Birkaç gündür bekliyordum… Acaba, Rize ve Rize dışında siyaset yapan hemşerilerim ve sivil toplum örgütleri Mehmet Hüsrev Dostumun hiçbir gerekçe ileri sürülmeden görevinden alınmasına ses çıkarıp tepkilerini ortaya koyacaklar mı diye?

Bu süre zarfında, Milliyetçi Hareket Partisi ( MHP) MKYK Üyesi ve Rize Milletvekili adayı Cem Kazmaz Beyin Mehmet Hüsrev’le olan dostluğunun yansıması olarak kamuoyu nezdinde yüksek sesle dostumuzun görevden alınmasını protesto ederek destek çıkmışlardır…   Mehmet Hüsrev dostumu yakından tanıyan ve onun kişiliğine ve karakterine kefil olan dostları da bu süreçte onu yalnız bırakmadılar buna da söylemeliyim…

Son zamanlarda, özellikle Çayelili bürokratlar üzerinde oyunlar oynandığını fark etmiş ve bu konuda suskun kalan siyasetçilere sitemlerimi değişik vesilelerle ifade etmiştim…

Bildiğiniz gibi, ilk önce Rize Cumhuriyet Paketleme Fabrikası müdürü değerli dostum Zeki Karaoğlu görevden alındı kimseden çıt çıkmadı… Arkasından Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversite hastahanesinin müdürü değerli dostumuz Temel Latifoğlu görevden alındı yine çıt çıkmadı… Daha sonra da Türk Hava yolları yönetim kurulu başkanı Hamdı Topçu görevden bir şekilde el çektirildi yine kimseden ses seda çıkmadı!.. Ve biliyorsunuz iktidar partisinin önemli milletvekillerinden olan değerli dostumuz İsmail Safi’de yeniden aday gösterilmeyerek bu tasfiye tamamlanmış oldu!

Dün akşam sevgili dostum Mehmet Hüsrev’i aradım, uzun uzun konuştuk telefonda… Beş yıla yakın bir süre zarfında yaptıklarını bir bir anlattı ve kırgın olduğunu söyledi… Ben de dinlediklerim üzerine bu yazıyı kaleme alırken yaptıklarının bir kısmini tarihe not düşmek için sizlerle paylaşmak istedim…

5 yıla yakın görev yapan Mehmet Hüsrev; yoğun bir çalışma ile, TSE Marmara Bölge Başkanlığı ve Laboratuvarlar Merkez Başkanlığı’nı her geçen gün büyüyen bir şekilde ve de huzur dolu bir ortamda yapmıştır…

Kurumu hem ulusal alanda hem de küresel alanda etkin bir aktör olmasına vesile olup, ekonomi ve ticaretteki üçüncü taraf evrensel değer ilkesini yaygınlaşmasını sağlayarak;standart olmanın ilerisine giderek standartları belirlemenin önemini fark ettirmiştir. Yeni yönetim sistemlerinin bileşenlerini keşfederek, inovasyonun reel sektöre entegrasyonuna katkı amaçlı belgeleri gündeme taşıdı…

Görev yaptığı sürece markanın standart ve kaliteden geçtiğini hedef olarak seçerek,Türkiye’nin 20023 vizyonunun uygunluk değerlendirme tünelinden geçeceğini görerek ve ona göre adımlar attı... Kalkınmışlığa ve uygarlığa giden rayların TSE’den geçeceğini görerek tüm ekibiyle birlikte bu yolda yürüdü beş yıllık sürede...

Bu bakış açıcı, hem tüketici hem de sanayicimize işin önemini hatırlatarak, niceliksel büyümenin niteliksel yanı kalite olmadan olmayacağını görerek usulden ziyade esasa önem verdi... Hayatı kolaylaştırmayı yeğlediğini bu süre zarfın da gördük. Hatta çağımızın ismi standartlar çağı diyerek standartlara hakim olan devletlerin kuraları koyma gücüyle dünyayı yöneteceklerini ifade etti her platformda...

Bu bağlamda uzlaşı ve işbirliklerine önem verdi Mehmet Hüsrev... Uygunluk değerlendirme pazarında tek kaleden çift kaleye geçilmesi gerektiğini savunarak, artık yemi büyük balık değil, hızlı balık yemenin önemine vurgu yaptı… Tüccara fikrin paraya dönüşme süreçlerini kısaltma konusunda yönetim sistemleri üretmenin önemini fark ettirdi görev yaptığı sürede… Alın terinin yanında akıl terini önemini savundu...

Ben şimdi  rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki; Mehmet Hüsrev dostum; küresel şer güçlerle mücadele etti görev yaptığı sürece ve bunun  bedelini de ödedi. Bundan beş yıl önce kurulan kumpasa karşı onurlu ve dik duruşu sonucu aklandı ve masum olduğu ortaya çıktı. Biz inanıyorduk ama inanmayanların hukuk karşısında çaresiz kaldıklarını gördük!

Şimdi sizi 2011 seçimlerine giderek Mehmet Hüsrev dostumla ilgili yazmış olduğum “Benim milletvekili adayım!” yazımdan bir paragraf alarak onun benim şahsımda ki değerini bir kez daha sizlerle paylaşmak isterim…

“Ben Onunla olan dostluğumu, mutlak izah etme makamında değilim sizlere. Çünkü, her izaha kalkıştığım dostluk karinelerinin yeniden izaha muhtaç olacağını da biliyorum!...Onun için ben, dostumun neden bu göreve layık olduğunu, yukarda ki özelliklerden başka ne gibi değerlerin insanı olduğunu izah edeceğim!... 

Benim-bizim, maddi ve manevi bütün özelliklerimizi içine alan ve bir başkasının eliyle bunların temsil makamına yükseltilmesi olarak adlandırabileceğimiz milletvekilliği makamına seçeceğimiz insan, küçük hesapların adamı olmayacak….

Kendi milletvekilliği için ,milletin değil, birilerinin vekili olmayacak!

Milletvekilliğini bir vasıta olarak görerek, asıl gaye olan hizmette sınır tanımayacak, milletin doğrularını, milletin adına haykırabilecek!

Makama, paraya, şana şöhrete değil, insanı merkez alan değerlere sahip olacak! 

İşte bizim adayımız böyle olmalı dediğimiz dostumun adı Mehmet Hüsrev’dır!..”

O gün demiştim bugün bir kez daha ifade ediyorum; makama, paraya, şana şöhrete değil, insan merkezli değerler üreten Mehmet Hüsrev gibi insanları harcama lüksümüz var mı? Dostumuza bugün değil de ne zaman sahip çıkacağız sizlere sormak isterim! Özellikle siyasetle iştigal eden yakın uzak dostlarıma çağrımdır; Mehmet Hüsrev ve bu güzel ilin değerlerine sahip çıkın, unutmayın, yapışıp kaldığınız koltuklarınızdan göreviniz bitti mi yüzünüze bakacak insanı bulamazsınız ama Mehmet Hüsrev gibiler alnı açık başı dik Çayeli’nin sokaklarında dolaşmaya devam edebileceklerdir!..

Bu düşünceler de olan ben, Mehmet Dostumun hiçbir kimseye kırgın olmadığını da söylemek isterim… Engin gönüllü, bütün derdi vatana millete hizmet etmek olan Mehmet Hüsrev, inanıyorum ki önümüzde ki yıllarda bu hizmetlerine kaldığı yerden en üst düzeyde devam edecektir…

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…