Aylar önceden seçim tarihi açıklandı…

Önce aday adayları sürecinde her partinin taraftarları kendi tuttukları adaylar üzerinden sağlı sollu kroşelerle birbirlerini  hırpaladılar!

Daha sonra, her partinin adayları kamuoyuna açıklandı ve yeni bir savaşın startı verilmiş oldu!

İlk  günler gayet olumlu geçiyordu ki; seçim yarışına partilerin dışında yeni bir aktör daha katıldı!

O da, tarafsız olması gereken ama  “beni halk seçti” argümanına sığınarak meydanlara inen sayın Cumhurbaşkanı oldu!

Seçim meydanları , proje ve geleceğe dair umutların yeşermesi için halkı ikna etme çabasından, parti liderlerinin  birbirlerine hakaret etme ve aşağılama meydanına dönüştü!

Basın-yayın organları bu kavgadan geri durur mu? Onlarda tuttukları partiye göre gardlarını hemen aldılar tabii!

Arada kalmaya gönlü razı olmayan halkımızda bu kavganın en ateşli taraftarı olmayı kendisine mecbur hissetti!

Her partili mensup olduğu düşüncenin mahkumiyeti içerisinde salt kendi partisinin haklılığını ispat için çalışan ve muhatabına hakaret etmek için programlanmış bir ruh halindeydi sanki!

Aynada kendisini seyretmeyen, kendi aynasında  hep başkalarını seyreden bir ruh hali içinde seçim sürecini geçiren ve kendi dışındaki hemen hemen kim varsa değersiz olan veya hakaret etmek için her fırsatı değerlendiren bir sıradanlığa mahkum olan bizim insanımızı seyrettik seçim süreci boyunca!

İşin en vahim tarafı da şuydu bana göre;

Ayni aile,ayni köy, mahalle yada aynı iş yerinde çalışan insanların, beşeri münasebetlerinde birbirlerine karşı gösterdikleri insani hassasiyetleri, hadise parti boyutuna taşınınca ,insanların birbirlerini topyekün dışladıkları ve artık ortak paydalarını bile gözlerinin görmediği bir sürece şahit olduk!

Buradan bir kez daha söylemek zorundayım ki; bütün bu olup bitenlerin en başta gelen sorumluları ,sözde İslami hassasiyetleri olduğuna inanılan ve kendilerini de öyle inandıran bir iktidar eliyle, gerildikçe gerilen bir siyasi ortama mahkum oldu ülkemiz…

Ve maalesef bu bakış açısı, kardeşliğimize, birliğimize, dirliğimize darbe üzerine darbe vurdu!

Öbür yandan, her gün gözümüzün içine baka baka bu ülkenin parçalanmasına ve milli reflekslerine darbe indiren bölücü bir partiyi, bir kısım kamuoyunda aklanma yarışına şahit olduk bu seçim süreci boyunca!

Devlet adamlığı yerine, politika yapmayı seçen, tarihi sadece kronolojik bir bilgi olarak gören, tarih şuurundan  nasibini almamış siyasetçiler, bu defa istediklerinin tam anlamıyla başardılar ve milleti kutuplara ayırmaya başarabildiler!

Şimdi seçim yorgunluğunu bile yaşayamadan hakaretlerin dozu daha da artarak devam ediyor!

Hemen hemen herkes birbirini suçluyor! Kavgada bile insanların birbirine söyleyemedikleri şeyleri artık çok rahat her türlü eleştiriyi yaparken birbirimize söylemekten imtina etmiyoruz!

Ülkemizin iç ve dış meseleleri ve toplumsal sorunları her gün biraz daha dibe vuran insanımızın ahlakı durumlarının doğurduğu bunalımlar bu seçim süreci boyunca tavan yapmıştır!

Etrafında olup bitenleri anlamlandırmadan yoksun, nerde akşam orda sabah mantığına yenilmiş ama birilerinin kayığına binmekte de mahir davranan insana, ideal olanı anlatabilmenin zorluğunu yaşayarak gören birisiyim!

Şimdi buradan sizi düşündürtür umuduyla son bir soru sorarak yazımı nihayetlendirmek istiyorum. Belki seçim boyunca ve seçimden sonra kırdığımız gönüllerden helalık alırız ve insan olduğumuzu yeniden hatırlarız!

İnsanın bu dünyada ki gayesi; yaşamaya değer bir hayatı bulmak ve bunun etrafında oluşan güzellikleri en yakınından en uzağına kadar olan insanlarla paylaşmak değilmidir ?

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olunuz…