ANAP eski Rize İl başkanı Mustafa Mataracı, yaklaşan yerel seçimler öncesi eski başbakan ve ANAP eski genel başkanı Rize bağımsız milletvekili Mesut Yılmaz’ın yerel seçimler öncesi Rize’de nasıl bir siyasal tavır içerisinde olacağı ayrica son günlerde Rize kamuoyunda tartışılan ittifak arayışları ve Rize’deki güncel gelişmelerle ilgili yaptığımız özel roportojda gündem yaratacak açıklamalarda bulundu.

 

Röportaj: Musa YAZICI

 

MESUT YILMAZ’IN DESTEKLEDİĞİ BİR İSİM ANAP’ TA GENEL BAŞKAN SEÇİLDİ. BU DOĞRULTUDA ANAP ÇATISI ALTINDA YENİ BİR OLUŞUM BEKLENİYOR MU?

“Kamuoyunun da bildiği gibi geçtiğimiz haziran ayında Parti yönetimi olarak istifa ettik. Geçtiğimiz süreçte partiyle bir alakamız yoktu. Geçtiğimiz günlerde Anavatan partisinin kongresi oldu. Erkan Mumcu genel başkanlığı bıraktı. Eskiden gençlik kolları başkanlığından yetişmiş bir arkadaşımız son dönemlerde başkan yardımcılığı da yapan Salih Uzun arkadaşımızı bizde tanırız. Genel başkan oldu. Başarılar diliyorum. Hayırlı olsun. Biz üye ve delege olmadığımız için o aşamalarda bulunmadık. Mesut beyin olduğu her yerde bizde varız, bizde oluruz. Mesut beyin Salih Uzun’u desteklemesi doğaldır. Çünkü çok eskiden beri tanıdığı bir kişidir. Sayın Mesut Yılmaz şu anda Partisinde bir göreve ya da genel başkanlığa talip değildir. Ama ben belirttiğim gibi Mesut Yılmaz la hareket ediyoruz. Bunu bütün kamuoyu da biliyor. Bize nerede olmamızı emrederse orada oluruz. Yeni oluşum ise kamuoyunun göz önünde olmadan devam ediyor. Sizde takdir edersiniz ki, çocuğun ölü doğmaması lazım. Sayın mesut Yılmaz’ın bir iki yıldır çok ciddi çalışmaları var. Sağda yeni bir çatı altında yeni bir oluşum olarak çalışmalarını devam ettiriyor. Bu çalışmaların son aşamasına gelinmiştir diye biliyorum. Mesut bey kendiliğinden bir açıklama yapmadan bizim bir şey söylememiz doğru olmaz. Kendiside yakın zamanda ilimizi ziyaret edecek. Hem Rize kamuoyunu aydınlatacak açıklamalar muhakkak yapacaktır”

ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA YEREL SEÇİMLER VAR. SEÇİMLER ÖNCESİ MESUT YILMAZ RİZE’YE GELECEK, YILMAZ’IN BU KONUDA RİZE KAMUOYUNA BİR MESAJ VERECEK Mİ?

“Bağımsız aday olarak belediye seçimlerine girdiğin zaman pek cazibesi olmaz. En azından çalışmanız zor olur. Bir parti çatısı altında iyi bir aday, iyi bir ekiple beraber Rizelinin beğenisine, güvenoyuna sunulur. Belediyenin bu güne kadar yapmış olduğu hizmetlerle sizin yapacağınız hizmetler hakkında belirteceğiniz programınız dahilinde halkımız tercihini kullanacaktır.  Burada halkımızın beğenisi, teveccühü muhakkak her zaman olduğu gibi belirleyici olacaktır. Ne koltuğunda oturan “ ben işimi çok iyi yapıyorum ben değişmem” diyebilir, ne de onun zaaflarından dolayı seçilebilir. Belediye başkan adayı olacak şahsın kendisini, ekibini tanıtması ve yapacağı hizmetleri bu günle karşılaştırıldığı zaman kat kat üstünde olacak şekilde programlaması gerekir. Onlar için konuşmak ta bugün için erkendir diye düşünüyorum. Bu gün iktidar partisi dahil olmak üzere kimse adayını daha açıklamış değil”

 

KAMUOYUNDA ORTAK BİR ADAY ÇIKARTILACAĞI SÖYLENTİSİ DOLAŞIYOR. SİZ MESUT YILMAZ’IN ADINA BU TÜR ÇALIŞMAYA NASIL BAKIYORSUNUZ?

