İnsan ve cemiyet,kendisini hesaba çekme şuuruna ulaşınca,aradığını bulmuş demektir!...

Kainatın Efendisinin  “Hesaba çekilmeden nefislerinizi hesaba çekiniz” Hadis-i Şerifi bu gerçeği ne de güzel ifade ediyor… 

Önce açık yüreklilikle ifade edebilirim ki;sahip olduğum düşüncenin, bugün temsil noktasında olduğunu iddia edenlerin tavır ve davranışları karşısında çok mahcubum!..

Bu mahcubiyetim bilinsin ki; liyakatin ne demek olduğunu kavrayamayan ve inandıkları gibi yaşamayan kaset mağduru siyasiler adına değildir!… 

Bu rezil kumpasın üzerine ahkam kesip söz söyleyen diğer siyasi parti temsilcileri içinde değildir!... 

Biz demiştik diyerek,ta 12 Eylül referandum sürecinden bu yana ülkücü düşünceye savaş açan cemaat ve onun uzantısı olan sözde aydın geçinen yazar-çizer takımına hiç değil!... 

Ya kime bu mahcubiyetim?

Ben sadece ve sadece büyük Türk Milletine karşı mahcubum!...

Çok özel de, beni tanıyan,fikirlerime saygı duyan,yıllarca düşüncelerimi paylaştığım arkadaş-dost ve yakın çevreme karşı mahcubum!... 

Bütün bu olup bitenler karşısında “liyakatin” ne demek olduğunu bir kez daha anlamak makamındayım!...

Şimdi, bu noktadan sonra sözü Üsdat Necip Fazıl Kısakürek’e bırakıyorum. Necip Fazıl’ın doğum ve ölüm yıldönümüne denk gelen bu günlerde Üsdadı da yad etmiş olacağız… 

Üsdat diyor ki; 

Kimin malını aldımsa, işte malım,gelsin alsın; kimin sırtına vurdumsa,işte sırtım,gelsin vursun!..diyen Allah Sevgilisinin ahlakı…Buna muhtacız. 

Çölde,devesine,kölesiyle nöbetleşe binen Reisler Reisinin ahlakı…Buna muhtacız. 

Sokakta,zina halinde gördüğü bir çift insanın üstüne cübbesini yayıp “Yarabbi,ne yazık,gizlenecek yerleri de yok” diye fısıldayan Mezhep kurucusunun ahlakı…Buna muhtacız. 

Söz verdiği yerde günlerce dostunu bekledikten sonra,ona zimmen yalancılık isnat etmemek için günlerce yerinden kıpırdamayan Velayet Büyüğünün ahlakı…Buna muhtacız. 

Bulunca şükrederiz,bulamayınca sabrederiz sözüne,” Horasan’ın köpekleri de böyle yapar;bulunca dağıt,bulamayınca şükret,karşılığını veren Vecd Kahramanının ahlakı…Buna muhtacız. 

Şeyhinin ocağına,tam 40 yıl,cetvel tahtası gibi dümdüz odunlar taşıyarak tam 40 yıl sonra beliren “dağda hiç eğri odun yok mu?,dikkatine “senin kapından eğrilik geçmez!” cevabını bastıran Ulvi Dervişin ahlakı…Buna muhtacız. 

Ayyaş padişahın gösterdiği camiye bakıp; güzel amma yanında bir meyhane eksik, cinasını yapıştıran muhteşem Hakimin ahlakı…Buna muhtacız. 

Batı dünyasının,kendi içinde ve kendi kendisine karşı,kaybedilmiş bir ruhla bir ahlakın güya kurtuluş savaşını yaptığını bilmek; ve bu beşeri savaş dışında artık hiç hayata yer kalmadığını anlamak şuurunun ahlakı…Buna muhtacız. 

Ve bu ana baba gününde,en soylu ahlakın kaynağından gelen Türk Milletinin,hem kendisine,hem de dünyaya ait ruhi ve içtimai kıymetler kadrosunun dışında kaldığını,cesaret ve samimiyetle tespit etmenin ahlakı…Buna muhtacız. 

İslam ahlakı…Buna muhtacız. 

Görüşmek üzere,Allaha emanet olunuz…