Sevgili kardeşlerim;

Son yüzyılda tüm insanlık olarak eşi benzeri olmayan bir salgın hastalık sürecinden geçiyoruz. Bu süreç bütün dünyada hiçbir ayrım yapmadan tüm ülkeleri ve toplumları etkiliyor. Asya’dan başlayan bu salgın Amerika’ya kadar devletleri derinden sarsıyor. Bütün insanlık unutulan temel insani değerlerin önemini vicdanının derinliklerine kadar hissediyor.

Televizyon kanallarında dış devletlerle ilgili izlediğimiz görüntüler hepimizi derinden etkiliyor. Salgın sürecinde; çaresiz kalan devletleri, olmayan sağlık sistemlerini, çoktandır bitmiş dayanışma duygusu, insanı merkeze almayan yönetim anlayışlarını aylardır ibretle izliyoruz. Ve bu olumsuzlar listesi uzayıp gidiyor.

Öte yandan benim ülkem, benim milletim, benim devletim, benim liderim bir an bile tereddüt etmeden dünyaya diz çöktüren salgın sürecini tarihinden, kültüründen, değerlerinden, çalışkanlığından, vizyonundan, inancından, imanından aldığı güçle insani ve akılcı anlayışla bir süreç yöneterek, her yönüyle sağlam bir mücadele veriyor. Velhasıl yıllardır insanı temele alan hem sadece kendi insanını değil insanlığı da temele alan hizmet anlayışıyla bu salgın hastalık sürecini büyük bir başarı öyküsü yazarak sürdürüyor. Bir vatandaş olarak aklın, bilimin, ilmin ışığında yönetilen bu süreçle devletimle onun başında olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’la onur duyuyorum, gurur duyuyorum.

Dünyaya diz çöktüren korona virüsün hastalığının gerek ülkemize gelmesinin geciktirilmesi, gerekse ülkemizde görüldüğü tarih olan 11 Mart tan itibaren ortaya konulan mücadele süreci devletiyle, milletiyle her boyutuyla adeta büyük bir destan yazılıyor.

Kıymetli kardeşlerim;

Benim ülkemde salgın hastalık sürecinde devletimizin ve toplumumuzun tüm birimleri ile verilen bu başarılı mücadeleye isterseniz bir bakalım;

Bütün sürece her yönü ile hâkim, öngörüleri yüksek bir liderlik anlayışı ile sağlık sistemimizi dünya standartlarının üzerine taşıyan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN yönetiminde Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Cumhurbaşkanlığı kabinesi hızla, ahenkle ve büyük bir profesyonellikle harıl harıl çalışıyor. Cumhurbaşkanlığı sisteminin temel özelliklerinden olan hızlı kara alma ve hızlı icraatlar gerçekleştirme özelliği toplumun bütün kesimlerine güven veriyor.

Öyle ki sadece ülkemiz için değil dünyada da gelişmiş gelişmemiş bütün ülkelerin yardımına koşarak tüm insanlığın umudu oluyor. Dünya da maske ve dezenfektanlar için adeta korsanlık yapan ülkeler varken Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla kendi insanımızın ihtiyacının karşılanmasının yanında uçaklar dolusu sağlık ve temizlik malzemesini İtalya’dan, Kosova’ya, İngiltere’den Filistin’e, Çin’e Amerika’ya kadar onlarca ülkeye yardım malzemesi gönderiyor. Sadece kendi insanının değil tüm insanlığın derdine çare olunuyor.

Virüsün dünyada görüldüğü ilk günden itibaren Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin KOCA aklın ve bilimin ışığında fedakârca çalışmaları ile her birimize emin ellerde olduğumuz duygusunu yürekten hissettiriyor. Cumhurbaşkanımızın vizyoner yönetim anlayışı ile sağlık sektörümüze yıllardır verdiği büyük desteklerin kıymeti ortaya çıkıyor. Dünyada gelişmiş diye bildiğimiz ülkelerde hastane koridorlarında yerlerde yatan hasta görüntülerini izlerken ülkemizde şehir hastanelerinin verdiği muazzam hizmet hepimizin göğsünü kabartıyor. Öte yandan yeni şehir hastanelerimizin açılışı yapılarak yüzlerce hastalık yoğun bakım kapasitesi ve beş yıldızlı otel konforuyla vatandaşlarımızın hizmetine giriyor. 45 günde biner odalı iki pandemi hastanesi inşası gerçekleştiriliyor. Bu sürecin emektarları sağlık çalışanlarımız tam bir milli şuurla doktoruyla, hemşiresiyle, teknisyeniyle, temizlik görevlisi ile adeta destan yazıyor. Her biri bu salgın hastalık döneminde gönüllerimizde taht kuruyor. 

