Haber : Tuncer KUŞ

MHP Rize Eski İl Başkanlarından Zeki MAYİ yaptığı bir açıklama ile Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini değrlendirdi.

Bayram süresince değerli Rizeli hemşehrilerimin tarafıma yöneltmiş olduğu, 10 Ağustos 2014’te yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili soru ve görüş taleplerinde, dikkatimi çeken değerlendirme yine Rizeli hemşehrilerime ait olan ve bu açıklamama başlık olarak yazdığım cümleleri olmuştur ! Üstelik bu cümleyi yoğunlukla, son yerel seçimlerde AKP’ye Rize’de %67 oranında oy vermiş olanlar içerisinde yer alan, Rizeli “merkez sağ seçmenler” ifade etmektedir…

Ramazan Bayramı münasebetiyle gerek ziyaretime gelen, gerekse ziyaret etmiş olduğum değerli Rizeli hemşehrilerim içerisinde büyük bir çoğunluğu oluşturan ve 12 yıl zarfında dönem dönem AKP’ye oy vermiş olduğunu ifade eden vatandaşlarımızla sohbetlerimizde, yaklaşmakta olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendirdiğimizde almış olduğum Cumhurbaşkanlığı Seçimi İki Bilinmeyenli Bir Denklem  şeklinde ki bu değerlendirme karşısında kendilerine şu soruyu yöneltiğimde ; üç adayın girmiş olduğu bu seçim, neden üç değil de iki bilinmeyenli oluyor ? Almış olduğum cevap ise şu olmuştur : üçüncü dedikleri HDP adayı, PKK’nın “kravatlı” siyasi temsilcisidir ve duruşu bellidir !

Hemşehrilerim, diğer iki aday için yani, AKP ve Çatı Adayı için ifade etmiş oldukları “bilinmezlik” ise şudur :

Çatı Adayın yapmış olduğu ve AKP politikalarını destekleyen bir çok açıklamaya karşı, onu Türk Milletine sormadan adeta yangından mal kaçırırcasına, “Milletin Adayı” olarak göstermiş olan muhalefet partilerinin, açtı adayın bir çok açıklamasına sahip çıkmamasını hemşehrilerimiz anlayabilmiş değildir. Üstelik çatı aday bir çok açıklamasında AKP hükümetiyle gayet uyumlu çalışabileceğini ifade derken, aynı ifadeyi (uyumlu çalışma) kendisini aday gösteren muhalefet için söylememektedir. Ki bu durum, çatı adayın seçilmesi halinde muhalefetle, özellikle Milli ve Ulusal konularda ciddi sorunlar yaşanabileceğini akıllara getirmektedir. Bununla birlikte, Rizeli hemşehrilerim haklı olarak şu konunun da altını çizmektedirler. Mevcut seçim kanununa göre seçilmiş, yani parti liderleri tarafından milletvekilli adayı gösterilmiş 20 milletvekili nasıl oluyor da, Milletin tümü adına karar verebiliyor ve aday gösterebiliyor ?

İktidarda ki AKP’nin adayı ise 12 yıldır ülkeyi “parlamenter” sistemle yönetmekte ve yine kendi değerlendirmelerine göre, 2007 yılından buyana mevcut Cumhurbaşkanımız ile geçen dönem içerisinde de yine parlamenter sistemle oldukça başarılı bir şekilde çalışmış olduğunu söylerken, şimdi ne değişmiştir de AKP adayı “YÖNETİM BİRLİĞİNDEN” yana olduğunu ifade etmektedir ? Bu ifade, demokrasinin temelini oluşturan “”kuvvetler ayrılığı” ilkesi yani; Yasama (TBMM) – Yargı – Yürütme (Hükümet)’nin “TEK ELDE TOPLANMAMASI” yerine, Yasama (TBMM) – Yargı – Yürütme (Hükümet)’nin “TEK ELDE TOPLANMASI” demek olan “kuvvetler birliğine” geçiş olacağı demek midir ? Ki bu dönemin en kötü örneği, 1980 askeri darbesi ve onu izleyen son 20 yıldır ! Türkiye tekrar askeri darbe dönemlerine mahsus “tek adam” dönemine mi dönecektir ?

Özetle değerli basın mensupları, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgi olarak Rize’de ki görüşmüş olduğum “merkez sağ” seçmenlerimiz yukarıda ki değerlendirmeleri ile açıkça ifade etmektedirler ki; Başbakanlık makamı için gerekli kriterler ile Cumhurbaşkanlığı makamı için gerekli kriterler benzer değildir ve Türkiye için ideal olan yönetim şekli, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı olan demokratik parlamenter sistemdir.

Bu konuda acizane görüşümü soran hemşehrilerime şunları ifade ettim; yaşamın boyunca sadece siyasi arenada değil, parti içi demokrasi mücadelemde de tecrübe etmiş olduğum gerçek şudur ki; vatandaşlarımız sanık başına gidip ülke yönetiminde söz sahibi olduklarını, kendilerini yönetme iddiasında olanlara göstermelidir !

Ayrıca şu konunun da bilinmesinde yarar olduğunu görmekteyim. 10 Ağustos’ta yapılacak olan “iki turlu” Cumhurbaşkanlığı seçiminde YSK tarafından yapılan açıklamaya göre, seçim sonuçları her iki turda da, toplam seçmen sayısı üzerinden değil “GEÇERLİ OY ORANLARI” üzerinden belirlenecektir. Yani bu sistemde, hiçbir adaya oy vermeyi düşünmüyorsanız bile sandığa gitmeniz ve bunu orada vereceğiniz iptal oyu ile göstermeniz demokrasi terazisinin doğru tartması için gereklidir.

Rizeli hemşehrilerime saygılarımla arz ederim.

Editör: HABER MERKEZİ