“Biz her zaman için akıl ortaklığının yanında olabiliriz. Aklın yolu birdir. Ama bizim böyle bir çalışmamız yok. Yapılan çalışma var mı, ne aşamadadır? Bu konuda ben bilgi sahibi de değilim. Sizde takdir edersiniz ki, seçimlerden önce birlik beraberlik çağrısı yapmak pek de iyi sonuçlar vermiyor. Sol partileri düşünecek olursanız kendi içlerinde ayrılmışlar. Seçimden önce bir birlik yapmak istedikleri zaman kamuoyunda da hoş karşılanmıyor. Eğer bir şey yapacaksanız bunu kendi hareketinizle yapmanız gerekir ben öyle görüyorum. Tavanla birleşip tabanda bizim ardımızdan gelsin diye yönlendiremezsiniz. Bu tecrübelerle sabit bir hal almıştır.  Bizim zaten böyle bir hareket de beklentimiz ya da bize yön verici hareket Mesut Yılmazdır. Biz kendisinin yön vereceği şekilde hareket ederiz”

 

DEMOKRAT PARTİSİ VE ANAVATAN PARTİSİNİN BİRLEŞME KONUSU GÜNDEMDE BÖYLE BİR ÇALIŞMA VAR MI?

“Böyle bir çalışma olduğunu bende biliyorum. Ama bunda ne kadar yol alınmıştır. Ne kadar başarılı olunacaktır bu konuda bir şey söylemek mümkün gözükmüyor. Sağda birlik olacaksa tabiî ki bu çatı altındaki partilerinde bir çatı altında birleşmesi lazım.  Yani doğru cevap alacağımız adres, Mesut Yılmaz’dır. Kendisi Rize’ye geldiğinde bu tür soruların cevabını verecektir.

 

ANAVATAN PARTİSİ RİZE İL BİNASINDAKİ BÜTÜN DEMİRBAŞLARINA, PARTİYE AİT RESMİ BELGELERE PARTİNİN KİRA BORCU NEDENİYLE EL KONULDUĞU İDDİALARI VAR. BU YAPILANLAR YASALMIYDI?

“Türkiye’de adalet varsa bu suçlular muhakkak cezasını bulacaktır. İstifa edildi. İstifamız kanuni bir şekilde başvurumuz kabul edilmedi. Biz bunu genel merkeze bildirmiştik. Onlarda genel merkezdeki boşluktan dolayı bu işle ilgilenilmedi. Türkiye’de siyasi hayat başladığından bu yana çok belediyeler gelmiş gitmiştir. Her partiye ait belediyeler hizmet yapmıştır. Fakat hiçbir parti belediyeyi yönetirken diğer siyasi partilerin borçlarıyla ilgili ya da konularıyla ilgili bir şekilde uygulama yapılmamıştır. Bu çirkindir. Bu insana yakışmaz. Tabi ki bu olay bizi çok üzmüştür. Fakat taşlar yerine oturmamıştı. Bunu yapanların biz o zaman kamerayla görüntülerini aldık. Hukuki işlem gelişmemiştir. Mesela bizim belediyeye de borcumuz olabilir. Her siyasi partinin de vardır. Bu borcun ödenmesi için bize belediye bir yazı yazmış değildir. Biz bu yazının dahilinde kendilerine bir şey söylemiş değiliz. Bu hukuki işlemin devam etmesi süresince icradan her hangi bir tebligat gelmiş değildir. Böyle bir uygulama ancak demokrasi olmayan bir yerde olur. Rize’de bu iş yapılırken cumhuriyet savcılarının görmezden geldiğini düşünüyoruz. Hukukun çiğnendiğini düşünüyorum. Demokrasi dışı hareket de gün gelecek muhakkak bu işi yapanların bağlayıcı cezai bir duruma dönüşecektir. Yapanın yanına kar kalmayacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Anavatan partisini öteki partilerde olduğu gibi sivil toplum örgütü olarak düşünmek gerekir. Halka hizmet yapmak için bu günkü iktidar partisinin niyetleri neyse bizde o niyetlerle halka bulunduğun yere hizmet yapabilmek amacıyla bir arda toplanıp hareket eden insanlarız. Kapının kırılarak içeriye girip eşyaların boşaltılıp dağıtılması çok çirkin bir hadisedir”

 

AKP’NİN RİZE’DE UYGULADIĞI POLİTİKALARI NASIL BULUYORSUNUZ?

