<p align='justify'><font face='verdana,geneva' size='2'>Abdullah Gül'ün adaylığının önündeki engel politik mi? Bence değil.<br />Ortada bir kamuoyu iradesi var; üstelik Gül, Dışişleri'nde devletle de uyumlu çalıştı. <br />O halde engel ne?<br />Psikolojik olmasın?<br />Soruna bir de 'birinci adam-ikinci adam ilişkisi' açısından bakmakta yarar var.<br />* * *<br />Sancılı bir ilişkidir bu...<br />Birinci adamın gölgesinde kalmış 'ikinci'lerin çoğu, zamanla tarihin rol dağılımına itiraz etmişlerdir.<br />Haksız da sayılmazlar:<br />Mesailerinin çoğu, birincinin yeteneğini abartmak, defolarını kapatmak, egosunu kabartmakla geçer.<br />'Birinci'ler kaptan köşkünde keyif çatarken, onlar makine dairesinde çalışırlar.<br />Sorumlu olmadıkları hezimetlerde günahı üstlenirken, kendi imzalarını taşıyan zaferlerde olgunlukla geri plana çekilirler.<br />Ama bu fedakârlık karşılığını bulmadı mı, patlar uzun süre bilinçaltına ittikleri isyanın çıbanı...<br />Ya yıllarca boyunlarında asılı duran davulu yere çalar ya da tokmağı birincinin elinden söker alırlar.<br />* * * <br />Bence Gül'ün adaylığını zora sokan cümle Genelkurmay Başkanı'nın 'Sözde değil, özde laik cumhurbaşkanı isteriz' lafı olmadı.<br />Asıl zor cümle, kendisinin AB müzakerelerinde söylediği, 'Masanın altından vurarak Başbakan'ı uyarıyordum' cümlesiydi.<br />Bu cümleyi, cumhuriyet tarihimizde olsa olsa Başvekil İnönü'nün, Cumhurbaşkanı Atatürk'ün müdahalelerine yönelik, 'Sofradan emirler alıyoruz' itirazına benzetebiliriz.<br />Birinci adamlar için hazmı zor cümleler bunlar...<br />İlişkide iç kanama yaratan itiraflar...<br />* * *<br />Demirel'e danışarak siyasete giren Özal, Köşk'te ustasına nasıl kök söktürmüştü hatırlasanıza...<br />Ya Özal'ın 'Kolay söz geçiririm' zannıyla başbakan yaptığı Akbulut'un koltuğa oturur oturmaz Özal'la inatlaşmasına ne demeli? <br />Aynı şeyleri Bayar-Menderes, İnönü-Ecevit, Demirel-Çiller ilişkisi için de söylemek mümkün...<br />İkinci adamlar, genellikle birinciyle sorunludurlar.<br />Yeterince güçlendiklerinde kendilerine hâlâ ikinci muamelesi yapılmasından rahatsız olur ve ikincilikte geçen, kadri bilinmemiş yıllarının da intikamını alırlar. <br />* * *<br />Erdoğan yasaklıyken Başbakanlık koltuğuna geçici olarak Gül oturmuştu.<br />Oturduğunda Erdoğan, 'Başbakanlık koordinasyon mercii' diye makamı küçültürken o, 'Ben emanetçi olmam' demişti.<br />Erdoğan, Gül'ün Köşk'te artık ikinci adam olmayacağını biliyor.<br />Gül, Çankaya'yı kendisi istemedi; Erdoğan tarafından meydana itildi. Şimdi hem kendi rızasıyla çekilmesinin istenmesinden hem de 'koltuk heveslisiymiş' gibi gösterilmesinden rahatsız oluyor.<br />'Birinci adam'ın bunlara tavır almamasını da yadırgıyor.<br />Köşk'e çıkarsa bu buruklukla çıkacaktır.<br />Dışişleri'nde edindiği tecrübe ve çevreyle diplomasiye müdahil olacaktır. Sık sık Erdoğan'ı bilgi vermeye çağıracak, bazen masa altından değil, üstünden uyaracaktır.<br />Veto yetkisini kullanıp noter olmayacağını kanıtlayacaktır.<br />Epeydir kapıları kapalı tutulan Çankaya'yı kamuya açarak sandıktaki teveccühü kalıcılaştıracak, yani Erdoğan'ın iktidarına ortak, hatta rakip olacaktır.<br />* * *<br />Erdoğan bunu göze alabilir mi?<br />Göreceğiz.<br />İkinci adamların istikbalini biraz da birincilerin özgüveni belirler. <br />Buna göre halef-selef de olabilirler, Sezar-Brütüs de...</font></p><p align='justify'><font face='verdana,geneva' size='2'><font color='#999999'>milliyet.com<br /></font></font></p>