Rize’de 2009 Yılının Temmuz Ayından beri yaşanan gelişmeler sonucunda demokrasiyi ve demokratik yoldan mücadeleyi her şeyin üzerinde tutan Milliyetçi Hareket Partisinin üstün çabaları ve kamuoyunu tüm yönleri ile bilgilendirmesi neticesinde AKP tarafından Türk Çayını yok ederek piyasayı yandaşları için ithal çaya açmayı amaçlayan “Bayramlık” kod adlı darbe planı ortaya çıkarılmıştır. Bu plan çerçevesince emtia borsası ve üst kurul aldatmacaları ile göz boyanarak ÇAYKUR sessizce ortadan kaldırılacak, böylelikle doğrudan özelleştirmenin yaratacağı sıkıntı, kamuoyu tepkisi ve oy kaybı yaşanmadan konu halledilecektir. Günümüz gelişmelerine yönelik bu hayali hikâye Rize Yaş Çay Müstahsilleri için yaşananların hoş bir özetini ve AKP Kadrolarınca halkımız için hazırlanan “Bayram Hediyesinin” kısa bir açıklamasını kapsamaktadır.

Rize kamuoyunun yakından takip ettiği gibi Ulusal Çay Konseyinin başında bulunan AKP’li Vekil tarafından türlü maskelemeler altında hazırlanarak “demokratik açılımın” Türk Milletine getireceği çözülme ile kıyaslanmaya kadar götürülen, başka bir AKP’li Vekilin değişi ile AKP karşıtı kanı bozuklarca engellenen Çay Kanunu Tasarısı seçimlere kadar buzdolabına kaldırılmış ve olay Türk Filmi Klasiği olan iyi polis-kötü polis oyunu ile neticelendirilerek gündemden kaldırılmaya ve halk kandırılmaya çalışılmaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisinin girişimleri ve yok edilmek istenen Türk Milletinin bu eşsiz değerine, Rize’nin alternatifiz ekmek teknesine sahip çıkması sonucu olayın gündemde olan erken seçimde oluşturacağı olumsuz havadan çekinen AKP Kadroları halkın zayıf hafızası savı ile gözden kaçıracağını umdukları bir aldatmaca içerisinde unutturma politikası izlemektedirler. Yoksa Mübarek Ramazan Ayında işin organizatörü Vekilce beraber yaptığı gezilerde Çay Kanunu Tasarısı hakkında açıklamalara katılan, Rizeli için nasıl kusursuz bir Çay Kanunu hazırladıkları, bunun için saatlerce, geceler boyu mesailer harcadıkları açıklamalarını vurgulayan bir kişin bu kadar kısa sürede fikir değiştirmesi açıklanabilir mi?  Veya daha 30.Aralık.2009 günkü gazete ve internet haber sitelerinde yer aldığı şekilde bizzat Rize Ticaret Odası, Müsiad, Esnaf ve Sanatkârlar Odası ve Ziraat Odasını ziyaret ederek Çay Kanunu Tasarısı ile ilgili sivil toplun örgütlerine bilgi verip istişarelerde bulunan bir Vekilin bir ay sonra yaşanan bu keskin U-dönüşünü ciddiyetle bağdaştırmaya imkân varmıdır? Kendisi acaba bunca zamandır nerededir? Bütün bu yaşananlar bir AKP Klasiğidir. Daha dün omuz omuza açıklamalarda bulunan, beraber çalışanlardan biri Kanun Taslağı hakkında gerekli ve önemlidir, Sayın Başbakan’ın haberi var, tüm ilgili yerlerle paylaştık derken diğer taraf hazırlanan Çay Kanunu Tasarısı’nın Meclis’ten geçmesi düşünülemez, Başbakan’ın önüne gitmesi ise hayalden öteye geçemez demektir. İşin en ilginç yanı sessizce tüm süreç boyunca bu Kanun Tasarısını destekleyen AKP İl Yönetiminin birden bire rüyasına ak saçlı ihtiyar dedenin girip aydınlattığı Vekil ile birlikte bu Tasarı’nın AKP ile alakası yok demesidir. İlkeli çizgisi değişmeyen siyasiler tarafından hayreti şayan olarak nitelenilecek bu gelişmeler, anlaşılamayan U-dönüşleri AKP Kadrolarının halkı kandırma, gözünün içine baka baka gerçeği saptırma, demokrasi havarisi kesilip can simidi mağduru oynama özelliklerinin diğer yansımalarından başka bir şey değildir.