“2007 ve 2008 seçimleri geçirdik. AK Parti vatandaşımıza büyük şeyler vaat ederek büyük destek aldı. “Allah’ın verdiği ürüne kota konur mu.,Çayın fiyatı bir çay, bir simit bile değil” halkın önüne bunun gibi çok büyük hedefler koydular, beyanlar verdiler. Bu beyanların arkasında durmadılar. 2007 yılında da bu beyanları devam ettirdiler. Bunun mükâfatını oy oranını artırarak gördüler. AK parti bırakın verdiği sözleri yerine getirmesini vatandaşın cebindeki paraya da gözünü dikmiş oldular. ÇAYKUR’UN özelleşmesi hiçbir zaman olmadığı kadar gündemde. Kaçak çay hiçbir zaman olmadığı kadar gündemde. Rize valisi 4. sürgünden dolayı “çay kimse alım yerlerine getirmesin” dedi. Biz bu söylemi hayretle izledik. Rize’ li bir Başbakanın olduğu bir ilde, ÇAYKUR genel müdürlüğü olduğu bir ilde iki Rize Milletvekilinin bu şekilde Rize’ye ve Rize’li ye sahip çıkmadıklarını görüyoruz. Bu bizim için esef verici. Bu olayları kamuoyunun vicdanlarına sunuyorum. 2002 den önceki Sayın Mesut Yılmaz’ın Rize’ liye bakışı ve Rizeliye sahip çıkışıyla , bölge halkına sahip çıkışıyla bu günkü zihniyetin sahip çıkışı arasındaki farkı halkımızın değerlendirmesine sunmak istiyorum”

 

ÇAYKUR’ UN ÖZELLEŞMESİ VE BÖLGEMİZDE YAŞANAN SENDİKAL OLAYLARI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

“ÇAYKURU özelleştirmek Rize’ liye ihanettir. Çay Rize’nin vazgeçilmezidir. Her ne kadar kişi başına düşen çay geliri azalsa bile Rize bugün çay sayesinde Türkiye’nin şanslı illerinden bir tanesidir. Düşünün ki, Rize’nin 20 bin çalışanı 30 binde emeklisi vardır. Bu 4 kişi eder. 200 bin nüfusa rast gelir. Rize’nin nüfusunun da 300 binlerde olduğunu düşünecek olursak nüfusun yarısından çoğunun sosyal güvence altında olduğunu varsayarız. Çay geliri de bu zaman zarfında hem kamuda çalışmayan hem emekli olmayan insanlarımızın oradan biraz ekmek yediğini düşünecek olursak ve çayla oynamak Rize’de Rize’ linin ekmeğiyle oynamak anlamına gelir. Ulusal çay konseyi kurdular.  Bizim gözlemlediğimiz kadarıyla bu kurulla da çay özelleştirmeye gidiyor. Ulusal çay Konseyiyle yumuşak bir geçiş yapıyorlar. Müstahsillerin çay paraları ödenemiyor.

Aynı zamanda ÇAYKUR işçilerini temsil hakkı anlaşılmaz bir kararla başka bir sendikaya devrediliyor. Ben inanıyorum ki, ilerde özelleştirme yapılacağı zaman sendikada bizim sendikamız olsun, buradan fazla ses çıkmasın amacıyla bu sendika zorla dayatılmaktadır. Bu günkü sendika ne kadar kötü olsa bile onların söylediği gibi ne yapması lazımdı da bu gelen sendika hangi açığını kapatacaktır. Bunlar halkı kandırmacadır. İnsanımızı birbirine düşürmektir. Rize’ linin burada çok uyanık olması lazım. Bu tür tahriklere ve bölücü hareketlere duyarlı olması lazım. Bir kardeş bir sendikadan diğer kardeş diğer sendikadan olursa o evin içinde huzursuzluk olur. Bu huzursuzluğu da buraya getiren bu iktidardır. Bunları halkımızın çok iyi anlayıp dinlemesi kararını ona göre vermesi lazımdır. Kaçak çay eskiden de vardı diyorlar.  O eski siyasiler şimdi yok. Neden peki kaçak çay şimdi bu kadar arttı. Bunun üstüne neden gidilmiyor. Kaçak çay ne kadar artarsa Rize çaycısının o kadar zararı olur. Çayın Çaykur’ un geleceğini bu iktidar yavaş yavaş ipotek altına alıyor. Bu koltuklar gelip geçicidir. Yarın Rize sokaklarında gezerken Rize’ ye ihanet etmenin bedelini ödersiniz.

