CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,Önder Sav ve ekibini MYK dışı bırakan kararıyla, CHP’ye tarihinin en önemligünlerinden birini yaşattı.. Kimi devrim dedi, kimi CHP bölünüyor yorumları yaptı.. Olayın perde arkasında ne vardı.. Odatv'den Ali Gülen CHP'deki krizin bilinmeyenlerini yazdı.. BAYKAL GİTMESEYDİ ÖNDER SAV DEVRİ ZATEN BİTECEKTİYURT DIŞINDA yaşadığımız için Türkiye’deki politik gelişmelere pek değinmeyiz. Ama bugün, bu geleneği bozacağız. CHP içindeki son gelişmeler öncesi, birkaç kişiyle görüşmemiz oldu ve basına pek yansımayan bazı ilginç bilgilere ulaştık. CHP’nin 2008 yılındaki kurultayında alınan ve genel sekreterin yetkilerinin kısılıp 13 genel başkan yardımcısı getirilmesini öngören karar, bu yılın mayıs ayındaki çirkin kaset tezgahı patlamamış olsaydı, o dönemki genel başkan Deniz Baykal tarafından hayata geçirilecekti. Dolayısıyla Önder Sav’ın devri bitecekti. BAYKAL DEVRİ BİTTİAncak kaset çıktı, Önder Sav 53 yıllık dostunun arkasından çekildi ve Baykal’ın devri bitti. Yerine Kemal Kılıçdaroğlu geldi, büyük taban rüzgarıyla… BAYKAL’IN EKİBİNDEN GELEN TELEFONAncak Sav ve ekibinin kuşatması nedeniyle rahat çalışamadı ve başsavcılığın talebi üzerine de, değişen tüzüğün gereğini yapmak durumunda kaldı.İşte olay da burada koptu…Başsavcılığın talebinden önce Deniz Baykal, basına yaptığı açıklamalarda, “Bu tüzük değişikliğinin gereği yapılmalı, yoksa CHP hukuken zor durumda kalır” diyordu. Bu aşamada ilginç bir trafik yaşandı. Kimsenin bilmediği trafikti bu…Baykal’ın ekibinden bir milletvekili (Sadece Sivas’ın doğusundan bir ilden olduğunu söyleyelim), başsavcılığın yazısı CHP’ye ulaşmadan önce Kılıçdaroğlu’nun ekibini arayıp uyardı;“Başsavcılık tüzüğün emrinin yerine getirilmesini isteyecek, hazır olun…” Bu uyarı “Artık siz de Önder Sav’ın ipini çekebilirsiniz” anlamına geliyordu. Uyarı, Kılıçdaroğlu ve ekibine hazırlık için zaman kazandırdı. Tabloyu daha net görmelerini sağladı, hukuki olarak hazırlıklarını tamamlamasına neden oldu. Sonuçta da bildik operasyon yapıldı. Kılıçdaroğlu yine de Sav’ı yönetimde korumak niyetindeydi ama olmadı…Başsavcılık verilen listeyi onayladı. Bundan sonrası artık laf-ı güzaftır…Seçilen lider, ya lider olacak ya da ipi birilerinin elinde bir genel başkan olarak kalacaktı. Kılıçdaroğlu, şimdi liderliğe uzandı… KORKU İMPARATORLUĞU SÖZÜNÜN NEDENİGelelim, Kılıçdaroğlu’nun ettiği “Korku imparatorluğunu yıktık” sözüne…Bu sözün öyle pek boşuna söylendiğini sanmıyoruz. Aldığımız duyumlar, sadece teşkilat üzerinde değil, Genel Merkez’de bir “korku imparatorluğu şüphesi” olduğu yönünde. Kılıçdaroğlu ekibindeki bazı isimler, genel merkezde telefonların dinlendiğini, e-mail’lerin kayıt altına alındığını, her türlü takip yapıldığı şüphesi içindeydi. Kimse suçlanmıyordu ama Genel Merkez’de böyle bir hava vardı. Hatta bu hava, “Genel Başkan bile dinleniyor” paranoyasına dönüşmüştü. Doğrudur, değildir bilemeyiz…Sonuç olarak söyleyebileceğimiz tek şey, CHP’nin bölünmediği aksine şimdi “birleştiği”dir. Önder Sav gibi bir değerin ise, bu gelişmeleri görüp inat etmek yerine uzlaşarak çekilmesi en doğrusu olurdu. Hata buradadır ve bu hata Önder Sav’ın hiç istemediği şekilde “CHP’yi tartışılır hale” getirmiştir. Ama bunun da, birkaç gün içerisinde durulacağını düşünüyoruz. YURT DIŞI YAPILANMASI GELİYORYeni CHP’nin, Türkiye’deki yenilenmenin dışında en önemli adımlarından biri de yurt dışındaki Türkler’i kucaklamak olacağı duyumları geliyor. Umarız, bu diğer partilere de örnek olur ve gelecek seçimlerde en azından bizler de unutulmamış oluruz. Türkiye’de temsilcimiz olmadığı sürece, her seçim sonrası unutulmak kaderimizdir bizim…