Dilek ASLAN

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şağdan Başkaya, Türkiye'nin av turizmi konusunda istenen ve olması gereken seviyeden oldukça uzakta bulunduğunu söyledi. 

Doç. Dr. Başkaya, yaptığı açıklamada, iki asır önce ilk kez Afrika ülkelerinde başlayan av turizminin, bugün dünyanın pek çok ülkesinde en önemli turizm etkinliği haline geldiğini belirterek, şöyle dedi: 

''Son 20 yılda Polonya, Macaristan, Romanya, Çekoslovakya ve Bulgaristan gibi Doğu Avrupa ülkelerinin av turizmine önem vererek bu sektörden büyük yarar sağladıklarını biliyoruz. Ayrıca Fransa, Almanya, İspanya, İskoçya, Yugoslavya, Avusturya ve Danimarka gibi birçok ülke av turizmine ciddi bir kaynak olarak önem vermektedir.'' 

Türkiye'de yabancıların 1970'li yıllara kadar herhangi bir sınırlama olmaksızın gelişigüzel avlanabildiklerini ifade eden Doç. Dr. Başkaya, av turizminin yasal olarak ise ilk kez 1977 yılında, avlanması bütün yıl serbest olan yaban domuzu ile başlatıldığını bildirdi. Doç. Dr. Başkaya, şunları söyledi: 

''Ülkemizde bugün av turizmi uygulamaları, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanununa göre Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından çok daha planlı ve kontrollü bir şekilde sürdürülmektedir. Ancak ülkemiz bu konuda istenen ve olması gereken seviyeden oldukça uzakta bulunmaktadır.'' 
   
Geyik ve karaca gibi av hayvanlarının yaşam alanlarına sahip olan Almanya'da yılda 58 bin geyik ve 1 milyon 200 bin civarında karaca avlandığını, Türkiye'de ise yılda 38 geyik ile 30 karacanın av turizmine sunulduğunu belirten Doç. Dr. Başkaya, ''Yine ana vatanı ülkemizin Akdeniz ve Ege bölgeleri olan alageyik, bugün ülkemizde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunurken, ülkemizden götürülerek çoğaltıldığı Almanya'da yılda 50 bin kadarı av turizmine sunulabilmektedir. Özetle av turizmindeki durumumuz içler acısıdır'' dedi. 
   
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 2008-2009 av döneminde Merkez Av Komisyonu kararına göre av turizmi kapsamında avına izin verilen türlerden yaban keçisi için 238, melez yaban keçisi için 6, çengel boynuzlu dağ keçisi için 21, geyik için 38, Anadolu yaban koyunu için 10, karaca için 30 ve yaban domuzu için de 65 adet kota konulduğunu kaydeden Başkaya, şöyle devam etti: 
   
''Av turizmi, yapıldığı yörede yaşayan insanların bu işten gelir elde etmelerini ve kaçak avcılara cephe almalarını sağlayan önemli bir unsurdur. Av turizmiyle yaban hayatının korunmasına, av hayvanlarının sayısının artmasına katkı sağlanmaktadır. Av turizminde çok iyi durumda olmayışımızın en önemli nedeni, ülkemizin henüz bu konuya istenen önemi göstermekten oldukça uzak olmasıdır. Ülkemizin yaban hayatı işleri, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından kısıtlı imkanlarla ve yetersiz elemanlarla yürütülmeye çalışılmaktadır.'' 
   
Doç. Dr. Başkaya, av turizminde tahsil edilen ücretlerin önemli bir kısmının, avlanma yapılan belde belediyesi ve köy tüzel kişiliklerine katılım payı olarak bırakılmasının, kamuoyu gözünde av hayvanlarının önemini daha da artırdığını belirtti. Doç. Dr. Başkaya, ''Av turizminden direkt elde edilen gelirler içerisinde yer alan avlanma ve ava katılma bedeli, acentelerin organizasyon için aldıkları para, ulaşım, konaklama ve yeme içme bedelleri, bu turizmin yapıldığı alandaki ekonomi için büyük bir önem taşımaktadır'' diye konuştu. 

   
Rize il çevre orman müdürü Kandemir;“Yaban keçisi Avlanmasına eylül ile aralık ayları arasında izin verilmektedir”
   

Rize İl Çevre ve Orman Müdürü Sabit Kandemir ise Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Av Yaban Hayatı Daire Başkanlığının talimatları doğrultusunda yaban hayvanlarının envanterini çıkardıklarını söyledi. 
   
Yapılan envanter çalışması sonucunda popülasyonun yeterli seviyenin üzerinde olması durumunda bu alanda o hayvan türü için belirli bir kota ayrıldığını ve avlanmasına izin verildiğini ifade eden Kandemir, istekli kişilerin direkt olarak Av Yaban Hayatı Daire Başkanlığı ile temas kurarak işlemlerini gerçekleştirdiklerini kaydetti. 
   
Kandemir, yaptıkları envanter çalışması sonucunda bu yıl Rize'nin bazı alanlarında yaban keçisi popülasyonunun fazla olması nedeniyle 6 dağ keçisinin vurulmasına daire başkanlığınca izin verildiğini kaydederek, şunları söyledi: 
   
''Yaban keçisinin vurulması için istekli kişiden 3 bin YTL alınmaktadır. Bu paranın yüzde 60'ı, vurulan hayvanın bulunduğu köyün tüzel kişiliğine verilmektedir. Diğer kısmı da daire başkanlığında kalmaktadır. Ayrıca vuracak kişinin yanına o köyden rehber de verilmektedir. Uygulamaya yöre insanın da katılması ile o bölgedeki insanların kaçak avlanacak kişileri yöreye sokmamaları ve yaban hayatının korunması amaçlanmaktadır. Vurulmasına izin verilen hayvanın yaşlanmış, güçten düşmüş ve erkek olmasına dikkat edilmektedir. Avlanmaya, eylül ile aralık ayları arasında izin verilmektedir.''



Editör: HABER MERKEZİ