Son günlerde Karadeniz’de de tırmandırılmaya çalışılan terörün arkasında kim var?


Pontus fitnesine dikkat


Güneydoğu bölgesindeki etnik bölücülük faaliyetlerinin ardından şimdi de Karadeniz bölgesinde benzeri bir faaliyetin yürütüldüğü görülüyor. Psikolojik faaliyetler ile bölge insanı baskı altına alınmaya çalışılıyor.


Terörle mücadelede iki kez gazilik unvanı alan emekli Jandarma Kıdemli Binbaşı Yusuf Ziya Çol, tırmandırılmaya çalışılan terör hareketlerinin arkasında ‘Pontus’ özleminin yattığını söyledi. Dış güçlerin Doğu Karadeniz bölgesinde uygulamak istedikleri politikanın son 10 yılda yoğunlaştığını hatırlatan Çol, “Hedef Doğu ve Güneydoğu illerindeki etnik kökenli bölücülük faaliyetleri ile aynıdır. Orada silahlı, burda psikolojik yöntemler deneniyor” dedi. Çol, “Fitne dün buradaydı, bugün de burada, yarın da burada olacaktır. Biz de hep vardık ve hep olacağız” şeklinde konuştu.


Bağımsız Pontus hayali ile soykırımdan sözedildiğini, insanların dinlerini saklamak zorunda bırakıldığı iddialarının ileri sürüldüğünü anlatan Em. Binbaşı Çol, şöyle dedi: Bu düşünceyi desteklemek adına bilimsel toplantılar, inanç, kültür turizmi, festivallere katılım, Yunanistan’a vize kolaylığı, dil öğrenimi, maddî yardım gibi işlemler yapılıyor. Bölgedeki belli kesime siz Türk değilsiniz, Müslüman değilsiniz fikri empoze ediliyor. Papazın öldürülmesi, Dink’in Trabzonlu bir genç tarafından öldürülmesi hep bu planın birer parçasından ibarettir.”


ORDU


Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde görev yaparken Güneydoğu illerinde sürdürülen terörle mücadele alanında iki kez gazilik unvanına sahip olan emekli Jandarma Kıdemli Binbaşı Yusuf Ziya Çol, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tırmandırılmaya çalışılan terör hareketlerinin arkasında ‘Pontus’ özlemi yattığını söyledi.
Emekli Binbaşı Çol, Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’nde ‘etnik bölücülük’ yapılırken, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ise ‘psikolojik harekatı’ tabi tutulduğunu belirtti.


Emekli Jandarma Kıdemli Binbaşı Yusuf Ziya Çol, Ordu İli Kültür ve Kalkınma Vakfı tarafından 3 ayda bir yayınlanan ‘Ordu’da Dört Mevsim Dergisi’nde yazdığı makalesinde, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde bir süredir baş gösteren terör hareketlerini değerlendirdi. Dış güçlerin Doğu Karadeniz Bölgesi’nde uygulamak istedikleri politikanın son 10 yılda yoğunlaştığını, bu yaklaşımda bölgenin coğrafi konumunun, tarihi ve kültürel dokusu ile insan ve toplum yapısının etkili olduğunu belirten Em.Binbaşı Çol, “Hedef Doğu ve Güneydoğu illerindeki sürdürülen ‘etnik kökenli bölücülük’ gibi aynıdır, ancak yöntem farklıdır. Orada etnik bölücü nitelikli silahlı mücadeleye dayanarak gittikçe siyasallaşan bir hareket sürdürülürken, Karadeniz’de etnik yerine ‘psikolojik’ yöntemler denenmektedir” dedi.

Em.Binbaşı Çol, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde sürdürülmek istenen psikolojik harekatı şöyle özetledi: “Bölgede bağımsız bir Pontus devleti kurma gayretlerine bağlı olarak soykırımdan söz edilmekte, insanların dinlerini saklamak zorunda bırakıldığı savunulmaktadır. Bu düşünceyi desteklemek adına bilimsel toplantılar, inanç kültür turizmi, festivallere katılım, belediyeler arası karşılıklı girişimler, Yunanistan’a vize kolaylığı, dil öğretimi, burs barındırma, maddi yardım gibi işlemler yapılmaktadır.


Katolik, Protestan, Ortodoks kiliselerinin ‘ev kiliselerinde’ Hıristiyanlık propagandası yapması, iş vaatlerinde bulunması, Rize-Hemşin, Çamlıhemşinlilerin Ermeni asıllı olduğunun söylenmesi, diğer taraftan ‘Lazsınız’, ‘Gürcüsünüz’, ‘Çerkezsiniz’, ‘Abazasınız’, ‘Rumsunuz’ gibi farklılıkların kullanılması. Bu durum gösteriyor ki, bölgede belli kesime ‘Türk değilsiniz’, diğer kesime ‘Siz Müslüman değilsiniz’ şeklinde yanaşılmaktadır. Bunların dışında aşırı sol örgütlerin Tokat merkezli Doğu Karadeniz’e yönelik çalışmaları, PKK terör örgütünün bu grupla birlikte hareket çabaları, TAYAD üyelerinin 2005 yılında neden olduğu gerilim, Trabzon Santa Maria Katolik Kilise papazı Andre Silvia Santro’nun 2006 yılında, son olarak Ermeni asıllı Hrant Dink’in Trabzonlu bir genç tarafından öldürülmesi, bölgeye yönelik psikolojik harekatın sonucu olarak karşımıza çıkar. Tüm bu gelişmeler, terörle mücadelede 600’ün üzerinde şehit veren Doğu Karadeniz halkının ulusal konulara duyarlılığını arttırmaktadır. Oluşturulan bu havayla bölge halkı, toplum psikolojisine bağlı ateşli yapısının da kullanılmasıyla provokasyonun içine çekilmek istenmekte, birbirini tetikleyen halkalar oluşturulmaya çalışılmaktadır”.


Bütün bu dış kaynaklı provokasyon ve bölücü yöntemlere rağmen Karadeniz halkının hiç bir zaman terör ve bölücülüğe prim vermeyeceğini söyleyen Em.Binbaşı Çol, makalesini şöyle bitirdi: “Fitne dün buradaydı, bugün de burada. Yarın da burada olacaktır. Biz de hep vardık ve hep olacağız. Üstelik daha büyük birlik ve beraberlikle. Karadeniz halkı, atalarından ve binlerce şehitten emanet olarak aldığı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni dünya durdukça yaşatacak ve geçmişte olduğu gibi gelecekte de devletimizin betonu olmaya devam edecektir”.

 

 

(iha)

Editör: HABER MERKEZİ