 

RİZE BELEDİYE BAŞKANI HALİL BAKIRCI’ NIN ÇALIŞMALARINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

 

“Beş yıldır Rize’de belediye adına yapılan çalışmaların bir meyvesini göremedik. Belediyenin normal günlük çalışmaları kaldırım çalışmaları ya da park çalışmaları. Bu tür çalışmalar zaten belediyenin normal yapacağı işlerdir. Bunları vatandaşın başına bakın biz neler ettik deyipte başına çalmak doğru değildir. Bunlar belediyenin rutin işleridir. Belediye bu hizmetleri yaparken ne kadar belediye mülkü satılmıştır bunları kamuoyuna açıklamasını istiyorum. Geçen belediye seçimlerinden önce bizim belediyemiz zamanında o zamanki AK Parti il başkanı Sayın Hasan Karal ve  Sayın Bakırcı, Sayın Hızır Hop’ a “biz geliyoruz hiçbir mülkünüzü satmayın. Rize’ye gereken parayı biz her yerden buluruz “demişlerdi. Gelin görün ki, günümüze kadar Rize belediyesinden bu kadar başkan gelip geçmiş herkes mülk adına bir şeyler kazandırmış, fakat bu günkü iktidar belediyesi benim duyup bildiğim 150–200 arasında Rize belediyesinin mülkünü satmışlar. Bunun karşılığında Rize nasıl bir hizmet almıştır. Biz bunları görmek istiyoruz. Bizim belediyemiz zamanında Andon projesini gösterebilirim. Bu proje Rize’nin 50 -100 yıllık su ihtiyacını karşılayacak bir projedir. Bizim zamanımızda yapılmıştır. 50 trilyona yapılmış bir hizmettir. Rize belediyesinin tamir ve tefsiye etmek üzere atölyede yine bizim zamanımızda kurulmuştur. Rize hali bizim dönemimizde yapılmıştır. Rize sahil parkı da bizim zamanımızda yapılmıştır. Rize belediyesinin şu andaki modern binayı da biz hayata geçirdik. Rutin işleri saymıyorum. Kaldırım çalışmaları asfaltlamalar yapılmıştır”

 

ERGENEKON OPERASYONU KAPSAMINDA TUTUKLANAN PROF DR.EMİN GÜRSES’ İN RİZE’DEN BELEDİYE BAŞKAN ADAYI OLACAĞI İDDİASI VAR. BU KONUDA NE DİYORSUNUZ?

“Bunu sizden duydum. Emin Hoca’yı şahsen tanırım. Şu anda devam eden bir dava süreci var. Ergenekon Davasını bizde basından takıp ediyoruz. Davanın içeriği nedir bunu bundan sonra göreceğiz..Yöremizin insanı olan Emin Hoca bir bilim insanıdır.Üniversitede kürsüsü olan bir  hocadır.Böyle bir durumda olması bir Rizeli olarak bizi üzmektedir.Ümit ederim ki çok yakın bir zamanda  suçsuzluğu anlaşılır, yeniden aramıza döner”

 

ÜLKE ÇAPINDA YAŞANAN EKONOMİK KRİZİN RİZE’ YE YANSIMASINI DEĞRELENDİRİRMİSİNİZ.

Rize Anadolu’ nun ve yahut ta söyle söyleyeyim Türkiye’ nin başka illerine göre daha şanslı durumda. Biz krizleri biraz daha geç hissedebiliyoruz ama halk nazarında hissedebiliyoruz. Esnaf bu gün krizi iliklerine kadar hissetmektedir. Bu gün hangi esnafın yanına giderseniz krizden dolayı ödemelerini yapamamaktadır. Bankadan kredi almaktadır. Kredilerini öde yemektedir. Kendi varlıklarını koruyamayacak durumdadırlar. Bu durumda ekonominin çok iyi olduğunu bu iktidar söylüyor 5-6 yıldır. Almanya’ da da kriz oldu ama Alman ekonomisi sağlam olduğu için bir şey olmadı. Demek ki Türkiye’ nin ekonomisi denildiği kadar iyi değildi. Türkiye diş borç ile yaşayan bir ülke olduğu için, borcu da giderek arttığı için kriz olduğunda bundan en az şekilde etkilenmemiz mümkün değil. Onun için Rize’ de kriz belki biraz daha az hissediliyor çalışan ve emekli sayımızın fazla olması nedeniyle. Devletin ekonomisi çok iyi ise devlet, esnafa sıfır faizli uzun vadeli krediler açmak zorundadır”şeklinde son günlerde gündemde tartışılan konularla ilgili konularda açıklamalarda bulundu.

KARADENİZGÜNDEM

Editör: HABER MERKEZİ