Çıkmaz bir sokağa gırmış, bilinmeyen bir meçhule doğru gidilirken oluşturulan mizansenler etrafında gerçeklere teğet geçirilerek hayat bulan gündemlerin tutsağı olduk maalesef!...

Bu durum, insan ve cemiyet için ne korkunç bir şey!

Bu sıradanlık kuyusuna her birimiz su taşıyoruz ama hiç birimizin bundan haberi bile yok!

Gelin bu çıkmaz sokak maceramızı hep birlikte müşahhaslaştıralım…

Seçim süreci boyunca yaşadığımız pespayelikler ortada…

Bugün ortaya çıkan en somut durum, ana muhalefet partisi ile iktidarın bir koalisyon yapma konusunda sonuç alınamayan görüşmelerinin milletimizde oluşturduğu umutsuzluk ve bezginliktir!

Görüşmelerden, taraflardan yapılan açıklamalar yada kamuoyuna yansıyan biçimiyle hiçbir ilerleme kaydedilmediği açıkça görülmektedir. Nihayetinde görüşmelerden ne sonuç çıkarsa çıksın görünen o ki en yakın zamanda bir seçim daha kapımızı çalacak…

Terör örgütünün uzantısı bir partinin milletvekillerinin seçimden hemen sonra bu milletin birliğini tehdit eden açıklamaları malumunuzdur!

Ağza alınmayacak şekilde kınlarını kusan bu insanlar ve onların destekçileri olan sırça saraylarda oturup millete çeki/düzen vermeye kalkan kesime karşı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’in “Şerefsizler” çıkışı son günlerde kamuoyunu en fazla meşgul eden gelişme oldu!

Milletin vekilleri söz ve davranışlarını kamuoyunun tepkileri ve hassasiyetlerine göre geliştirmeye mecburdurlar!

Ama  buna riayet etmeyenlere karşı haklı ve tutarlı bir çıkış sergileyen Devlet Bahçeli milletimizin hislerine tercüman olurken yukarda bahsettiğim küçük bir azınlığın da hücumuna uğramıştır!

Bir boğuşmadır gidiyor son günlerde…

Ve bu durumu engellemekte mümkün görünmüyor…

Son dakika haberleri her tv kanalının ekranına düşe düşe, insanların kendi inandıkları normları savunma iradesini de ellerinden alıyorlar!

Ne hukuka, ne adalete ne insan haklarına ne de milli vicdanın sesine riayet etmeyen bu ahlak yoksunu aymaz insanlar, çok normalmiş gibi her an son dakika haberleriyle karşımıza çıkabilmektedirler!

Seçimden bu yana, yıllardır “açılım, açılım” diyenlerin idare ettiği bu güzel ülkede kaç şehidimiz var ve bu canlar kimin umurunda hesap soran yok!

Bu yazıyı siyasi tercihlerimize kurban etmeden yazmaya ve derdimi anlatmaya çalışıyorum! Eğer tarafsız gözle okur ve değerlendirirseniz vicdanlarımıza daha rahat nüfuz eder diye de temenni ediyorum!

Yazımın başlığında; sözlerin ve düşüncelerin anlamını yitirdiği günleri yaşıyoruz demiştim…

Bir tarafta; işsizlikten, yoksulluktan, terörden, gelecek kaygısından yorulmuş milletin ekseri çoğunluğu.

Diğer tarafta; bu milletin milli refleksleriyle oynayan bölücüler…

Çeşitli “siyasi angaryalarla” millete rağmen kriz çıkarmaya meyilli çevreler…

Bu olayları çözeceği yerde benzine ateşle gidenler ve en nihayetinde bütün bu olup bitenleri “son dakika” haberleri adı altında yalan yanlış haberlerle milletin asıl gündemine teğet geçenler!

Büyük Devlet olmanın gereklerini bir türlü yerine getiremeyen yönetim kadroları, sen-ben kavgasına mahkum etmeyi bırakmalı artık milletimizin geleceğini!

Aslında uluslararası bir projenin ürünü olan İŞİD ve PKK gibi terör örgütlerinin istediği de bu!

Ve tabii Devlet Bahçeli’nin hâkli çıkışına muhatap olan bu mutlu azınlığın keyfine de diyecek yok hani!

Bu ülkenin birliğine kast eden sözlerin sahiplerine müsamaha gösterenlere diyeceğimiz şudur; bu ülke kolay kurulmadı, siz kusura baksanız da biz bölücüye de, size de “demokrat”, “insan hakları savunucusu”, “şeref timsali insanlar” diyemeyiz!

Ben şimdi size “son dakika” haberini veriyrum!

Devlet Bey’in “Şerefsiz” hitabına muhatap olanlar, muhatap olanlara destek çıkanlar;

“Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden. Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden”

 

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olunuz…