Güneri Civaoğlu-Milliyet Çankaya için rol değişimi derin siyaset gündeminde... Yeni formül Erdoğan cumhurbaşkanı, Abdullah Gül başbakan... Gül'ün cumhurbaşkanlığı adaylığından feragat ederek Erdoğan'a Çankaya'yı önermesi bekleniyor. Üç önemli görevde eşlerin başörtülü olması bağlamında polemiklerin üstesinden gelmek için Meclis Başkanlığı'na eşinin başı açık bir AKP'linin aday gösterilmesi, AKP doruğunda bir seçenek olarak görülmekte. Şimdi sanıyorum bunun nabız yoklaması yapılmakta. Şimdi bir başka konuya geçelim. DERVİŞ'İN 'U' SIRRI Kemal Derviş, 2002 yılında neden İsmail Cem'in YTP kabaran dalgasından atlayıp CHP'nin güvenli koyuna demir atmıştı? Bu 'U' dönüşünün sırrını hep merak etmişimdir. Gerçi bazı 'gerekçeler' dinledim, hatta 'askerin telkini olduğu' yolunda iddialara da tanık oldum ama gerçeğe en yakın olduğunu düşündüğüm bir anıyı henüz yeni dinledim. Kemal Derviş'in Türkiye'de olduğu sürece en yakın çevresinde olan bir hanım, tanığı da olduğu olayı anlattı. Kemal Derviş'e, Tarhan Erdem 'kamuoyu araştırmalarına göre İsmail Cem'in YTP'sinin barajı geçme şansı olmadığını' söylüyor. Oysa... O sıralarda genel kanı 'Kemal Derviş, Hüsamettin Özkan, Mehmet Ali Bayar'ın da katılımlarıyla YTP'nin umut verici bir sinerjiyi yakalamış olduğuydu'. Sandıklardan YTP'nin birinci parti olarak çıkacağı beklentileri vardı. Kemal Derviş'in ansızın bu hereketten ayrılarak CHP'ye geçeceğini açıklaması soğuk duş etkisi yapmıştı. Sinerji dağılmıştı. YTP'nin 'dibe vurmak' kaderi o gün çizilmişti. Peki Derviş neden ansızın CHP'ye geçmişti? Dinlediğim anı, bu sorunun yanıtını veriyor. Derviş'in Tarhan Erdem'le görüştükten sonra bu kararı verdiğini ayrıntılarıyla dinledim. Erdem, YTP'nin barajın altında kalacağının kesin olduğunu söylemiş. Bu durumda Derviş, önce siyaseti bırakmayı düşünmüş. Sonra gece en yakın arkadaşlarına, 'Üzerimde çok baskı var, 'YTP nasıl olsa baraj altı kalacak, bari CHP'ye geç, orada hizmet verirsin, CHP oylarının yükselişine katkın olur' diyorlar' diyerek bir karar eşiğinde olduğunu vurgulamış. Ertesi sabah da CHP'ye girme kararını açıkladığını TV ekranlarından izledik. Yani... Kararın gerekçesi; Tarhan Erdem'in kamuoyu araştırması. ERDEM'DEN DERVİŞ'E: 'PARTİ KUR' Bu anıyı Tarhan Erdem'le de konuştum. Erdem, 'Doğrudur. Sadece bizim değil, diğer bazı kamuoyu araştırmalarında da YTP'nin barajı aşamayacağı görülüyordu' dedi. Erdem'in araştırmaları gerçeğe en yakın olanlarıdır. 22 Temmuz 2007 tahminleri de bunun son kanıtı. Herhalde Kemal Derviş'in siyaset pusulasını etkilemiştir. Peki Erdem, Derviş'e 'İlla CHP'ye girin' diye ısrarlı mı oldu? Erdem, ısrar etmediğini, gerçek durumu ortaya koyduğunu ama bir alternatif projeden söz ettiğini söyledi. Derviş'e 'seçimlere kadar tavır almamasını, seçim sonuçlarından sonra yeni bir parti kurmasını' söylemiş. Derviş'i tanıyanlar iyi bilirler ki, bir siyasi parti liderliği hevesi ya da ihtirası yoktur. O nedenle tutmayacak bir mayanın içinde olmaktansa, eski bir CHP'li olarak bu partiye katılmayı tercih etmiş olmalı. CHP'de beklediğini buldu mu? O ayrı konu. Ancak... CHP'ye katkısı olduğu kesin. DP'NİN KADERİ DE AYNI 22 Temmuz 2007 seçiminde, DP'nin kaderini de kamuoyu araştırmaları belirlemiş. DYP ve ANAP'ın DP çatısı altında seçimlere birlikte girme kararı gene bir sinerji yaratmıştı. Barajı aşarak Meclis'e girmeleri neredeyse 'kesin' görünüyordu. 2002 seçimlerinde DYP zaten yüzde 9.54 oranında oy almıştı. Sadece yüzde 0.46 oy nedeniyle barajın altında kalmıştı. Aradan geçen 5 yıla yakın sürenin getirileri ve ANAP'ın katkısı, oluşan enerji ile elbette yüzde 10'luk barajı geçmeliydi. Kamuoyu araştırmaları da bunu gösteriyordu. 2 partinin doruklarından sızıntılara göre, 'bu kamuoyu araştırmalarının gazıyla Ağar, 'ANAP'ın istekleri ve huysuzlukları tırmandıkça, kendi tabanında şiddetlenen baş ağrıları karşısında 'buraya kadar' deyip birleşmeyi dağıtmış'. Kamuoyu araştırmaları böylesine iyimser rüzgârlar estirmeseydi, Ağar, bu denli 'müdanasız' olur muydu? Yoksa... O abartılı kamuoyu araştırmalarını gerçekten Melih Gökçek mi Ağar'a gösteriyordu? Gökçek, ANAP'ın içine de elini uzatmış mıydı?