Zonguldakspor maçından sonraki günü dinlenerek geçiren takımımızda şampiyonluğa olan inanç tamdı. Yalıspor’un Trabzon’dan namağlup olarak terfilere gelmesi çok kişinin gözünü korkutsa da, Çayelisporlu futbolcularda durum bunun tam tersi durumdaydı. Çayelisporlu futbolcular hedefe giden yolda karşılarına kim çıkarsa çıksın yenmek zorunda olduklarının farkındalardı. Maç sabahı yaptığım telefon görüşmelerinde Çayeli’nden 500’ü aşkın bir taraftar topluluğunun Çayelispor’u bu zorlu final maçında yalnız bırakmamak için yollarda olduğu haberlerini alıyordum. Bu güzel gelişmeler yüzümüzü güldürürken, maç saati de giderek yaklaşmaya başlamıştı. Açıkçası, İstanbul ve Ankara’daki Çayelililer Dernekleri’nin bu maça otobüs kaldıracaklarını düşünüyordum ama ne yazık ki umduğum gibi olmadı ve dernekler Çayeli’nin incisi Çayelispor’a en fazla desteğin gerektiği zamanda vasıfsız bir durumda bulundular. Maç saati yaklaştıkça heyecanımız artıyor, heyecan ile birlikte stres de vücudumuzu kaplamaya başlıyordu. Maça 1,5 saat kala takımın konakladığı motelden çıkıp Samsun 19 Mayıs Stadı’nın yolunu tuttuk. Stada geldiğimizde müthiş bir ortam ile karşılaşmıştık. Açıkçası böyle bir ortamın olacağını pek beklemiyordum. Tribünlerde hemen hemen aynı oranda bir taraftar topluluğu bulunuyordu ama taraftarımız Çayelili olmanın ayrıcalığını Samsunda da göstererek hiç susmadan takımına sonuna kadar destek oluyordu. 

Büyük bir heyecan içindeydik ve beklenen maç başlamak üzereydi. Kayseri bölgesinden Çetin Topuz’un ilk düdüğünden sonra iki takım da maça rakibinin gücünü tartar bir şekilde başlamıştı. Maçın 5.dakikasına geldiğimizde kaleci Cengiz’in sakatlanmasıyla Çayelispor için kâbus dakikalarına gireceğimizi düşünmüştük. Çünkü yedek kulübesine baktığımızda kulübede tecrübesiz ve maç eksiği olan 17 yaşındaki Cahit vardı. Yapılan tedavilerle maça devam etmesi nerdeyse imkânsız gibi görünen kaleci Cengiz takımı için büyük bir fedakârlık yaparak maça devam etti. Bu fedakârlığı gören birinin duygulanmaması imkânsız gibi bir şeydi. Kalecilerinin sakatlanmasıyla oyundan biraz düşen Çayelispor rakibine pozisyonlar vermeye başlamıştı. Defansta verilen büyük açıkta Yalıspor santraforu kalecimizle karşı karşıya kalmış, ama kaleci Cengiz bu pozisyonu sakat olan bacağıyla kurtararak tribündeki bizlere derin bir oh çektirmişti. Maçın kontrolü Yalıspor’a geçmiş, Yalıspor bastırmaya başlamıştı. İlk yarıda maçta gol olmamıştı ve ilk yarı 0-0 sona erdi. İlk yarı sonunda Çayelisporun soyunma odasına indiğimde müthiş bir ortam ile karşılaşmış ve çok duygulanmıştım. Kalecimiz Cengiz abi ağlarken, takım arkadaşları birbirine bu maçı Cengiz abi için almak zorunda olduklarını, 45 dakika sahada savaşarak kimsenin ölmeyeceği görüşü vardı. Soyunma odasındaki bu kenetlenme sahaya yansımış ve ilk yarıya naziren sahada kazanmayı daha çok isteyen, daha diri bir Çayelispor vardı. Ve dakikalar 67’yi gösterdiğinde Yalıspor kaptanının yaptığı hatayı müthiş bir şekilde değerlendiren terfi maçlarının formda golcüsü Kadir Cevahir, kaleci ile karşı karşıya kalmış ve topu kalecinin sağından ağlara bırakarak bizleri sevince boğmuştu. Sahada, yedek kulübesinde, tribünlerde ve en önemlisi Çayeli sokaklarında golün haberi geldikten sonra müthiş bir sevinç vardı. Golden sonra defansa kapanık bir şekilde oynamamız en büyük handikabımız oldu. Yalıspor bastırmaya başlamış, buna karşılık biz sadece defans yapmaya başlamıştık. Maçın son anlarında dakikalar bir türlü geçmiyor, maç bitmek bilmiyordu. Dakikalar 90 ‘a gelmiş, 4.hakem +4 dakikalık uzatmayı gösterirken bu işin artık bittiğini düşünmeye başlamıştım ama içimde de ufak da olsa bir son dakika golü yersek diye de korku vardı. Korktuğum başıma gelmiş ve dakikalar 90+4 ü gösterirken topu ağlarımızda görmüştük. Dünya başımıza yıkılmış gibi olsak da takımımıza olan güvencimiz hâlâ devam ediyordu. Maç uzatmalara gitmiş ve 15’er dakikadan iki uzatma yarısı oynanacaktı. Hakem 5 dakikalık bir ara vermiş futbolcular dinleniyordu. Verilen bu arada, futbolcu arkadaşlar için caddede stresli bir su arayışım vardı ki, o an neler yaptığımı hâlâ hatırlamıyorum. Uzatmalar başlamış takımımız tekrar o savaşan kimliğine bürünmüştü. Maçın son dakikalarının aksine bu sefer bastıran Çayelispor, karşılayan ise Yalıspor olmuştu. Bu baskılar sonuç vermiş ve 103. Dakikada Muharrem’in sağ kanattan yaptığı ortaya kaleciden önce kafasını koyan takımın Guiza lakaplı golcüsü Cengiz durumu 2-1’ e getirdi. Yeniden dünyalar bizim olmuş gibi müthiş bir sevinç çığlıkları atmıştık. Hadi çocuklar az kaldı, biraz daha dayanın demekten kendimizi alamıyorduk. Ama bu maçta galip olmanın kaderimizde yazılı olmadığını nerden bilecektik. Son dakika talihsizliğimiz peşimizi yine bırakmamış ve dakikalar 119’u 120’e bağladığı anda topu tekrar kalemizin içinde gördük. Artık büyük bir imtihandan geçtiğimize inanmaya başlamıştım. Uzatmalar da bitmiş maç 2-2 sona ererek penaltılara kalmıştık. Koskoca 120 dakikayı geride bırakmıştık ki, bu zaman diliminde abartmaksızın telefonum 50’ye yakın çaldı ve uzatma dakikalarındaki birçoğunu oyunun stresiyle meşgule düşürmek zorunda kaldım. Çayeli’nden, İstanbul’dan yurdumuzun dört bir yanından arayan dostlarım ağzımdan çıkacak güzel neticeler ile mutlu olmayı bekliyordu. Nitekim maçın başından sonuna kadar da nerdeyse sonucu hep olumlu olarak verdim. Ama ne yazık ki sonunu mutlu olarak veremedim.

