Bir şekilde muhataplık geliştirememiş olsak ta sizi şehrimize ülkemize ve siyasete yaptığınız katkılardan dolayı tebrik ediyor saygılarımı ve hürmetlerimi sunuyorum. Siyasete girişinizden bu yana geçen süreci kendi algım ve anılarımla birlikte kamuoyuna mal olmuş haliyle izah etmek isterim. Aslında bu sözlerimi bizzat huzurunuzda arz etmek isterdim. Bir kaç defa yakın olduğunuz kişileri aracı kıldım. Bir kaç defada meclisteki telefonunuzdan randevu almak istedim lakin nasip değilmiş.

1983 yılı seçimleriydi. Daha 13 yaşında olmama rağmen seçim çalışmaları için Çayeli ilçemize ilk geldiğiniz günü ayrıntısıyla hatırlamaktayım. Rahmetli Özal parti kurmuş sizde genç bir parti kurucusu olarak Çayeli ne gelmiştiniz. Eski belediye binası önü hınca hınç doluydu. Tüm hemşerilerin sizi o günkü gibi bugüne kadar bağırlarına bastılar. Gönüllerinde yer verdiler. Bende küçük bir hemşeriniz olarak size imrendim sevgi ve saygı duydum. Hatta ta o günlerden sizin gibi biri olmak amacıyla kendime örnek belledim. Uzun bir zaman anne babalar çocuklarına sizin isminizi verdi. Rizelinin evinde işyerinde Mesut Yılmaz resimleri. Size söylenen yanlış bir laf için insanlar kavga ettiler.

Genç yaşınızda milletvekili oldunuz bakan oldunuz hatta başbakan oldunuz. Rizeli sizi siz Rizelileri sevmeye devam ettiniz. Her zaman vefa örneğinin en büyüğünü Rizeli hemşerilerimizden gördünüz. Hizmetiniz oldu veya olmadı, yanlış icraatlarınız da bile sizi desteklediler.

Aynı düşünceleri paylaşmasak ta bir hemşeri olarak sizin başarınız beni  sevindirdi. Taki 1995 yılındaki seçim sonuçlarına kadar yanlışıyla doğrusuyla Rize’mizden olan bir başbakan olarak gurur duydum.1995 seçimleri sonucunda birinci parti Refah Partisi olmuştu. Bu durum tedirginlikle karşılanmış ve antidemokratik tutumlar birbirini izlemekteydi. İzmir’de vatani görevimi yapmaktaydım. Bir akşam bir açıklama yaptınız. Kısaca “milletin takdiri ne olursa olsun saygı duyulmalı” demekteydiniz. İşte dedim Mest Yılmazın yeniden doğuşu. Fakat bir gün sonra ise tam aksi bir tutum belirlediniz. İşte sayın saygıdeğer hemşerim o günden sonra tükeniş süreci başlamış oldu. Devamlı şekilde siyasette geriye gidiş başladı. Devran dönmüş oldu.

 Etrafınızı saran hayırsızların bereketsizliği ve maneviyatsızlığı sizinde kaderiniz olmaya başladı. Türkiye genelindeki tükenişe rağmen son bir gayretle hesapsız ve kitapsız bir sahiplenmeyi yine Rizeli hemşerilerinizden gördünüz.2007 milletvekili seçimlerinde Rizeli bağımsızda olsa sizi meclise gönderdi. Rizelinin bu vefası takdire şayandır. Belki böyle olduğu için Rabbim yine içimizden birini başbakan olarak görmemizi nasip etti.

Son milletvekilliği sürecinde yaşadıklarınızı sizin adınıza ve Rizeli adına üzüntü verici olarak değerlendirmekteyim. Gerçekten ihtilal sonrası iktidarda bulunan bir partinin genel başkanı ve ülkenin başbakanı olmuş biri olarak yeterince imkân buldunuz ve hizmet etmeye çalıştınız. Talihsizlikler de oldu. Fakat her ömrün bir sonu olduğu gibi her siyası yaşamında bir nihayeti vardır. Bu makamların kalıcı olmadığını bizlerden iyi bilirisiniz. Sultan Süleyman bile geldi geçti. Yaşamınızın bundan sonraki kısmını anlamsız ve zorlama siyasi manevralarla geçirme yerine birikimli olduğunuz birçok alanda biz gençlere aktarmanız daha hayırlı olacaktır. Ve böylece tarihteki yerinizi her zaman saygı ile anılacak ve yâd edilecek bir konum olarak belirlemiş olursunuz. Böylece sizi vefa duygusuyla ölümüne kadar destekleyecek saygın Rizeli kanaat önderlerini de Rize siyasetinin şekillenmesinde özgür kılmış olursunuz.

Keşke ülkemiz siyaseti daha gelişmiş olsaydı da eski siyasilerin birikimli olduğu konularda kendilerinden faydalanılsa mealinde bir yazım olmuştu. Hatta şahsınızdan Avrupa Birliği konusunda merhum  Muhsin  Yazıcıoğlu’ndan da Yurtdışındaki Türklerle ilgili faydalanabilinseydi diye düşüncelerimi aktarmıştım. 

 Mevcut durum, görüleceği üzere atı alan Üsküdar’ı geçmiştir. Çankaya tepelerine dayanmıştır. İnsanlar toplum mühendisliğine hayır demektedir. Vesayeti yıkmıştır. Cumhuriyetimiz güçlenmekte ve ağırlaşmış tıkanmış sistem reorganize edilmektedir. Cumhuriyetimiz yeni ve diri bir güç tanımlamasıyla gelecek bin yıla hazırlanmaktadır. Tarihteki şanlı yerimizi almanın birikimini yakalamış durumdayız. Ve şanlı yerimizin yolu Rize’den geçecektir. Mahzun olmayınız Sayın Başbakanımız, vekilimiz, büyüğümüz ve hemşerimiz.

Saygı ve hürmetlerimle...