Yaklaşık dört yıla yakın bir süredir, memleketimden, Çayeli’mden, dostlarımdan ayrıydım… Kurban Bayramını da vesile ederek Sıla-i Rahim yaptım… Ve artık sizlerle olan beraberliğimin sonuna geldim. Siz bu yazıyı okurken ben İzmir de olacağım nasipse.

Öncelikle şunu söyleyebilirim ki; yüreğimi Çayeli’nde bırakarak aranızdan ayrılmanın derin hüznü var bende… Doğduğum, büyüdüğüm ve kişiliğimin oluştuğu bu coğrafya parçası, kim ne derse desin, bu ülkenin; sadece siyasetine, ekonomisine değil, kültürüne ve sosyal dokusuna da derin izler bırakmıştır ve bırakmaya devam edecektir de…

Şimdi ben, Çayeli’mizde kendimce gördüğüm bazı yanlış uygulama ve düşüncelere değinmeyecek sadece şunu söylemekle şimdilik iktifa edeceğim… Lütfen birbirinizle olan diyaloglarımızda daha samimi ve içten olalım, önyargılarımızla birbirimizi tu kaka etmeyelim sevgili Çayelililer…

Çayeli’ne geldiğim günden bugüne kadar; başta Belediye Başkanımız Rıza Çakır Beye, Başkan Yardımcımız Mustafa Baltacı Beye, samimi ve mütevazı davranışları için teşekkürlerimi bir borç bilirim.

Tahsin Hocama, Mustafa Kasırga ağabeyime, İbrahim Öztürk, Salman Kalyoncu, Muhammet Safi, Ali Kar, Adnan Karal, İlyas Karaoğlu, Mehmet Çil, Mustafa Sözer, Dursun Bayraktutan ağabeyime yakınlıklarından dolayı sonsuz saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum…

Çayeli’mizin meselelerine kafa yoran ve sorgulayan, Ahmet Rıza Derci ve Yusuf Karslı ağabeyime de fikir işçiliği noktasın da başarılar diliyorum..

Bölgemizin yüz akı olan Hizmet İçi Eğitim Merkezimizde ki, hocalarımıza Müdür Baş Yrd. Osman Baltacı ve Müdür Yrd. Selahattin Haberal hocamın şahsında teşekkürler ediyorum…

Çayeli’mizin son dönemlerde her yetişen talebe üzerin de büyük emeği olan Sınan Hardal Hocama, Eğitim Bir Sendikası Başkanı değerli Hocam Salih Yelkenci’nın şahsında bütün hoca arkadaşlara da ilgilerinden dolayı teşekkürü bir borç bilirim…

Ziraat Odasının duayeni, Ali Küçükislamoğlu ağabeyime ve Mustafa Yılmaz kardeşime benim kaprislerime gösterdikleri hoşgörü için af dileyerek teşekkür ediyorum…

Ve elbette dürüstlük timsali dostlarım… Ömerim, Nacettin’im, Zekim ve Recebim… Hayatlarını sadece iyi insan olmaya vakfetmiş bu kardeşlerimle ne kadar gurur duysam ben onların hakkından gelemem inanın bana…

Çayhaber’in kurucuları değerli kardeşlerim Ahmet ve Mustafa’ya da çıkmış oldukları bu ulvi yolda başarılar dilerim…

Sön söz; Merhum Ahmet Hamdı Tanpınar “Etrafımızda olup bitenlerin şuuruna varırsak yaşamak bizim için bir dua olur” diyor ya! İşte bizde bu şuurla bir hayat sürelim… Üstadın;

“Neye baksam içim de hasret çektiğim diyar

Kavuşmak nasıl olmaz mademki ayrılık var”

Dediği gibi görüşmek üzere diyor hepinizi Allaha emanet ediyorum…

Hoşça kalın…