Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler."Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru" derler. ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ 191

      Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. NAHL SÛRESİ 90

       Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Şüphesiz düşünüp öğüt alacak bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık.

    EN'ÂM SÛRESİ 126  

      İnsanın düşünmesiyle alakalı yukarıdaki ayetlerin dışında Kuran-ı Kerimde onlarca ayet daha vardır.Kuran-ı Kerimde insanın düşünmesi o kadar çok ifade edilmesine rağmen günümüz Müslümanları maalesef düşünmekten çok uzaktadır.

     Geleneksel Müslüman anlayışı hala çok yaygın.Duyduğu, emredildiği  ya da gördüğü  kadarıyla bir hayat sürmeyi tercih ediyorlar. Okuyarak,düşünerek,sorgulayarak,sorarak,sindirerek  İslam hayatı pek yaşanmıyor.

     İnsan olmamızın en önemli ayırt edici vasıflarından birisi olmasına rağmen sürü psikolojisiyle yaşamaya devam ediyoruz. Büyüklerimiz, hocalarımız, yöneticilerimiz, patronlarımız ne derse doğrudur ve öyle olmalıdır anlayışını yaşamaya devam ediyoruz.

    Cenab-ı Allah’ın insanlara verdiği en büyük nimetlerden birisi olan aklımızı çok az kullanıyoruz. Hep “birileri ne derse doğrudur” mantığı , içerisinde hazır bir hayat sürdürmeyi daha çok tercih ediyoruz.

     Yüce Peygamberimizin’de düşünmeyle alakalı bir çok hadis-i şerifi vardır. Bunlardan bir tanesi şöyledir.

     Hz. Muhammed (s.a.s)'e en çok etki eden ayetlerden biri, tefekkürle ilgilidir. İki kişi Hz. Âîşe (r.a)'ı ziyaret etmişler. Onlardan biri, "Hz. Muhammed (s.a.s)'de gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız?" deyince, Hz. Âîşe (r.an) şöyle demiştir:

"Resulullah (s.a.s) bir gece kalktı, abdest alıp namazkıldı. Namazda çok ağladı. Gözlerinden akan yaşlar sakallarını ve secde esnasında yerleri ıslattı. Sabah ezanı için gelen Hz. Bilâl (r.a):

"Ya Resulullah (s.a.s)! Geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi ağlatan nedir?" deyince, o: "Bu gece Yüce ALLAH bir ayet indirdi. Beni bu ayet ağlatmaktadır" dedi ve ayeti okudu:

"Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır” (Âl-i İmrân, 3/190).

Ondan sonra Resulullah (s.a.s): "Bu ayeti okuyup da üzerinde tefekkürde bulunmayan, düşünmeyen kişilere yazıklar olsun" dedi.

      Düşünen insan kullanılamaz, kandırılamaz, korkutulamaz.

    Düşünmeden yaşayanlar, iradesini,aklını birilerine ipotek ettirenler  hiçbir zaman  bağımsız hareket edemezler. Hep birilerinin dürtmesiyle, yönlendirilmesiyle,etkisiyle yaşarlar.

    Birileri olmadığında da bir hiçtirler ve kısa süre içinde başka birilerinin etkisine girmeye başlarlar.

    İradesini, aklını pazara çıkarıp pazarcı mantığıyla satmaya çalışanları gördükçe sürekli olarak Allahım! aklımı koru,irademe sahip olmamı sağla diye tekrar tekrar dualar ediyorum.

   İş, siyaset, eğitim, hizmet vs her alanda iradesiz, idraksiz, düşüncesiz ve de akılsız insanların bol olduğu bir ülkede düşünerek, iradesini ortaya koyarak, imanla, ihlasla, aşkla, yürekle din için,   memleket için daha çok çalışmak gerektiğine inanıyorum.

Allahın bizlere emrettiği gibi düşünerek, aklımızı kullanarak iki cihan saadetine ulaşmak için durmadan, dinlenmeden, bıkmadan, usanmadan çalışmak, mücadele etmek ve son nefese kadar yılmadan koşmak en büyük şiarımız olmalıdır.