FATİH SULTAN KAR

Günümüzde zor bir süreçten geçen Rizespor 19 Mayıs 1953 yılında büyük öz verilerle kuruldu. Rizespor’da çok şeyler değişti, gelişti. Umarım kuruluş tarihi üzerinde bir değişiklik yapılmaz.

BİR LİMON FİDANINDAN DEVASA TESİSLERE
Rize’nin önde gelen tüccar ve eski futbolcularından Atıf Taviloğlu ve Muharrem Kürkçü ve yakın çevresi bir araya gelip, Rize vilayetinin adını taşıyacak yeni bir kulüp kurmak üzere, Belediye-Taksi durağı meydanında bulunan binadaki lokalde toplandılar. Rize’de yaşam koşulları ortadaydı Para yoktu. Hatta eskilerin deyimi ile “kıtlık” vardı. Kuruluş masrafları nasıl karşılanacak, Kulüp nasıl yaşatılacaktı. Herkesin kafasından bu sorular geçiyordu. Atıf Tavıloğlu bir ara toplantı salonundan ayrıldı. Bir süre sonra elinde Gülbahar (Haldoz) mahallesindeki bahçesinden söküp getirdiği bir limon fidanı ile toplantı salonuna girdi. Ve limon fidanının geliri kuruluş için kulübe bırakılmak üzere sembolik olarak açık artırmaya çıkartılmasını önerdi. Öneri oy birliği ile kabul gördü ve o zamanki para ile 30 bu açık artırmadan lira toplandı.

Muharrem Kürkçü çok zor şartlarda Rizespor için uzun yıllar hizmet verdi. Arkadaşım Yüksel Fener onun bir anısını şöyle anlatıyor: Muharrem Amca başkan olduğu yıllarda dükkânının önünde yağmur kış demez bilet satardı. Hava şartlarına aldırmadan saatlerce ayakta durur, Rizespor’un kazancı için mücadele verirdi. Son yıllarda başkanlık yapan isimlerin hangisi yaşayan tek kurucumuz olan Kürkçü’yü ziyaret etmiş, onun fikirlerinden yararlanmıştır. Değerlerimize sahip çıkmalı yaşarken değerlerini bilmeliyiz

EY RUH NERDEYSEN ÇABUK DÖN
Ya şimdi yıllık izin için memleketimdeyim. Rize’de en çok konuşulan Rizespor’un bu gün içinde bulunduğu durumdur. Nereye gitsem kimle konuşsam “Ne olacak bu Rizespor’un halı” diyor. Rizespor’un halı iyi olacak. İyi olacakta Rize’de herkes her şeyi biliyor, herkes futbol uzmanı. Yalnız taraftar, yönetim, teknik kadro inanmalı, el ele vermeli ve kaybettiğimiz Rizespor ruhu geri gelmelidir. Rizespor Kurucularından değerli insan İrfan Bilgin ömrünün son yıllarında Rizespor maçlarına yanında kalp ilaçları gidermiş ve Rizespor’un bir maçında kalp krizi geçirdiğini oğlu Levent Bilgin’den öğreniyorum. İşte bize böylesine öz verili insanların bıraktığı kulübümüzü yarınlara güzel bir mazi ile bırakmak görevimiz olmalıdır.

YA VEZİR OL, YA ÇEVİK
Defalarca yazdım. Hasan Vezir’e bir şans verilmeli diye. Şimdi Rizespor kendi içinden çıkan Rizeli iki Teknik Direktöre görev verme kararı verdi. Teknik Direktör Oktay Çevik ve yine Teknik Direktör Hasan Vezir Rizespor’un teknik kurmayları oldular. Kimileri işin başına iki değerimizi getirdik, öze döndük dese de anlamadık bir durum var işin içinde. Oktay Çevik yıllarca teknik Direktörlük yapmış bir isim keza Hasan Vezir’de öyle her birinin ayrı ayrı ve birlikte uyum içinde çalışacağı bir ekibi var. Bu oluşumda ne Oktay Çevik nede Hasan Vezir kendi ekipleri ile çalışamayacaklar. Şimdi gerekli uyum sağlamaması durumunda söylenecek tek söz çıkacak karşımıza “biz kendi değerlerimize şans verdik başarılı olamadılar” denecek.

UMARIM GÜZEL OLUR
Bu durum Hasan Vezir’e şans vermek değildir. Elbette o verilen görevi üstlenecek Rize’ye gelecek ve her zaman olduğu gibi Rizespor için elini taşın altına koyacaktır. Hasan Vezir yıllarca Rizespor için mücadele vermiş bir isimdir. Rizepor da yetişmiş ve parlamıştır. Rizespor ile asla para pazarlığına girmemiş hatta Rizespor’dan Fenerbahçe’ye giderken transfer ile Fenerbahçe’de banko oynayan Orhan, Önder, B. Bilal ve İskender’i Rizespor’a kazandırmış ve artı Rizespor kasası 125 milyon lira bonservis bedeli karşılığı para görmüştü. Bu para o zamana göre çok büyük bir rakamdı. Şimdi böyle bir ismi Bir Teknik Direktörün yardımcısı olarak,  Rizespor’da görevlendirseniz. Bence bu durum hedefleri olan bir hocanın önünü açmak değildir. Umarım kaygılarım yersizdir. Umarım sezonun dördüncü haftasından sonra yeni hoca arayışına girmeyiz.

AYNASI İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ
Rize yağmuru, rutubeti ve dedikodusu bol bir şehir. Hasan Vezir’in gündeme gelmesi ile Rizespor’da kendini otoriter sanan ve dili düşünmeden çalışan bir büyüğümüz, Hasan Vezir’in aleyhinde sağda solda karalama girişimlerinde bulunuyor. Bir Teknik Direktörün çalıştırıcılığını eleştirmeniz çok doğaldır. Ama onun kişilik haklarına hakarete ettiğinizde biri çıkar size “aynaya bak der” . Bu harekete tepkime arkadaşlarım büyüklerim “boş ver sen kötü olursun. Vezir geldiğinde o insan söylediklerini inkar eder” dediler. Her yerde karalama yapan bu insan ben bir şey demedim ki demez mi?

Editör: HABER MERKEZİ