İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Mamak ilçesinde semt pazarında gerçekleştirilen Kovid-19 tedbirlerine yönelik denetimleri yerinde inceledi. Pazar esnafı ve vatandaşları maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymaya davet eden Soylu, açıklamalarda bulunduğu gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı üzerine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile yapılan değerlendirmeler sonucu her hafta gerçekleştirilen koronavirüs denetimlerini bugün daha yoğun yapma adımı attıklarını ifade eden Soylu, ülkenin hemen hemen her noktasında, bakan yardımcıları, valiler, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve tüm kurumlarla salgın denetimi yapıldığını söyledi. Soylu, amaçlarının pazar yerleri ve alışveriş merkezlerinde, düğün, dernek, nişan ve sünnet organizasyonları ile toplum yaşam alanlarında maske, mesafe ve temizlik kuralına uyumu sağlamak olduğunu dile getirdi. Salgına karşı sadece devleti sorumlu görmenin yanıltıcı olacağına dikkati çeken Soylu, "Bu konu her bir bireyin sorumluluğudur. Vatandaşımızdan istirhamımız var. Pazarcı 'seçmeyin' dediği zaman ona çıkışmamak lazım. Polisimiz 'maskenizi takın' dediği zaman onu terslememek lazım." değerlendirmesini yaptı. Soylu, yaklaşık 250 bin kişi ile salgın denetimlerin gerçekleştirildiğini, her bir kurumun büyük bir gayret içinde denetimlere katıldığını anlattı. "Dünyada ikinci dalganın geldiği noktasında bir değerlendirme var. Aynı durumla biz de karşılaşmayalım. Kendi kontrolümüzü kendimiz yapalım." diyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada görev hepimize düşmektedir. Devlet olarak görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz ama vatandaşlarımızla bunu başarmalıyız. Özellikle büyük üretim yerlerinde, toplu taşımadaki otobüslerde, taksilerde tüm tedbirleri almak temel sorumluluğumuzdur. Bu konuda Sağlık Bakanımız ile saatlerce değerlendirme yaptık. Önümüzde hakikaten çok işimiz var. Memleketimizin çok işi var. Hem ekonominin hem ülkemizin selameti açısından bu salgın bize mazeret üretmemeli. Ne kadar zor dönemlerden geçtik. Evlerden çıkamadığımız günleri, yaşlılarımızın mahzunluklarını hep beraber yaşadık. Birçok esnafımızın çok doğal olarak dükkanlarını kapatma zorunluluğunu hep beraber yaşadık. Yine aynı günlere dönmek bizim ve ülkemiz açısından büyük bir sorun teşkil eder." "Hep beraber sorumluluk içindeyiz" Bakan Soylu, özellikle toplu taziye geleneğini uzun zamandır sürdüren Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşlara toplu taziyeleri bırakmaları çağrısında bulundu. Toplu taziyeler bırakıldığı takdirde salgının yayılmasının engellenebileceğine dikkati çeken Soylu, "Düğünlerde, nişanlarda, toplu taşımalarda dikkat edelim. Burada belediyelerimize de büyük bir sorumluluk düşüyor. İdare dediğin tek bir parçadan oluşan bir yapı değildir. Belediyelerimiz, muhtarlarımız, esnaf teşkilatları, ticaret odalarımız idarenin bütünlüğü içerisinde. Hep beraber sorumluluk içindeyiz. Herkes elinden geleni ortaya koyarsa samimiyetle bu meselenin üzerinden geliriz düşüncesindeyiz." ifadelerini kullandı. Soylu, denetimlerin bugün akşama kadar devam edeceğini, cuma akşamında itibaren cumartesi ve pazar günü de ekiplerin büyük bir bölümünün düğünlerde, nişanlarda denetlemeye devam edeceğini aktardı. Denetim yapılacağının daha önceden haber