İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Şaylan, iklim değişikliğiyle ilgili AA muhabirine değerlendirmede bulundu. 2011 ile 2020 yılları arasındaki dönemin uzun yıllardır kaydedilen en sıcak on yıl olduğunu belirten Şaylan, son beş yıldaki rekor seviyedeki en sıcak yılların 2016, 2019 ve 2020 olduğunu anlattı. Şaylan, 2020 yılında ortalama küresel hava sıcaklığı sanayi öncesi dönem seviyesinin yaklaşık 1,2 derece üzerine çıktığını dile getirerek, "Sıcaklık 14,9 derece olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılında meydana gelen bu 1,2 derecelik küresel sıcaklık artışı, Paris Anlaşması'nın önlemeye çalıştığı alt sıcaklık artış sınırına yaklaşmıştır." diye konuştu. Sıcaklık artışlarının dünyadaki yaşamı etkileyen iklim değişikliğinin hızının çarpıcı bir göstergesi olduğunu aktaran Şaylan, şöyle devam etti: "İklim değişikliğinin göstergelerinden biri hava sıcaklığıdır. Ancak tek gösterge sıcaklık değildir. Bununla birlikte atmosferdeki karbondioksit, metan gibi sera gazı konsantrasyonları, aşırı hava olayları, okyanusların ısısı, deniz su seviyesi, buzul kütlesi ve kapladığı alanlar iklim değişikliğinin diğer bazı göstergeleridir. Bu değişiklikler dünyayı, ülkeleri, yaşamları etkilemektedir ve etkileyecektir. Bilhassa tarım bu değişimlerden etkileneceklerin en önemlilerinden biridir. Sıcaklık, yağış, güneş radyasyonu ve diğer meteorolojik faktörlerdeki değişikliklerin, ülkemiz tarımı, su kaynakları, ormanları gibi alanları yakın, orta ve uzun vadede nasıl etkileyeceğinin belirlenmesi ve buna göre önlemler alınması kritik öneme sahiptir. Sıcaklıkların artması ile daha az don olayının meydana gelebileceği ve bitkilerin büyüme sezonunun uzamaya devam edeceği tahmin edilmektedir. Kuraklık, sıcak hava dalgalarının artması, ani ve şiddetli yağışların meydana gelmesi, aşırı hava olayları özellikle çatısız fabrika niteliğindeki tarımı etkileyebilecek en önemli risklerdir." "İklimin doğal değişimine, insanoğlunun yaptığı olumsuz etkiler en düşük seviyeye indirilmeli" Prof. Dr. Levent Şaylan, iklim değişikliğinin gelecekte tarıma, ormanlara yapabileceği etkilerin öngörülmesi gerektiğini dile getirdi. Dünyada iklim değişikliğinin gelecekte yapabileceği etkiler ile ilgili planların oluşturulmasının ve yapılan planların yeniden gözden geçirilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Şaylan, sözlerini şöyle tamamladı: "İklimde ki bu değişikliğe nasıl uyum sağlanabileceği, nasıl daha dirençli olunabileceği ile ilgili planlar yapılmalı ve bunlar uygulanmalıdır. İklimin doğal değişimine, insanoğlunun yaptığı olumsuz etkiler en düşük seviyeye indirilmesi gerekiyor. İklim değişikliğiyle mücadelede doğayla barışık olmak oldukça önemli. Doğa ile barışık olmak ile hedeflenen, iklim değişikliğine neden olan insanoğlundan kaynaklanan atmosfere salınan sera gazlarının azaltılması ve atmosferden yeryüzüne indirilen (yutak) sera gazlarının da arttırılmasıdır. Böylece doğal olayların sonucunda değişen iklimin yapay olarak insanoğlunun faaliyetleri ile olumsuz yönde değiştirilmesi önlenebilir. Bu konuda, atmosfere sera gazı salan yakıt kullanımının azaltılması, ormanların korunması ve genişletilmesi, yenilenebilir enerjinin daha fazla kullanılması gibi bazı örnekler verilebilir ve bunlar doğaya yapılan yapay etkileri azaltacaklardır."