batı dünyası yanı ABD ve AB çok iyi görebilmektedir. Buna rağmen içimizdeki muhalefet ise bu hakikati görmekten çok uzaktır. İşin garbı halkımızın önemli bir kesimi de, bu gerçeği görememektedir. Çünkü başta Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleriyle, Fox Tv, Halk Tv ve benzeri muhalif medyanın oluşturduğu 7 gün, 24 saatlik kara propaganda ve manipülasyonla, adeta vatandaşlarımızın beyni yıkanmaktadır.  

ABD’ NİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL

70 yılı aşkın stratejik ortaklığımız, her şeyden önce, NATO’ nun en büyük 2. ordusuna sahip olmamıza rağmen; ABD maalesef son zamanlarda, Türkiye’ ye karşı düşmanca hareketlerde bulunmaktadır. Eskiden de bunu zaman zaman yapardı. Fakat daha düşük yoğunlukta ve daha gizli bir şekilde yapardı.  Şimdilerde ise daha büyük çapta ve daha aleni şekilde düşmanca hareketlerde bulunmaktadır.  O kadar ki Suriye’ nin Kuzeyinde, ABD’ nin aleni desteğiyle PKK/PYD eliyle küçük bir Kürt devleti kurulmaya çalışılmaktadır. Türkiye her firsatta buna izin vermeyeceğini ilan ettiği ve gerekli askeri mücadele ve müdahaleleri yaptığı halde; ABD hala orada, küçük ve kukla bir terör devletini kurmak için, yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Onların askerlerini eğitmekte, ellerine her türlü son model silahları, üstelik bedava vermektedir.

Aslında o bölgede, Suriye sınırımız boyunca ABD ile ilan edilmemiş, örtülü bir savaş içindeyiz. ABD ve yandaşı AB ülkelerinin planı, çok açık ve net bir şekilde belli olmaktadır. Önce orda PKK/PYD’ ye kukla bir Kürt devleti kurduracaklar. Daha sonrada Ülkemizde Kürt kardeşlerimizin yoğun olduğu illeri içinde alan bölgede;  Yerel ve özerk yönetim, adı altında “ÖZERK BÖLGE” kurulacak. İlerleyen zamanlarda, içerdeki ABD beslemesi kalemşorların, medya arenesinde; uygun ortamı oluşturdukları bir anda; bu söz konusu “özerk bölge” Kuzey Suriye’ deki kukla PKK devletiyle birleştirilecek. Böylece Güney doğudaki önemli bir bölgemiz, elimizden çıkartılacaktır. Öngörülen ve hedeflenen plan budur.

ABD tarafından Hazırlanan bu projenin önündeki en büyük engel, R. Tayip ERDOĞAN’ dir. İşte bunun için ki, ABD başkanı ve aynı zamanda ABD derin güçlerinin adamı olan BİDEN; Türkiye’ nin güçlü lideri R. Tayip ERDOĞAN’ ı bu seçimde muhakkak iktidardan uzaklaştırıp, kendisine bağlı kukla bir yönetimin ülkemizde iş başına geçmesini istiyor.

Adeta 100 yıl önce oynanan oyun, yeniden sahne konuluyor. Bir asır önce küçültüp paylaşmak istedikleri ülkemizin önünde en büyük engel olarak; Ulu hakan 2. Abdülhamit Han duruyordu. O sebeple “ABDÜLHAMİT GİTSİN” Sloganı etrafında; kendi sultanına düşmanlık besleyen, etkili bir muhalif kesim oluşturdular. Sonunda o günkü küresel güçlerin istediği oldu. Abdülhamit tahtan indirildi, yerine getirilen muhalifler; 10 yılda ülkemizin en az % 60 ını yabancılara bıraktıktan sonra, kaçıp gittiler.

Aziz milletim, lütfen gözümüzü dört açalım. Bugünlerde de aynı oyun oynanmaktadır, bu gerçeği görelim artık. 100 önceki küresel güçlerin bugünkü torunları da dedeleri gibi, Türkiye nezdinde benzer bir hedefin peşinde koşuyorlar.

Hedefleri çok belli. Yukarda da anlattığım gibi, Önce Suriye’ nın kuzeyinde kukla bir Kürt devleti kuracaklar. Sonrada bizden Koparacakları vatan topraklarımızı o devletle birleştirip, bir taşla iki kuş varacaklardır. Böylece bizi bir yandan, önemli bir toprak kaybına uğratacaklar; bir yandan da sınırlarımızda, yeni bir düşman devleti daha kurmuş olacaklar. Tipki 1909 yılından sonra, balkanlarda oynanan oyun sonucu, 400-500 yıldır hakım olduğumuz vatan topraklarını kayıp ettiğimiz gibi.