verilmesine yönelik eleştirilerin olduğunu belirten Süleyman Soylu, "Terör, uyuşturucu operasyonu yapmıyoruz. Bir taraftan rehberlik bir taraftan denetleme bir taraftan uyarma, bir taraftan da hep beraber bilinçli olmayı ortaya koymaya çalışıyoruz. Vatandaşımıza tuzak kurup 'Seni maskesiz yakaladım şu cezayı verelim' diye bir anlayış içinde değiliz. Uyararak bilinçlendirerek bu anlayışı hep beraber sağlamalıyız." dedi. Tatilcilere uyarı Sahillerde ve tatil beldelerinde vatandaşlara seslenen Soylu, şunları söyledi: "Tatilinizi geçiriyorsunuz, hayırlı olsun. Bundan mutluluk duyuyoruz. Tatili geçirdikten sonra nereye döneceksiniz? Evlerinize döneceksiniz. Eğer siz tatilde salgından etkilenirsiniz doğal olarak döndüğünüz yerlere de bunu taşımış olacaksınız. Bu da bir sorumluluktur. Sadece bugünü tasarlamayalım. Tatil sonrasında döneceğimiz şehirlerde karşı karşıya bırakacağımız durumu da tasarlayalım." Süleyman Soylu, "Bazı illerdeki vaka artışlarının ardından sokağa çıkma kısıtlamaları tekrar gelebilir mi?" sorusu üzerine, salgın başladığı andan itibaren maalesef sosyal medyada, bir takım WhatsApp hatlarında tezviratların söz konusu olduğunu anımsattı. Dönem dönem rakamlarda iniş çıkışların olabileceğine dikkati çeken Soylu, konuşmasına şöyle devam etti: "Sokağa çıkma yasağıyla ilgili ortaya konulabilecek değerlendirmeler de bu tezviratların bir parçası. Böyle bir şey söz konusu değil, gündemimizde de yok. Elbette Bilim Kurulunun tüm tavsiyelerine uyuyoruz. Doktor değilim, profesör değilim, hastalıktan anlamam. Hastalıktan anlayan kim varsa onun uyguladığı tedbirleri veya söylediği tedbirleri uygulamakla mükellefiz. Belki bir hakkımız olabilir o da toplumun sosyal durumunu iyi bir şekilde analiz edip ona göre adımlar atabilmek. Milletimizi telaşa kaptırmak isteyenlerle, dezenformasyonlarla topluma yanlış bilgi aktarmaya çalışanlarla, endişe oluşturmak isteyenlerle ilgili maharetliyiz. Gerek sosyal medyada gerek diğer noktalarda bunu yapmaya çalışanlar varsa kanunlarımız çerçevesinde yakasından tutar alırız. Kimsenin endişesi olmasın. Toplumumuzla bilgilerimizi paylaşıyoruz. Sokağa çıkma yasağı ve hastanelerle ilgili ortaya çıkarılan tezviratların gerçekler oluşunca karşılık bulmadığı görülmektedir." "Orman yangınları ve mangal yakmayla ilgili değerlendirmelerin yapılacağı söylenmişti. Bu konuda somut bir gelişme var mı?" sorusu üzerine İçişleri Bakanı Soylu, yangılara maalesef bazen bireysel hataların bazen de kötü niyetliliğin sebep olduğunu vurguladı. Bireysel hataların ise daha fazla olduğunun altını çizen Soylu, şunları kaydetti: "Görevimiz bireysel hataların en aza indirilebileceği bir tedbirler manzumesini ortaya koyabilmek. Orman Bakanımız ile defalarca görüştük. Arkadaşlarımız salı günü ve dün çalıştılar. Zannediyorum yarın tekrar orman teşkilatıyla bir araya gelecekler. Yarın akşam itibarıyla bir taslak ortaya çıkacak, sonra bakanımız ile değerlendireceğiz. Somut adımlarla bu konudaki tedbirlerimizi alırız. Tedbir almakta herhangi bir çekincemiz söz konusu değildir. Tedbiri ortaya koymaktan ziyade esas itibarıyla vatandaşımızın tedbir alması doğru olandır. Her şeye bir kural koymayı doğru bulmuyorum. Bunlar hayatımızın parçaları. Bunu bilmek durumundayız. Gerekli tedbirleri alacağız. Bu tedbirler sonucunda zenginlikleri ortadan kaldıracak sonuçları da engellemeye çalışacağız."