Çin’in resmi adı “Çin Halk Cumhuriyeti”dir. Sanırım bize daha ilkokuldan itibaren cumhuriyetin demokrasi ile iç içe olan bir siyasi rejim olduğu öğretildiğinden komünizm ile nasıl bağdaşıyor diye merak ediyoruz. Ama şimdilik kimsenin bundan şikâyeti yok gibi.

 

Çin Devleti’nin bütün resmi kurumları ile askeri yapısı Çin Komünist Partisi’nin parti  yapılanmasıdır. Yani ÇKP aynı zamanda devlettir. Ayrıca ÇKP dışında yedi tane siyasi parti bulunmaktadır. Ama herhangi bir etkinlikleri bulunmamakla beraber yine bu partiler de ÇKP’nin içinde yer almaktadırlar.

 

Propaganda Bakanlığı’na bağlı olarak bütün illerde ÇKP’nin okulları bulunmaktadır. Burada halk eğitilmekte, siyasi birlik bilinci oluşturulmaktadır. Zaten özel sektör ya da devlet kurumları içinde olsun her birimde nasıl bizde usta şefler varsa orada da ÇKP’nin temsilcileri bulunmaktadır. Bunun yanında bir de Şangay şehrinin tam ortasında yer alan ve 1994 yılında inşa edilen 468 metre yüksekliği bulunan “Televizyon Kulesi” ile şehrin içindeki her yere televizyon yayını yapılmaktadır. Bunları görünce aklıma George Orwell’in “1984” adlı kitabı geliyor. Big Brother sizi her yerde izliyor. Ondan kaçacak yeriniz yok gibi.

 

Şehirdeki bütün toplu taşıma araçlarında bu yayınlar yapılmaktadır. Yine Propaganda bakanlığına bağlı olarak ülke genelinde 1927 gazete, 9086 dergi ve 1000’den fazla televizyon kanalı bulunmaktadır. Özellikle televizyon kanalları her konuda; gençlere, kadınlara, ticarete ve magazin ile teknolojiye yönelik özel konularda da yayın yapmaktadırlar.

 

Çin’de toplam Müslüman sayısı 20 milyon civarındadır. Bunun dışında 100 milyondan fazla Budist, 5 milyon civarında Hıristiyan ile yerel birkaç din mensupları bulunmaktadır. Ama nüfusun yüzde doksan gibi büyük bir bölümü ise herhangi bir dine mensup değildir.

 

ÇKP devlet yönetimini elinde bulundurmaktadır.1921 yılında kurulan partinin 70 milyondan fazla üyesi bulunmaktadır. Kadın ve gençlik kolları teşkilatlanmaları bizdekinden daha farklı boyuttadır. Burada kadın ve gençlik kolları özel işletmeler kurabilmekte ve ekonomik faaliyet yapabilmektedirler.  Cumhurbaşkanı yürütmenin en üstündedir. 4 başbakan yardımcısı, 5 devlet konseyi üyesi ile 28 bakan bulunmaktadır.

 

Görüşmelerimiz neticesinde şunu net bir şekilde anlamaktayız ki Çin’de halk ekonomik olarak ikiye ayrılmaktadır. Zengin olanlar ve fakir olanlar. Zengin olanların zenginliğini kelimelerle ifade etmek kolay değildir. Ama fakir halk tam bir sefalet içindedir. Gökdelenlerin hemen altında gezerken bile iki ayrı halkı bir arada görmeniz mümkündür. Zira bizdeki “Çin Malı” anlayışı yani ucuz ve kalitesiz ürün anlayışı orda doğru değildir. Çünkü mağazalarda ki birçok ürün Türkiye ile kıyaslandığında hem daha pahalı hem de daha kalitelidir.

 

Nitekim Çin iki ayrı dünyayı aynı anda yaşatan bir ülkedir. Varlık ile sefalet. Ve bu ikisi de yan yana yaşamaktadır. Sefaletin önünü kesmek için resmi bir açıklama alamadıksa da fakir halkın özellikle turist ve yabancılara el altından kaçak mal satmalarına izin veriliyor. Böylece bir kol saati satan birisi neredeyse bir aylık maaşını çıkarabilmektedir.

 

Evet. Çin. Gezmekle ve yazmakla bitmez. Şimdilik bir ara verelim ve zamanla bu konuya yine dönelim. Şimdilik Çin’in akıllarda kalan genel görünüşü böyle, bakalım zamanla gezip gördüklerimiz bilgi dimağımızda nasıl mayalanacaktır