Kalkınmış veya kalkınmakta olan tüm dünya devletlerinde en önemli ekonomik kural düşük faiz, yüksek üretimdir.

Türkiye’de 2001 yılında yaşanan ekonomik krizin ardından güçlü ekonomiye geçiş amacıyla uygulanan yapısal reformların ve kararlı yönetim uygulamalarının ekonominin daha iyi hale gelmesine katkıları büyük olmuştur. İstikrarsız hükümetlerin ekonomi üzerine negatif etki yaptığı sonuçlarıyla ortadadır.

Ekonomimizi pozitif yönde etkileyen önemli unsurlardan birisi de dünya ekonomisindeki para bolluğudur. Son 10 yılda ihtiyaç duyulan yüksek harcama bedelleri düşük faizle bulunabilmiştir. Özellikle kamunun faiz yükünün azalmasıyla devlet çok daha büyük harcamalar yapabilmiştir. Bu harcamalar başta inşaat sektörü olmak üzere ekonomiye canlılık getirmiştir.

Ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu, işsizliğin de en önemli çaresi olan üretim 2000’li yıllarda dövizin de belirli bir istikrarı yakalamasıyla, yapılan yatırımlarla kısmen artsa da istenilen düzeyin çok altında kalmıştır.

Merkez Bankasının %65’lerden %8’lere faizi düşürmesine rağmen bu oran sanayide ilerlemiş devletlerin faiz oranlarına göre çok yüksek kalmaktadır. Türk Lirasının aşırı değerli oluşu ülkemizde kolaylıkla üretilebilecek ürünlerin ithalatının artmasına neden olmuş, ihracatın 160 milyar dolara çıkmasına rağmen yeterli derecede artmasını engellemiştir. Merkez Bankası enflasyonu düşük tutabilme uğruna inatla yüksek faiz düşük kur politikasına devam etmektedir. Hükümet içerisinde üretim tecrübesi olan bazı insanların ısrarla bu politikanın yanlış olduğunu söylemelerine rağmen bürokrasinden gelen Merkez Bankası yöneticileri bu söylemlere kulaklarını tıkamaktadırlar.

Bu politika bugün 250 milyar dolar ihracat yapacak kapasiteye sahip Türk Sanayisine büyük bir darbe vurmaktadır. Dünyadaki para bolluğu ve etrafımızdaki savaşın getirdiği kayıt dışı sıcak para cari açığın kısmen kapanmasına neden olsa da gelecek açısından son derece tehlikelidir.

Ülkemin tam ekonomik bağımsızlığına kavuşabilmesi için faizin %1 ‘lere indirilmesi üretimin en az 2 kat arttırılması en önemli adımdır.

Allah’a emanet olun.

Saygılarımla

Hanefi Kulaksızoğlu