ABD önderliğindeki Haçlı-Batı ittifakının yapmak istediği, bu anlattıklarım; asla hayal ürünü, ütopik veya komplo teorisi değildir. Hazırladıkları bu melun projelerinin önünde tek engel; R. Tayip ERDOĞAN liderliğindeki Cumhur İttifakıdır. Bunun içindir ki 100 yıl önce 2. Abdülhamit Han’ a yaptıklarının aynısını, R. Tayip ERDOĞAN’ a yapmaktadırlar. Bu sebeple  “ERDOĞAN GİTSİN” sloganı altında bütün muhalefeti tek bir safta toplayıp organize etmeye çalışıyorlar. Bu menfur emelleri uğruna kullanmak amacıyla; bir birine benzemez, hatta bir birlerine normalde düşman olan muhalif parti ve liderlerini aynı masa etrafında toplayabiliyorlar.

ABD önderliğindeki Haçlı-Batı ittifakının, ülkemiz üzerindeki bu kirli emellerini durdurmanın tek yolu, önümüzdeki genel seçimlerde; Cumhurbaşkanlığı için, R. Tayip Erdoğan’a, Milletvekilliği seçimi için de AK PARTİ’ ye oy vermektir. Bugünlerde bu güzel ülkemize yapılabilecek en büyük iyilik bu olacaktır.

Bir de şu gerçek var sevgili kardeşlerim.  Son olarak onu da yazıp satırlarıma son vermek istiyorum. 01.09.2022 tarihli, “Önümüzdeki Genel Seçimler” başlıklı yazımda da belirtiğim gibi: 2019 Kasım ayından 2022 Nisan ayına kadar geçen, yaklaşık 30 ay. Yanı tam 2,5 yıl bugünkü Cumhur ittifakı iktidarı için çok şansız bir dönem olmuştur.”,  “küresel Pandemi sayesinde, çalışma hayatı zaman zaman, %30 lara kadar düştü. Bunun neticesinde devletin vergi gelirleri de aynı oranda azaldı.”,” Netice bu 2,5 yıl zarfında, Devletin gelirleri çok azalırken, giderleri daha fazla artmıştır.”  

İşte bu vaziyet sonunda, doğal olarak Sayın Erdoğan ve Cumhur ittifakının oyları önemli oranda azaldı. Bu durum muhalefet ve muhalefet üzerinden ülkemizi ele geçirmeye çalışan; ABD önderliğindeki Haçlı-Batı İttifakı için bulunmaz bir fırsat olmuştur. Son kamuoyu yoklamaları, seçim mücadelesinin başa baş geçeceğini göstermektedir.

Bugünkü bu vaziyet; Dahili ve harici muhalefet,  başka bir deyişle İç ve diş güçler için bulunmaz son fırsattır. Haziran 2023 de yapılacak bu seçimlerde; R. Tayip Erdoğan ve Cumhur ittifakını iktidardan indirdiler, indirdiler. Eğer bu seçimlerde bunu başarmaz iseler, bir daha kolay kolay iktidarı ele geçiremezler.

Çünkü: Önümüzdeki yıllarda, fazla değil 2023 sonları ve 2024 başlarında, bir yandan, inşallah ekonomimiz çok iyi bir duruma gelecek.  Bir yandan da memleketimiz yararına, hazırlanıp henüz ortaya çıkamayan pek çok eser, ortaya çıkmış olacak. Bütün bunların neticesinde, R. Tayip Erdoğan ve cumhur ittifakının oyları % 60 lara dayanacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok.

            Netice olarak, 2023 seçimlerini de R. Tayip Erdoğan ve cumhur ittifakı kazanırsa, bu ittifak; önlerine çıkabilecek tüm engelleri geçmiş, yanı Kurtuluş köprüsünü geçip, selamet beldesine varmış olacaktır.

            Son olarak diyorum ki: ABD önderliğindeki Haçlı-Batı İttifakı nezdinde;  “TÜRKİYE’ NİN KURTULUŞ KÖPRÜSÜ” nu geçmeye çalışan, R. Tayip Erdoğan ve cumhur ittifakını durdurmak için,  2023 seçimleri; “KÖPRÜDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ” tir.  

            Aziz milletim, sevgili okuyucularım. yaklaşık 7 ay sonra yapılacak genel seçimlerde oy verirken, bu gerçekleri düşünerek oy verelim. ABD ve Batı, muhalefet eliyle, ALLAH korusun,  güzel ülkemizi ele geçirirseler; Patates ve domates fiyatlarının hiçbir önemi kalmayacaktır. Bu gerçeği lütfen hiç unutmayalım.