<p align='justify'><font size='2'>Gima satışı yüzünden Koç'un verdiği Migros ilanı hala aklımda;<br /> <br />'Dürüst Satıcı'<br /> <br />Satıcının dürüstlüğünü belirleyen unsur alıcının da dürüst olması.<br /> <br />Dürüst alıcı, satıcıyı da hizaya sokuyor.<br /> <br />Peki, alıcının dürüst olup olmadığını nasıl anlayacağız? Dürüst olmadığı satıcıyla ilişkiye girmekten imtina ettiği zaman kuşkusuz. Yani dürüstlüğüne inanmadığı hatta bunu ilan ettiği bir satıcıyla akçeli alışverişe girerse herhalde, alıcıya 'Bu dürüstlük mü?' diye sormamız lazım.<br />Bana bu kafa karışıklığını yaratan olay, Albayraklar'ın Yeni Şafak gazetesinin Aydın Doğan'a bakışı.</font></p><div align='justify'> </div><p align='justify'><font size='2'>Gazetenin bugünkü manşeti Aydın Doğan ve malum Hilton arazisi olayı. Bu haberi ve bununla ilgili yorumları okuyunca Aydın Doğan'ı dürüst bir işadamı olarak göremiyorsunuz.<br /> <br />Tabii gazetenin bakışıyla.<br /> <br />Ama gazete manşetten ibaret değil. <br />Spor sayfasını da okuyoruz. Bu kez Trabzon başkanı Albayrak konuşuyor:' 'Maçlarımızı D-Smart Yayınlasın' Nuri Albayrak, Aydın Doğan'ın sahibi olduğu D-Smart platformunda olmaları halinde yüzde 50 daha fazla para kazanacaklarını belirtiyor ve Aydın Doğan ile ticari işbirliğine girmekten yana olduğunu vurguluyor.<br /> <br />1. sayfadaki 'kural tanımaz vahşi kapitalist', 26. sayfada 'mükemmel iş ortağı' olabiliyor.<br /> <br />Ben Yeni Şafak'taki bu çelişkiden şu sonucu çıkardım: 'Albayraklara göre Aydın Doğan güvenilir bir iş ortağı, gazetecilerine göre değil'. İşi yapanlar patronlar olduğuna göre, Albayraklar'ın tecrübesi daha güvenilir görünüyor.<br /> <br /><font size='1'><strong>Murat ONGUN/Haberturk</strong></font></font></p>