Çayeli Kültür Merkezi’nde Düzenlenen Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Turizm Kurultayı, 17 Aralık 2010’da yapılan kapanış oturumuyla faaliyetini tamamladı. Bölgemizde gerçekleştirilen ender uluslararası toplantılardan biri olan etkinlik, harika bir organizasyon olarak, hem Ankara Rize Dernekleri Federasyonu hem de Çayeli ilçe yönetiminin üstün başarısıyla sonuçlandı.

Başından sonuna kadar dikkatle takip ettiğim Turizm Kurultayı’nın ele almak istediği konular şunlardı:
• Karadeniz’de  kıyısal alan turizminin geliştirilmesi,
• Karadeniz kıyısında yer alan turistik değerlerin ortak belirlenmesi,
• Karadeniz havzası Sivil Toplum Kuruluşları diyaloglarının artırılması,
• Karadeniz bölgesinde turizm potansiyeli olan 100 noktanın belirlenerek dünya ülkelerinin beğenisine sunulması,
• Karadeniz’in ortak markalaşması ve turizm değerlerinin markalaşması,
• Karadeniz’in kirlenmesinde önemli rolü olan Tuna nehrinden kaynaklanan kirliliğe karşı ortak tavır alınması.

Protokol konuşmalarından oluşan açılış oturumu ile birlikte yedi oturumda, Karadeniz’de kıyısı olan; Bulgaristan, Romanya, Moldova, Ukrayna, Rusya ve Gürcistan’ın yanı sıra Letonya da tebliğ sunarak Kurultay’a katıldı. Bu katılımın sevindirici olduğunu belirterek, toplantının sonunda, bu ülkelerin katıldığı daha önemli bir gelişme yaşandığını belirtmek gerekmektedir. Bu gelişme, Karadeniz turizmi için kıyıdaş ülke temsilcilerinden oluşan bir koordinasyon kurulunun oluşturulmasıdır. Ayrıca toplantıların sürekli hale getirilmesi ve ikinci toplantının Acaristan’ın başkenti Batum’da üçüncünün ise Romanya’da yapılması yönünde ilke kararı alınmıştır. Bu konu ile ilgili karar oluşturmak üzere oluşturulan kurul Mart 2011’de Batum’da bir araya gelecektir.

Kurultayla ilgili heyecan verici sonuçları öncelikle sizlerle paylaştıktan sonra, turizmle ilgili sunulan tebliğlere sözü getirmek istiyoruz. Dış ülkelerden gelen katılımcıların öncelikle kendi ülkelerini turizm yönüyle tanıtan tebliğler sunduklarını belirtmek gerekir. Başta Acaristan temsilcisi olmak üzere bütün kıyıdaş ülke temsilcileri, turizm faaliyetlerinin sınırlarla bölünmemesini, birkaç ülkeyi kapsayan komple turlar düzenlenmesini önerdiler. Acaristan temsilcisi Osman Çalışkan’ın, Türkiye tarafından hazırlanan ve 8 Doğu Karadeniz ilini kapsayan Turizm Master Planı’na 9. il olarak Batum’un dâhil edilmesini talep etmesi izleyicilerden yoğun alkış aldı.

Ukrayna adına tebliğ sunan Prof. Nataliya Antonyuk ve Doç.Oksana Karayevska, ülkelerinin en önemli turizm potansiyelinin Kırım yarımadası olduğunu ifade ettiler. Bilindiği gibi Kırım, Tatar Türklerinin Stalin döneminde Sibirya’ya sürgün edildiği ve 20 yıl kadar önce geri dönerek vatanlarına sahip çıkmaya çalıştığı bir yerdir. Prof. Antonyuk tebliğinde Bahçesaray’dan bahsedince kendisine ve Oksana Hanım’a Kırım Tatarlarını sordum ve Kırım’ı tanıtırken, bize Kırım Tatarlarından bir seda getirdiklerini söyledim. Prof. Antonyuk, mini turizm dediği noktasal turizm değerlerine dikkat çekerek; “Evrende başka Karadeniz yok” sloganına yer verdi.

