Bir iki gün sonra Bahar ayına giriyoruz,, Yeniden Karadeniz yeşillenecek ve doğada çiçekler ile Yeşillik ile ruhu ferahlatacak görüntüler ortaya çıkacak.
Tabii korkumuz yine Güneydoğu ve kar altından çıkacak teröristlerin yine can almaya devam etmesi, bir yandan sevinç bir yandan ise üzüntü yaşayacağız. Çay ve tarım işçileri de Bahar ayı ile birlikte bağ ve bahçelere girerek ayaklarını toprağa basacak.
Tabii bizim asıl konumuz bahar ayı ile birlikte bağ ve bahçelerde yapacağımız temizlikler değil muhakkak, bahar temizliği ile birlikte bazı kurum ve kuruluşlarda Molotof hayat yaşayan, yaşattıranlarında bahar temizliği ile birlikte temizlik malzemesi ile süpürülüp gitmesi.
Her ilde olduğu gibi siyasi güçler ile müdür veya idareci koltuğuna oturtulan çok lüzumsuz kişiler olduğunu zaman zaman hepimiz görmekteyiz. Her nedense bu Rize ”de biraz daha fazla. Tabii bunun nedenini bizler biliyoruz. Cumhurbaşkanının Rizeli olması, Siyasetin kalbinin uzun yıllardır Rize ”den atması. Gündemi belirleyen yerin Rize olması, tabii bunların başında yer almakta. Bu kadar siyasetin kalbinde yer alan Rize “de neden işe yarayan fazla bürokrat atanmaz bunu da anlamamak mümkün değil.
Tabii burada birkaç kurumu bunun dışında tutmamız gerek, onların hakkını yememek gerek, Başta söylediğimiz gibi bu kurumlar belli ve bu kurumlara da BAHAR TEMİZLİĞİ gerektiğini düşünüyorum.
Bunların teker teker ismini vermeme gerek yok, Siyasiler bunları çok iyi bilmekte, artık Rize hizmette heyecanlı olanları bekliyor. Koltuk sevdalılarını değil.
Yine eğitim camiasına baktığımızda ufukları kapalı olan, gelecekte hiçbir planı olmayan insanların okul idareciliği yaptığını görmekteyiz. Çocukların gelişiminde katkısı olacak, onları hayata hazırlayacak heyecanlı idarecilere ihtiyaç var.
Siyaset ile koltuğa gelenlerin, artık bu koltuktan kalkması gerek, tabii bunu yapacak olan yine siyasettir ve yine Rize vekillerine büyük görev düşmekte. Bahar temizliğinde bu temizliğinde bunun içinde olmasını bekliyoruz.
KIRMIZI KOLTUKLAR
Rize “de 2 ay önce yaşanan bir MNG olayına hepimiz şahit olduk, günlerce hatta günümüzde bile bu konu zaman zaman konuşulmakta, bunun ile birlikte kurum ve kuruluşlarda bazı olaylar da su üstüne çıkmaya başladı. Artık cesaretlenen memurlar kusmaya başladı. Kurum içerlerinde dönen dolaplardan bahsetmeye başladılar. Bir kurumdan oldukça yoğun şekilde pis kokular gelmeye başladı. Kurum müdürünü bu konuda uyardım ancak henüz bir gelişme yok, uyarılarımın ardından yine kokular gelmeye başladı ve kurum içinde bazı kişilerin Kırmızı koltuk sevdası olduğunu öğrendim, orada görevli bir memurun koltuk üzerinde bazı olaylar yaptığı kulağıma geldi. Dahası var ve bunları çözüm üretilmedikçe dillendirmeye devam edeceğim. Şimdilik sadece Kırmızı koltuk sinyali ile noktalamak istiyorum. Anlayanlar anladı.
