Rahatımızı kaçıracak şekilde meselelere yaklaşmamızın tek geçerli nedeni; inandıklarımız etrafında yazı yazmamızdır!

Bir düşünürün ifade ettiği hakikatte olduğu gibi; “kararlılık insan iradesini uyandırma zilidir!”

Özelikle iktidara ve çeşitli cemaatlere gönül vermiş insanlar, düşünmeden, sorgulamadan yukardan aşağıya dizayn edilen görüşlerin üzerine balıklama atlamaktadırlar! Biz de bıkıp usanmadan bu insanlara kararlılıkla uyarı görevimizi yapmaktayız!

Şöyle bir hatırlatma yapmak isterim sizin de bildiğiniz gerçekleri!

Yıllar önce bugünün fetocularıyla birlikte; Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat, şike ve diğer birçok davayla koca ülkeyi hallaç pamuğuna çevirenler; 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarıyla birlikte okların kendilerine döndüğünü fark etmişlerdi!

Fakat o gün bugündür yolsuzluk dosyalarını sumen altı edenler, daha doğrusu kendi kalpazanlarını yargılamayanlar, kendi elleriyle ABD’ye yolladıkları bu kişilerin nasıl ne şekilde yargılanacağı üzerine kara kara düşünmeye başladılar!

Dış politikada ki başarısızlıklarını, kendilerinin atadıkları Başbakanı görevden alarak bertaraf etmenin yoluna gittiler!

Büyükşehirlerde ki “başarısızlıklardan”, yine kendi aday gösterdikleri kişileri koltuklarından ederek, “suçlu”biz değilizonlardır diyerek kurtulacaklarını sandılar!

Bu söylediklerimi bugün ki günde görmemezlikten gelen bir iki kaleleri kaldı ellerinde! Hala iktidar dalkavukluğuyla trajikomik duruma düşen merkez medya ile iktidar medyası uç maymunu oynamaya devam ediyorlar!

Özellikle; Cumhurbaşkanının nefes almasını bile canlı yayınla duyurmayı kendilerine görev kabul eden dalkavuk medya kuruluşları; bir medya organından çok fanatik bir Ak Partili gibi davranabilmektedirler!

Bir kısım medyanın bu denli kendisini bir partiye karşı sorumlu ve hizmetkâr kabul etmesi Türk Basın tarihinde eşine az rastlanılacak sıradanlıktadır!

Bu medya organları; dün açılım safsatasının başladığı günlerde, söylemleriyle bu ülkede ki “Milli duyarlılıkları” yerle bir etmişlerdi. Buna karşın bu milletin hakiki evlatları aman kardeşliğimize “halel” gelmesin diye büyük bir duyarlılık göstermişlerdir…

Şunu hemen ifade edeyim yeri gelmişken…

Bu ülkenin birliğine, dirliğine halel gelmesin diye çırpınmak, yazı yazmak, olup bitenleri sorgulamak bugün bile zor ve cesaret isteyen işlerdendir!

İktidar ve yandaşları “kabul etmeseler de yenilgilerini”, geldiğimiz nokta onların boylarını çoktan aşmıştır!

Şapka düşmüş kel görünmüştür!

Bu vahim noktayı ortadan kaldıracak milletimizin engin ferasetidir. Sürekli ifade ettiğim gibi; bu ülkenin milli şuurunda anlamsız, sıradan hiçbir şey yoktur. Son yıllarda “milli şuurumuzda” kırılmalar yaşandığını kabul etsek de, yine de “derini taraflarımız” bizi hakikate sevk edecektir!

Daha önce yazmış olduğum “Zamane düşünceleri” başlıklı yazımda şu ifadelere yer vermiştim;

“Özellikle, İslamcı düşünceye sahip olanlar ve bağlı olduklarını söyledikleri, tarikat ve cemaatlerin içine düştüğü durum içler acısıdır! Dinimizin temeli olan hoşgörü ve adalet duygusunun  yerini bağnazlık almıştır bu dünyanın insanları için…

Ama maalesef ülkemizde bugün yükselen değer bu bağnazlığın sahibi olanlarla, onlara payandalık ve dalkavukluk yapan sözde batıcı ama özde liberal ikiyüzlü aydınların düşünceleridir…Beni en fazla üzen şeyse Anadolu’nun temiz fıtratlı insanlarının günlük menfaatleri uğruna bu görüşlere itibar etmesidir!..”

Kaybedenler kulübünün üyesi olan iktidar ve dün kol kola ülkeye “çeki düzen” vermeye çalıştıkları cemaatin gerçek yüzü bugün için gün gibi ortadadır. Sırada bugün ki iktidarın gerçek yüzünün afişe edilmesi vardır. Bunun taktırı de en yakın seçimde milletimiz tarafından verilecektir!

Millet evlatlarını ülkesine bağlayarak değer üretmeyen buna karşın var olan değerlerle alay edenler milletin şuuruna fitne sokmak suretiyle sapla samanı karıştırmada mahir davranmışlar.Ben bu saatten sonraTürk Milletinin daha fazla kendisinin hırpalanmasına rıza göstereceğine inanmıyorum!

İktidarın ve cemaatin 13 yıl boyunca birlikte uyguladıkları “kara propaganda” yöntemleri açığa çıktıktan bu yana olup bitenleri tahlil edebilenlerimiz sayısı hiç de azımsanmayacak kadar çoktur!

Bugün gördüğüm şu; artık bu ülkenin insanı olup bitenler karşısında dünden daha fazla itirazı ve derdi olan bir toplumdur.

…Ve artık kabul etmek lazım ki;“güneş balçıkla sıvanmaz!”

Bu saatten sonra kazanan, Anadolu Coğrafyasının güzel yürekli“İYİ” insanları olacaktır!

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…