Hasan Mezarcı’nın Mesihlik iddiası Türk kamuoyunun en geyik konularından birisi olmuştu.

 

 

Mezarcı’dan önce en medyatik bir ilahiyatçımız, gazetesindeki köşesinde kendisini bir tür Mesih olarak tanımladığı “Çıplak Uyarıcı” olarak ilan etmişti. Şimdilerde misyonun yeni bir parti kurarak sürdürmeyi düşünüyor. (Yaşar Nuri ÖZTÜRK, Akıllı çılgınlık ve Barış'a selam!, 5 Şubat 1999 Hürriyet)

 

Ancak bunlar eski mesihlerimiz.

 

Yeni mesihimiz İmralı sakini.

 

Peki ama Mesih olma fikri İmralı sakininin aklına nereden geldi?

 

Mezarcı’yı Mesih olduğuna koğuşundaki bir medyum inandırmıştı.

 

En medyatik ilahiyatçımız herhalde danışmanlığını yapmış olduğu Moon’a özenmişti.

 

Peki İmralı sakinini, Mesih olduğuna kim inandırmıştı?

 

 

Mesihlik nasıl ilan edilir?

 

 

Önce İmralı sakini Mesihliğini nasıl ilan etti; ona bir göz atalım.

 

Mesihlik ilanın da bir raconu vardır elbette; İmralı sakini de bu raconu ihmal etmiyor:

 

Öyküm Hz. İsa’nın öyküsüdür” diyor İmralı sakini ve kendisini Çağdaş İsa Mesih’in olarak tanımlıyor:

 

·         “Davamın aydınlatılmasında Avrupa uygarlığının temel etkenlerinden biri olan Hz. İsa'nın çarmıha gerilme öyküsünün doğru çözümlenmesi önemli rol oynayacaktır. Burada öykünün biçimsel gelişiminden çok özü bizi ilgilendirir. Başta İncil olmak üzere konuyla ilgili metinler derinliğine sosyolojik olarak incelendiğinde, Hz. İsa'da simgeleştirilen kült ve kültürün dönemin hızla gelişen sosyal ayrışmasına dayandığı genel kabul gören bir görüştür. Bir yanda bölgede hızla gelişen Roma İmparatorluğu etrafında birleşen geleneksel aristokratik ve bürokratik güçler, diğer yanda tüm halklardan ve kültürlerden sayıları aynı hızla çoğalan yoksullar dünyası. (…)

 

·         Hz. İsa'nın öyküsünden tam iki bin yıl geçtikten sonra, onun mekanına ve kültürüne yakın bir yerden, benzer bir sürecin içine düşenlerden biri de benim. Bu sefer Roma yerine ABD, Batı uygarlığının imparatorluk gücüdür. Roma Batı uygarlığının doğurucu gücü iken, ABD bitirici gücü olmaya daha yakındır. Ortadoğu'da o da tıpkı Roma gibi hızla yayılmak durumundadır. İşbirlikçilere sıkı ihtiyacı vardır. Ortadoğu toplumu zenginler ve yoksullar olarak hızlı bir ayrışmayı daha yaşamaktadır. Zenginlerin işbirlikçi partileri yanında yoksulların da birçok partisi türemiştir. Bu sefer bölgenin en yoksul halkı Kürtlerdir. Katmerli bir baskıya uğramaktadır. Öykünmeden hoşlandığım için belirtmiyorum. Ama doğuş, oluşum tarzım, sistemin içine giriş, muhaliflik ve yakalanış tarzım Hz. İsa öyküsüne öz ve biçim olarak yakın durmaktadır. Ortadoğu'nun en yoksullarını taban olarak aldığım bilinmektedir. Yeni ideolojik, zihniyet arayışı belirgindir.”

 

Başka bir zamanda değil de bu mesajın 2004’ün 11 Eylül’ünde yayımlanmış olması ayrıca dikkate değer. (Batı’ya bir 11 Eylül mesajı.)