Dünya da yoğun bakımlarda, solunum cihazlarında yer kalmadığı, sağlık çalışanlarının hastalar arasında çaresiz kalarak solunum cihazına kimin bağlanacağına dair tercih yapmak zorunda kaldığına dair görüntüleri izlerken Bilim ve Sanayi Bakanlığı’mızın destekleri ile milli şirketlerimiz 14 günde gece gündüz çalışarak solunum cihazı üretiyor. Kendi vatandaşının ve dünyanın hizmetine sunuyor. Hibe ediyor, ihraç ediyor.

Öte yandan Dışişleri Bakanlığı’mız Cumhurbaşkanımızın talimatları ile dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun tüm vatandaşlarına sahip çıkıyor, binlerce insanının vatanlarına dönmesine hiçbir ücret almadan destek veriyor. Ve bu vatandaşlarının karantina sürecinde Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın yurtlarında misafir ediliyor. Ambulans uçaklar dünyanın öbür ucundan yapılan çağrılara cevap veriyor tedavi için hasta vatandaşlarımızı ülkemize taşıyor. Ticaret Bakanlığımız tüm imkânları seferber ediyor süreçte ihtiyaç duyulan tekstil fabrikaları fedakârca çalışıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız Hazine ve Maliye Bakanlığımızla tam bir dayanışma içinde ihtiyaç sahibi olan her bir vatandaşımıza devletimizin tüm imkânları ile hizmet veriyor, destek sağlıyor.

İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman SOYLU yılardır terörle mücadele, deprem, sel gibi doğal afetlerde ortaya koyduğu başarılı performansı bu salgın hastalık sürecinde de sahada hepimize hissettiriyor. Bakanlığın tüm birimlerini Polisimizle, Jandarmamızla mesai tanımadan fedakârca sahada adeta bir destan yazıyor.

Başarı hikâyelerinin ortaya konulduğu bir diğer bakanlığımız Milli Eğitim Bakanlığımız, salgın hastalık sürecinde geleceğimizin teminatı gençlerimiz için tüm imkânları seferber ediyor. Salgın sürecinin hemen başında bir haftada üç televizyon kanalı kurarak, Eğitim Bilişim Ağı (EBA) nı dünyada örneği görülmemiş şekilde her seviyede on sekiz milyon öğrencisinin, bir milyon öğretmeninin hizmetine sunarak başka bir başarı hikâyesi yazıyor. Bir anda milyonlarca evi okula çevirerek okulu bütün topluma adapte ediyor.

Değerli kardeşlerim;

Yukarıda bir kısmını hatırlatmaya çalıştığım örneklere bir çırpıda yüzlerce örneği daha eklememiz elbette mümkün. Sizlere bu sürecin diğer kahramanlarından da söz etmek isterim. İşte onlar ülkemizin dört bir yanında devleti ile birlik ve beraberlik duygusu ile kenetlenen toplumumuzdur. İnsanımız evinde maske dikiyor, Halk Eğitim Merkezlerimiz ve Meslek Liselerimiz adeta destan yazıyor. Maske üretiyor, siperlik üretiyor, dezenfektan üretiyor…

Bu milli şuur ve birlik, beraberlik duygusu dünyada eşi benzeri görülmemiş bir duygudur. Millet olarak Çanakkale Savaşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nda, 15 Temmuz’da ortaya koyduğumuz milli birlik ve dayanışma duygusunun yeni örneklerini sergiledik. 65 yaş üzeri büyüklerimizin ihtiyaçlarını kapı kapı gezerek giderdik.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından başlatılan “Biz Bize Yeteriz Türkiye’m” toplumsal dayanışma kampanyasına verilen destek milletimizin yazdığı bir başka dayanışma örneği oldu. Valiliklerimiz ve Kaymakamlıklarımız bünyesinde kamu görevlilerinden oluşan binlerce gönüllü “Vefa Destek Grupları” nın ortaya koyduğu fedakârca hizmet anlayışı bu sürecin unutulmayacak hizmetlerinden oldu. Milyonlarca vatandaşımızın ihtiyacı mesafe ve mesai tanımadan karşılandı. Devletimizin bütün imkânları milletimiz için seferber edildi.

Sevgili dostlarım,

Sabırla, tedbirle ve tevekkülle yürütmemiz ve başarıyla tamamlamamız gereken bu süreçte gerek devlet olarak gerek millet olarak dünyada eşi benzeri olmayan bir destan yazıyoruz. Toplumumuzun bu birlik beraberlik ve dayanışma duygusunun artarak devam etmesini, Müslümanlar olarak camilerimize sağ salimen kavuşmamızı Rabbimden niyaz ediyorum. Milyonlarca öğrencimizin okullarına, öğretmenlerimizin öğrencilerine kavuşmasını diliyorum.  Toplum olarak sevgiyle ve dayanışmayla yürütmekte olduğumuz bu sürecin sonunda sevdiklerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza sağlıkla kavuşmamızı dilerken hepinize sevgi ve selamlarımı sunuyorum.

Mustafa BALTACI