Türk milleti, binlerce yıllık bir tarihe, yüzlerle ifade edilen devletlere, üç kıtaya yayılmış coğrafyaya ve çok büyük bir medeniyete sahip bir millettir. İslam’la şereflendikten sonra, yaklaşık bin sene boyunca bu yüce dinin sancaktarı olmuş, mazluma umut, zalime korku salmış, Kuran-ı Kerim'de ve Hadis-i Şeriflerde övülmüş, mazisinde utanılacak veya yüz kızartılacak hiçbir yanlışı olmayan nadir milletlerden biridir.

Yaklaşık iki yüz seneden beri batılı emperyal güçler, Türk milletini önce Avrupa’dan, daha sonra da Anadolu’dan atmak için türlü türlü oyunlar uygulamaya başladı. Bu güçler, milletimizi "Hasta adam ve şark sorunu" adı altında bölmeye, parçalamaya, yok etmeye, milli ve manevi değerlerinden koparmaya çalıştı.

Emperyalistler, bugün gelinen noktada üzülerek ifade etmek zorundayız ki amaçlarına büyük oranda ulaşmış ve planlarını çoğunlukla gerçekleştirmiş gibi görünmektedir. Son hedefleri, milletimizin genetik yapısını değiştirip tamamen tarihten silmektir. Kısmen çözebildikleri de genetik yapımızın sadece dış kısmı yani kabuk kısmıdır. Henüz özümüze dokunabilmiş değillerdir. Çünkü genetik kodlarımızın şifresini bilmediklerinden, özümüzü çözmeleri şimdilik imkansızdır. Başarabildikleri o kodun şifresini bize unutturabilmektir. Lakin yarınlarda şifremizi de çözemeyeceklerinin garantisi olmadığını da unutmayalım.

Bütün bunlara rağmen inanıyorum ki Türk milletinin içinde genetik kodlarımızın şifrelerini hala unutmayan, koruyan, sahip çıkan, ileri ki nesillere aktarmaya çalışan nice millet sevdalısı vardır. Özümüzü koruyan, yaşatan bu insanlar mutlaka bir araya gelmeli, birlik oluşturmalı, ortak hareket etmeli, asla ayrılığa ve tefrikaya düşmemelidir. Ortak hareket etmek için de yoldaki işaretleri takip ederek aynı mecrada yani doğru olan bütün yolların ilk çıkış noktasında buluşmak zorundadırlar. Bu mecra, şifremizdir, kurtuluş reçetemizdir, tek çaremizdir. Şucu, bucu, onlar, bunlar demeden, kökü milli olan bütün kesimlerle işbirliği ve  güç birliği yapılmalıdır. Aksi takdirde, yarın çok geç olabilir. Unutmayalım ki, İslam ve Türk düşmanları, o şifrenin peşindedir.

 

Tarihçi, Yazar Osman Azman

[email protected]