 

Konuyla ilgili kimi ayrıntılar da Öcalan’ın İmralı'da geliştirdiği “Ulusal Dirilişten Demokratik Kurtuluş Sürecine Apocu Hareketin Dönüşüm Bildirgesi”nde verilmektedir. Şöyle diyor İmralı sakini:

·         “Her taşın altında bir yılan ve akrep vardır. Buna rağmen, adeta çağdaş bir Mesih İsa hareketine girişilmekten çekinilmiyecekti. Benzerlik gerçekten çarpıcıdır. İsa döneminin Esseniler Hareketiyle Emekçiler Hareketi yakın özellikler taşımaktadır. Vaftizci Yahya ile sosyalist propagandacılar da çok benzerdir. İşin daha da ilginç yanı, PKK'nin oluşumunun da başlangıç grubu on iki kişi civarındadır. Muhtemelen saflarında bir ya da iki muhbiri de vardır.'

       
İmralı sakinin aklına Mesih olma fikrini kim koydu?

Bu sorunun yanıtını da yine PKK yanlısı yayınları ile bilinen Özgür Politika Gazetesi’nde buluyoruz:

·         “Hollanda'nın Alkmar kentinde bulunan Protestan Kilisesi'nde düzenlenen ayinde, Rahip Drs. D.T Jans tarafından, Kürt halkı için topluca dua okundu. Rahip Jans, Öcalan'ın çıkışının, İsa'nın çıkışıyla benzer özellikler taşıdığını ve İsa'nın temel özelliklerinin adalet, barış olduğunu ve Öcalan şahsında da çağımızda bu kavramların somut bir ifadesini bulduğunu belirtti.” (27 Aralık 2002 Özgür Politika)

Karl Marks, “din, afyondur” diye söylenedursun, Sosyalist Apo artık Mesih rolünde, yeni bir senaryo yazmakla meşgul. Misyonerlerimiz yine yapacağını yapıyor ve bir teröristbaşından Mesih çıkarabiliyor. Gerçi hakkını yememek gerek PKK’nın ideologları arasında Kürt misyonerler de var Apo’nun Mesih olduğunu savunan.

Kimi saftiriklerimiz İmralı sakininin kendisini Mesih ilan edişi, Mezarcı’nın durumu ile karıştırıyor; “İyi ya yeni bir meczubumuz oldu” diyorlar. Saftiriklerimiz unutmasın ki bu gelişme Kürtleri Hıristiyanlaştırma operasyonunun bir parçası olarak yürütülmektedir.

Sadece Kürtleri Hıristiyanlaştırma mı? Elbette değil! Örneğin “Operation Reveille” adlı misyoner örgüt, Kürtleri Hıristiyanlaştırmanın ötesinde “Hıristiyan Kürdistan” projesi için çalışmaktadır. Matthew Hand ve Mark Brockman’ın aşağıdaki raporu Kürtlere yönelik olarak izlenecek Evanjelizm/Hıristiyanlaştırma stratejisi ele alınmaktadır.

 
 

Misyonerlerimizin Haçlı Kürdistan haritası da şimdiden hazır:

 

(Misyoner Örgütlerin, Kürtlere yönelik propagandaları siber alemde. Sözde Kürdistan Haritası üzerine bindirilmiş haç da kayda değer. Harita’nın Türkiye’nin Güneydoğusu’nu kapsadığını da belirtelim. www.kurdish-partnership.com/home.htm)

 

Misyoner Örgütler Haçlı Kürdistan Haritası’nda Türkiye’ye düşen payı da gösteriyorlar:

 

(Worldmap adlı misyoner örgüt Türkiye’de azınlıkların haritasını da çıkarmış)

(Worldmap adlı misyoner örgüt Türkiye’de azınlıkların haritasını da çıkarmış)

Bu konuda ayrıntılı bilgi için bakınız

Ali Rıza Bayzan,  Küresel Vaftiz, İst.-2007, 3. baskı, Misyoner Örgütlerin Kürt Operasyonu, s. 257-265

Ali Rıza Bayzan, Türkiye’de Amerikan Misyonerleri, Ankara-2006, Bilgi Yayınevi, s. 53-57

 

Ali Rıza Bayzan

Araştırmacı-Gazeteci

Web: www.bayzan.net

E-mail: [email protected]

 

 

Editör: HABER MERKEZİ