Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hızır Önsoy, son 10 yıl içinde bütün dünyanın küresel iklim değişikliğiyle yatıp kalktığını, ancak bu durumun Türk insanının pek de umurunda olmadığını söyledi.

Halkın yüzde 90'ının küresel iklim değişikliği hakkında bilgisi olmadığını belirten Önsoy, 'Dünya iklim değişikliğiyle uğraşıyor. Doğu Karadeniz bölgemiz Türkiye'nin yağış ortalamasına göre, en yüksek  ortalamaya sahip. Çayeli ve Hopa civarlarında 2 bin 500 milimetreye kadar gidiyor yıllık ortalama. İç Anadolu'da ise 600-650 milimetre. Anormal derecede fark var' dedi.

Prof. Dr. Önsoy, küresel iklim değişikliği çerçevesinde, bazı bölgelerde yağışların artacağını, bazı bölgelerde ise azalacağını ifade ederek, 'Yağışların tek artacağı bölgemiz ise Doğu Karadeniz. Zaten yağışlı olan bölgemizde ortalama yağış yüksekliği daha da artacak. Eskiden yağışlar yer ve zaman içinde düzenli dağılıyordu, biz de bunları biliyorduk. Ama küresel iklim değişikliği baş
gösterdikten sonra yersel ve zamansal anormallikler meydana geldi ve gelmeye de devam edecek' diye konuştu.

'1 aylık yağış, 1 günde'

Yaklaşık bir ayda düşmesi gereken yağışların, bir günde düşmeye başlayacağını vurgulayan Prof. Dr. Önsoy, şöyle devam etti:

'Dolayısıyla bunu zemin ve yataklar taşımayacak. Buna göre tedbir almamız lazım. Yönetimler oluşturmamız ve suyu buna göre yönetmemiz lazım. Her olay oluyor, bakıyorsunuz, valilikte toplanılmış, kriz yönetimi yapılıyor. Ben üzülerek ve acıyla gülüyorum, ne demek kriz yönetimi? Olay gelmeden önce kurullar oluşturmak lazım. Buna biz risk yönetimi diyoruz. Olay baş göstermeden önce ne gibi tedbirler alınır ve can kayıpları nasıl sıfıra indirilir, maddi kayıplar nasıl en aza indirilir, bunların tartışılacağı bir yer. Dolayısıyla kriz komitesi deyince ben çıldırıyorum, böyle bir şey olmaz. Bu komitelerde hiçbir bilim adamı yok. Bu kurullarda niçin bilim adamları yoktur, neden bizden yardım istenmez? Ben zoraki gidip de 'Sayın valim ben göreve geliyorum' diyemem ki. Sonra bütün hepsi Temel fıkrasına dönüşüyor.'

'Uygulamada sıkıntılar var'

Prof. Dr. Önsoy, bölgede heyelan ve taşkın riski haritaları çıkarılması ve bir an evvel tamamlanması gerektiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

'1, 2 ve 3. derecede risk altındaki bölgeler belirlenmeli. Buna göre yapılaşma yapılırken, uygulamacı kurumlar adama 'arkadaşım sen burada evini yapma, çünkü burası 1. derece risk bölgesi, sen evini şuraya yap' diyebilmeli. Bunu diyen yok, mümkün değil. Bu konuda ortaya konulmuş bir teşhis, reçete ve tedavi yok. Risk haritaları çıkarılmamış. Bilimsel çalışmalarda reçete bellidir, reçete bizdedir. Bunu bilim söylüyor, 'çözümü budur' diyor ama maalesef buna kimsenin uyduğu yok. Uygulamada da büyük sıkıntılar var.'

Rize'ye dün düşen 166.2 kilogram yağış miktarının anormal derecede yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Önsoy, 'Riskli bölgelerde bulunan vatandaşlarımız tedbirli olmalı. Dere yataklarında ya da yakınlarında evleri bulunanlar buralardan bir an önce çıkarılmalı. Bu sadece acil bir uyarı ve önlemdir. Taşkın, sel ve heyelanları yönetebilmek için orta ve uzun vadeli planlar yapmak lazım' dedi.

81 yılda 585 ölü

Prof. Dr. Hızır Önsoy, 1929-2010 yılları arasında, Doğu Karadeniz bölgesinde yaşanan 33 sel, heyelan ve taşkın olayında, 586 kişinin hayatını kaybettiğini, 15'i aşkın kişinin kaybolduğunu ve yaklaşık 1,5 milyar liralık maddi hasarın meydana geldiğini açıkladı.
 
cnnturk
Editör: HABER MERKEZİ