Kimlerle kader bağı oluştururuz? Ailemiz, dostlarımız, iş arkadaşlarımız, aynı sorunu yaşarken tesadüfen birlikte olduklarımız, aynı semti, aynı şehri paylaştıklarımız. Kovid19 tnormalleşme adımları kapsamında da yeni bir kader ortaklığımız var şehrimizde yaşayanlarla…

Geçen yıl Ocak ayında duymaya başladık koronavirüsü. Önceleri Çin’deydi bize uzak, hatta film gibi geliyordu yaşananlar. Mart ayından itibaren etkilerini görmeye, yaşamaya başladık. Birlikte üzüldük, birlikte sevindik, birlikte evlere kapandık desem çok mu ütopik olur? Küresel bir salgın ve virüsün ulaşmadığı yer yok gibi. Hepimiz aynı oranda etkilenmedik, hepimiz aynı şekilde mücadele de etmedik. Kimimiz sorumluluk aldı, kimimiz almadı. Düşünün çevrenizde kovid19 virüsüyle enfekte olanları. Kimler bulaştırmış olabilir? Kendi dikkatsizliği veya çevresindekilerin dikkatsizliği. “Kimseyle temasım yok” deyip hastalık bulaştıranlar az değil. Kaç kişi sorumluluk alıyor? Vicdanı rahatsız olanlar olduğu gibi, tıpkı diğer yaşam olaylarında olduğu gibi umursamayanlar da var. Artık kovid19’la mücadelemizde yeni bir boyuta geçiyoruz ve bu boyutta bir şehrin kaderi, o şehirde yaşayanların elinde olacak. Yani umursamayanlar, önemsemeyenler diğerlerinin hem sağlığını hem ekonomisini, hem psikolojisini etkileyecek. Bir şehri sevmek, o şehirde yaşayanları da sevmektir. Onların acılarını, sevinçlerini de paylaşmaktır. Siz belki hafta sonu gidemediğimiz kahvaltı için üzülürken, o kahvaltıyı size sunanlar ailesinin geçimini, çalışanlarının geçimini, ödeyeceği kirası gibi pek çok şey için üzülüyorlar. Düşünün eğitimden uzak kaldı çocuklar, gençler… Hatta damgalanmaya başlandılar bile, “uzaktan eğitim öğrencileri, uzaktan eğitim mezunları” diye… Öğrenme kayıpları artıyor her geçen gün. Eğitim kurumları sorun yaşıyor. Öğretmenlerin bir kısmı uyum sağladı, bir kısmı çabalıyor “neyi nasıl, daha iyi öğretebilirim” diye. Emekliler, her gün 3 saat çıkış izni olduğu halde dışarıya çıkamayanlar, konuşacak insan arayanlar… Konuşamadığı için hastalıklarla, depresyonla savaşanlar… Hepsinde sorumluluğumuz var unutmayın. Gençler evde yüksek sesle müzik dinliyor diye şikayet edenler var belki de… Ses olmasın diye sürekli kulaklıkla yüksek sesle müzik dinleyip, dizi, film izleyenler de yaşayacak sorunlar. Sanal arkadaşlıklardan dolayı sosyalleşemeyenler, sanattan uzak kalanlar… Saymaya kalksam listeyi uzatacağım ve siz de okumaktan sıkılacaksınız.

Sizin de şehrinizin risk grubunun belirlenmesinde sorumluluğunuz var unutmayın. Birlikte o şehri normalleştireceğiz ya da birlikte hasta edeceğiz. Şehrinizin sorumluluğunu paylaşmaya hazır mısınız? Hazır değilseniz hemen hazır olmaya başlayın. Yarış başlıyor…