Çaya suikast atlatılmamış sadece seçim sonrasına ertelenmiştir, bu bakımdan ufukta görülen seçimlerde Rizeli Hemşerilerimiz ya çaylarını seçecekler ya da tercihlerini AKP’den yana kullanıp, Tütün Çiftçisi ve Tekel İşçileri ile aynı sonu paylaşacaklardır.

Türk Milleti’nin tüm değerlerini, Türk Devletinin Bekasını, Milletin Refahını sarsılmaz bir irade ile korumaya kararlı olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu yönde ki çalışmaları devam edecek ve Rizelinin, Trabzonlunun, Artvinlinin, Giresunlunun bu alternatifsiz ekmek teknesi ve Yaş Çay Müstahsillerinin Teminatı ÇAYKUR’u sonuna kadar savunmaya devam edecektir. Bu yönde ki çabalara hız verilmiş ve MHP Gurubunca on gün önce Türkiye Büyük Millet Meclisine Çay Üreticilerinin ve ÇAYKUR’un sorunları ile çözüm önerilerinin ele alınacağı bir araştırma önergesi verilmiştir. Bu önergenin oylanması AKP için ayrı bir samimiyet sınavı olacaktır.

Çayımızı korumak, Yaş Çay Üreticilerinin ve başta Rize olmak üzere Doğu Karadeniz Bölgesinin ekonomiksel geleceğini  AKP benzeri kadrolardan ileri de korumak amacı ile tarafımdan hazırlanan çözüm paketi şu şekildedir ve öneri ile değerlendirmelere tüm yönleri ile açıktır;

1) Her şeyden önce başta emtia borsası ve üst kurul aldatmacaları ile ÇAYKUR’un önce pazarlamasını sonra da kendisini ortadan kaldırmayı amaçlayan, Türk Pazarını ithal çaya açacak, Rize İnsanını Sri Lanka, Vietnam benzeri bir yarı köle düzenine yada topraklarını terke mahkum edecek  Kanun Tasarıları geri çekilmelidir. Yerine Türk Çayını teminat altına alacak Kanuni düzenleme çalışmalarına biran evvel başlanmalıdır.

2)   ÇAYKUR’a ivedilikle TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü) eşdeğeri bir statü kazandırılarak AKP Hükümetince dahil edildiği özelleştirme planları kapsamından çıkarılmalı, rehabilitasyonu ve ekonomiksel işlevi için gerekli tedbirler alınmalıdır.

3)   Yörenin zenginliklerinin yöre insanı ve yöre çaycılığı için kullanılması amacı ile doğayı tahrip etmeyecek bir programın geliştirilmesinden, başıbozuk ortamda ulufe gibi dağıtılan lisansların disipline edilerek sınırlanmasından sonra gerekli enerji ihtiyacını sağlayacak kurulu güce sahip Hidro Elektrik Santralleri ÇAYKUR’un hizmetine verilmeli, ayrıca kuru çay imalatının ısıtma gereksiniminin bu HES kaynaklı elektrik enerjisi imkânından sağlanmasının yolları araştırılmalıdır. Ayrıca efektif bir alternatif olarak ucuz doğalgaz ile ekonomik ve çevre dostu buhar enerjisi elde edilmesi olanakları gözden geçirilmelidir. Böylelikle ÇAYKUR’un giderlerinde önemli bir tasarruf sağlanacak, sistem hazine desteği gerektiren görev zararı bakımından rahatlatılabilecektir. Görev Zararı – HES Kuruluş Maliyeti arasında yapılacak karşılaştırmalı bir gider analizinin çözüme ışık tutacağı düşünülmektedir. Bu arada başta fuel-oil ve kömür olmak üzere sektörde şu an kullanılan yakıt türleri çevreye zarar vermekte, eşsiz doğa güzelliklerini tahrip etmekte, zararlı atıklar ve hava kirlenmesi kimyasal madde katkısı içermemesi sebebi ile tercih edilen Türk Çayını olumsuz etkilemektedir. Özellikle engebeli arazi yapımız sebebi ile kömürün taşınması ve depolanması esnasında meydana gelen toz ve diğer olumsuzluklar, kullanımı sonucu ortaya çıkan kül, uçucu partikül ve hava kirlenmesi eşsiz doğamızı, çaylıklarımızı tehlike altına atmaktadır. Yatağan, Kemerköy, Afşin-Elbistan Termik Santrallerinde kömür kullanımı sonucu ortaya çıkan çevre felaketleri ve yörelerinde yaşanan tarımsal ürünlerde ki zehirli atık olayları unutulmamalıdır.