Moldova’dan katılan Dr. Liudmilla Fedotova ve Dumitru Drumea Gagavuz Yeri’nden olduklarını söylediler; Gagavuz’uz dediler ama tek kelime Türkçe konuşmadılar. Bulgaristan’dan Sonia Koltukliyeva, sempatik tavırlarıyla ilgi toplarken, en sevdiği şehrin İstanbul olduğunu ifade etti ve bu tür toplantılarda Türkiye’nin çok başarılı olduğunu kaydederek Çayeli’nde bize gösterdiğiniz ilgiyle kalbimizi kazandınız dedi. Bayan Koltukliyeva, sadece rekabet edersek gelecek kuşakların bizi affetmeyeceğini bu sebeple işbirliği yapmamız gerektiğini söyledi ve Balkan ülkeleri arasında “ortak bir seyahat ürünü” oluşturulmasını önerdi.


 İstanbul’dan gelen iletişimci Azize Şahin, turizmde marka oluşturma üzerine önemli bir tebliğ sundu. Marka tasarımının basit bir logo belirleme olmadığını, dünyadaki benzerlerine göre öncelikle bir konum belirlenmesi gerektiğini, bu konuma göre bir amaç tespit edilmesi ve amaca ulaşmak için stratejiler oluşturulmasının şart olduğunu ifade etti.

 TÜROFED II.başkanı Seçim Aydın ise, otelciler adına düşük kapasiteye razı olmamak gerektiğini ifade ederek şu önerilerde bulundu: 
 -Bir koordinasyon merkezi oluşturulması,
 -Ortak bir eğitim programı,
 -Yöreye has anlatımlar ve hikâyelerin derlenmesi,
 -Turizm fuarı düzenlenmesi,
 -Karadeniz turizm takvimi belirlenmesi, ve
 -Sağlık turizminin gündeme alınması (Soçi’yi buna örnek gösterdi).

 Karadeniz’de 100 turizm noktası projesini ve proje için tasarlanan internet sitesini (www.100spotsblacksea.org) anlatan Sait Aynacı, modern mimari tasarımlarına yer vererek, turizmde tasarımı öne çıkaran bir sunum yaptı. Kurultay’da tebliğ sunma şansını son anda yakalayan Hasan Önder, dağcılık, trekking ve raftingle ilgili kendi deneyimlerine dayalı bilgiler verdi ve 3800 metreden 60 km sonra denize ulaşıldığını, bu iniş esnasında akarsuların çok önemli imkânlar sunduğunu anlattı.

Letonya temsilcisi Turist Rehberleri Birliği Başkanı Vijtauts Bruvelis, Baltık turizmine dikkat çekerek, efsanevi Baltık şehri Riga üzerinde durdu. Romanya adına tebliğ sunan Dragoş Florin David, turizmle birlikte tarih, kültür ve insanında ele alınması gerektiğini söyledi ve Moldova kiliselerinin turizm değerine dikkat çekti.  Bay David’in tebliğinin önemli kısmını Martin adlı ayının ağzıyla video gösterisiyle sunması dikkat çekti. Romanya adına diğer tebliği sunan Metropolitan Ajans temsilcisi Ioana GabrielA MELEACA ise ülkesinin turizm değerleri üzerinde durdu.

KATUDER adına katılan Av.Ahmet Çamyar ve TURMEPA Genel Sekreteri Levent Ballar kendi alanlarında önemli konulara değinen tebliğler sunarken, sempatik tavırlarıyla ilgi çeken Mesut Şenol ise Karadeniz’in kirletilmesi tehlikesine dikkat çekti. Deniz kirliliğine dikkat çekilen konuşmaların yanında, Doç Bülent Verep turizmde su ve su ürünlerinin önemine vurgu yaptı.

Kurultayı düzenleyen Rize Dernekleri federasyonu Başkanı Dr. Süleyman BASA, Karadeniz’de yat turizminin mümkün olduğuna dikkat çeken bir tebliğ sunmanın yanında, kapanış bildirisini de sundu.

