Irak'ın zorlu dönemlerinde Saddam Hüseyin'in büyük oğlu Uday Hüseyin, iktidarın en çarpıcı ve acımasız figürlerinden biriydi. Lüks yaşam tarzı, altın kaplama silahları ve göz kamaştıran otomobilleriyle hayatını sürdüren Uday, yaşamı boyunca skandallarla anıldı. Ancak yönettiği askeri birliklerin üniformalarındaki detaylar, sıradışı zevkleriyle özdeşleşen bu figürün çizgisini bir kez daha belirginleştirdi.

1964 yılında Bağdat'ta doğan Uday Hüseyin, gençliğinde lüks ve şatafat içinde bir hayat sürdü. Babasının gölgesinde, Irak'ın çeşitli sektörlerinde etkin rol aldı ve kendini gösterdi. Irak Olimpiyat Komitesi ve Irak Futbol Federasyonu'nun başkanlığı gibi prestijli görevlerin yanı sıra, Saddam'ın Fedaileri olarak bilinen birliğin liderliğini üstlendi. Ancak bu pozisyonlarda otoriter bir tutum sergileyen Uday'ın eleştirilere kapalı olduğu biliniyordu.

158770

Uday'ın hızla yükselen gücü, bir zamanlar babasının halefi olarak gösterilmesine yol açtı. Ancak kontrolden çıkan öfkesi ve şiddet eğilimi, sonunda kardeşi Kusay'a haleflik rolünü kaptırmasına neden oldu. Kontrolden çıkan öfkesiyle tanınan Uday, Saddam'ın yakın arkadaşı Kamel Hana'yı sopayla öldürdüğünde ise kaderi belirlenmiş oldu. Babası Saddam, oğluna Kamel'in ölümü durumunda kendisinin de ceza alacağını belirtti. Kamel'in ölümüyle sonuçlanan bu olay, Uday'ın siyasi düşüşünün başlangıcı oldu.

1995 yılında ise üvey amcası Watban İbrahim'i vurarak ağır yaralayan Uday, Saddam'ın en sert cezasıyla karşılaştı. Otomobil garajlarını yakma cezası, Uday'ın gözler önünde yaşanan son cezalandırılması oldu. Bu trajik öykü, Uday Hüseyin'in acımasızlığını ve döneminin karanlık yüzünü vurguluyor.