4)   Çay Sektörüne bilimsel çalışmalar ve ARGE faaliyetleri ile destek verecek, çayın üretiminde gerekli her türlü analiz, kalite ve standardizasyon düzenlemelerini sağlayacak,  ihtiyaç duyulan akademik personel ve uzmanların yetiştirileceği bağımsız bir ihtisas enstitüsü Rize Üniversitesi bünyesinde gerekli altyapı, bütçe imkanları ve donanım ile kurulmalı, devletin resmi raporlarında bile yetersiz olarak nitelenen ÇAYKUR Araştırma Enstitüsü ile Tarım Daire Başkanlığı üniversitenin bu birimine devir edilmelidir.

5)   Özel sektöre disiplin ve etkin denetim getirecek yönetmelik çalışmalarına başlanmalı ve müstahsili koruyucu tedbirler alınmalıdır.

6)  ÇAYKUR bünyesinde bulunan üretici kayıt sistemi için modern çözümler geliştirilmeli, çaylık alanların yeniden sağlıklı tespiti ve üretici veri tabanı için bilimsel çalışmalar yapılmalıdır.

7)  Türk çaycılığını geliştirecek gerçekçi taban fiyat ve destekleme prim uygulamasına geçilmeli, Üniversite İhtisas Enstitüsünün de desteği ile kaliteyi artırıcı tedbirler alınarak yüksek kaliteye yüksek fiyat getiren kademeli destekleme primi uygulamasına geçilmeli, 2010 yılı için destekleme primi ile birlikte yaş çay taban kilogram fiyatı asgari 1,25 TL olarak açıklanmalıdır.

8)   Ömrünü hemen hemen doldurmuş yaşlı çaylık alanlarının bizzat Devlet Planlama Teşkilatınca hazırlanmış çelik klonlama yöntemini ile yenilenmesine başlanmasını öngören projeler bilimsel araştırma destekli olarak ivedilikle uygulanmaya konulmalı, üreticilerin de iştiraki sağlanacak bir finansman modeli geliştirilmeli, gerekli kaynak tahsisatı yapılmalıdır.

9)    Kaçak çayla etkin mücadele edilmeli ve caydırıcı cezalar getirilmelidir.

10)    Çay dâhilde işleme rejimi kapsamından çıkarılmalı, serbest bölgelerde çay ile ilgili caydırıcı ve önleyici düzenlemeler getirilmelidir.

11)   2006 Yılında AKP Hükümetince başlatılan yakalanan kaçak çayların açık artırma ile satılmasından ivedilikle vazgeçilmeli bunun yerine bunların örneğin Askeri Birlikler veya Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna hibe edilmesi uygulaması getirilmelidir.

12)   Dünya Ticaret Örgütüne AKP Hükümetince verilen çayın gümrük vergisinin %145’den kademeli olarak indirilmesi taahhüdünden vazgeçilmeli, Türk Çayına Hindistan Örneğinde olduğu gibi sürekli ve ithalatı caydırıcı bir koruma getirilmelidir.

Ancak tüm bunların hayata geçirilmesinin yegane yolu önümüzde ki seçimlerde Türk Milleti’nin AKP’yi sandığa gömerek gerçek inançlı, tertemiz vicdanlı,  Vatan Aşığı Millet Sevdalısı MHP’yi işbaşına getirmesinden geçmektedir. Yoksa daha 1980’li yıllarda tarımsal ürünler açısından dünyanın kendi kendine yeten yedi ülkesinden biri olan, tarımsal dış ticareti sürekli fazlalık veren Türkiye’de AKP Hükümetinin üstün çabaları sonucu işin terse dönmesi ile tarımsal dış ticaret açığı 2007  yılında  916  milyon Dolara ve nihayetinde de 2008  yılında  önceki döneme göre % 169  oranında  artarak  2 milyar 464 milyon Dolara  çıkması olumsuzlukları daha da artacak, ülkenin can damarlarının kesilmesine yönelik AKP Hükümetinin kırdığı Cumhuriyet Rekorlarının yanlarına  yenileri eklenecektir.