 Penaltı atışlarına her iki takım da iyi başlamış ve 4 te 4 etmişti. Yalıspor 5. penaltıyı kaçırınca umutlarımız yeşermiş bu sefer bu işin buradan dönemeyeceği hissine kapılmıştım. Maçı alacağımıza öyle inanmıştım ki penaltı atışlarını telefonla anlattığım Sitemiz Haber Editörü Ahmet BAYRAKTUTAN’ a 5. penaltıya geliyoruz şampiyon oluyoruz diyordum. Ama ne yazık ki bu çabalar boşaymış, nasip olmayan bir şeyi yapmaya uğraşıyormuşuz. Penaltı atışları bitmiş ve hiç hak etmediğimiz bir şekilde şampiyonluğu kıl payı kaçırmıştık. Futbolcu arkadaşlarımın sahada gözyaşı dökerken ki durumları hala gözümün önünden gitmiyor. Ama artık geriyi bırakıp önümüze bakmak zorundayız. Bize bu heyecanı yaşatan öncelikle Çayelispor Başkanım Mustafa BALTACI’ YA, Çayelispor Yönetim Kurulu’na, oyuncularına hocalıktan ziyade bir baba şevkatı ile bakan Çayelispor Teknik Direktörü Muhammet YILMAZ’A, Antrenörümüz Ahmet MUŞDAL’(Beyiç Abi) Çayelispor’umuzun değerli oyuncularına teşekkürlerimi sunuyorum. 
Çayelispor’un Unutulmayacağını Düşündüğüm O kadrosu;
1. Cengiz KULELİ
2. Muhammet ARSLAN
3. İsmail Hakkı YAZICI
4. Zafer SOFU
5. Gürcan KARUL
6. M. Akif YILDIZ
7. Muharrem ÇERMAN
8. Fatih UZUNSAKAL
9. Mustafa KELEŞOĞLU
10. Mehmet Emin FETTAHOĞLU
11. Ali PALAÇ
12. Cahit Emre OKUMUŞ
13. Erdi ÇOLAK
14. Kadir CEVAHİR
15. Serhat TELCİ
17. Hayrettin TAŞ
18.Cengiz BAĞCI
Teşekkürler Arkadaşlar…


Editör: HABER MERKEZİ