Kurultay’ın Rize bakımından önemli bir ayrıntısı, Rize’nin yetiştirdiği akademisyenlerin önemli görevlerde bulunmalarına rağmen, Rize’ye gelerek etkinliğe katkıda bulunmalarıydı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü Prof. Muhammed Şahin ikinci oturumun başkanlığını yaptı ve “Dikkatimi çekiyor, Türkiye’de başbakanlar ya İTÜ’den yada Rize’den çıkıyor” diyerek esprili bir tespitte bulundu. 

 Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Kemal Köymen dördüncü oturuma başkanlık yaparken, Gazi Üniversitesinden Prof. Reşat Kasap beşinci oturuma başkanlık yaptı. Altıncı oturumun başkanlığını Prof. Oktay Torul yaparken, beşinci oturumu TOBB Üniversitesinden Prof. Ali Alp yönetti. Ali Alp Hoca aynı zamanda Kurultay’ın koordinatörü olarak en önemli görevi üstlendiğini ifade etmek gerekmektedir.

Kurultay’dan beklenen 100 turizm noktasının belirlenmesi yerine, bu belirlemenin yapılabilmesine zemin oluşturacak ilkelerin tespiti yoluna gidilmesi tercih edildi. Kurultay sonuç bildirgesi, resmi olarak açıklanarak yayın organlarında yer alacağından, burada ona değinmeyeceğim. Teşekkür edilmesi gereken; maddi katkı sağlayanlar, kişisel emek katkısı sağlayanlar ve yer ve sair imkânlar sunanlar, Kurultay boyunca sürekli olarak anıldı ve teşekkürler edildi. Bu sebeple burada tekrar bu fasıla girilmeyecektir. Ancak, organizasyonun başarılı olması ve Çayeli’nin Çavuşoğlu Otel ve Kültür Merkezi başta olmak üzere, mevcut altyapısıyla bu Kurultayda yeterli olması da takdir edildi. Bu vesile ile Çayeli’ne Çavuşoğlu Otel’i kazandıran Alibey Çavuşoğlu’nu rahmetle anarken, Kültür Merkezi’nin yapılmasında, başta Belediye Başkanı Rıza Çakır olmak üzere, MNG Holding’e ve diğer katkıda bulunanlara teşekkür borçluyuz.

Acaristan’la ilgili bilgiler verilirken, sadece Kobuleti’de 17 otel bulunduğu, pansiyonlarla birlikte bu ilçedeki yatak kapasitesinin 5000’i geçtiği ifade edildi. Batum’da inşa edilmekte olan 5 yıldızlı otel sayısının 7 olduğu ve bu sayının giderek artma eğilimine girdiği de bilinmektedir. Bunların nasıl yapıldığı, Acaristan temsilcisinin bir yıl içinde bitirilmesi kaydıyla, Kobuleti’de otel inşa edecek olana arsanın ücretsiz temin edildiğini söylemesiyle anlaşılmıştır. 

Rize ile Batum’un aynı turizm konsepti içinde değerlendirilmesi halinde, aynı turların hem Rize’ye hem de Batum’a uğraması söz konusu olacağından, Rize’de önemli bir otel açığı bulunduğunu söylemek yerinde olacaktır. Yörenin özgün değerlerinin koruyan ve öne çıkarak diğer görevlerin de yapılması kaydıyla, turizmin gelişmesi öncelikle yatak kapasitesinin artırılmasıyla sağlanmaktadır. Bu noktada turizm yatırımcılarına görevler düşmektedir.

Son olarak, Uluslararası Turizm Kurultayı’nın düzenlenmesini sağlayan ve yer olarak da Doğu Karadeniz’i ve özelikle Çayeli’ni seçen, başta Dr. Süleyman Basa olmak üzere Kurultay’a emek veren herkese teşekkür ediyoruz. 

Editör: HABER MERKEZİ