Bizim taşıdığımız ekmeklerle, karınlarını doyuran teknolojiyi bizden gören, tüplü löküz e öküz gibi bakan, üzerlerindeki elbiseler, çoraplar, külotlar, dahi Türk malı olan Rusya’nın bir saatte işgal ettiği Gürcistan in yaptıkları son zamanlarda haddini aşmak oldu.

Sarp sınır kapısı açılmasının ardından Gürcistan da Türklere karşı uygulanan mafyacılık oyunları yıllarca sürdü. Şimdi ise Sakaşvili döneminde ise Sakaşvili mafyası üremeye başladı. Hem de ne mafya, Türkiye den Gürcistan a mal getiren Tir, kamyon veya otobüslere şimdiye kadar oynanan oyun ise  Türkiye tarafına gelen KGB veya Gürcistan ajanı Türkiye den aldığı malların yüzde 99 una fatura alırken tek kalem mala fatura almadan kendi gümrüğüne geldiğinde malın kendinin olmadığını savunması ile Türk sürücü zor duruma bırakılıyordu. 

Ne oluyordu…
Otobüs, Tır veya kamyon devlete kalıyor, sürücü ceza evine atılıyor ve 50 bin ile 250 bin dolar arasında kendisinden rüşvet isteniyor. Yoksa cezaevinde kalırsın.  Suçlumu sürücü hayır zaten Gürcü hükümet in kurduğu tuzak bu. Bu tür olaylar son 1 yıla kadar fatura üzerinde devam ediyordu. Birçok Türk sürücü cezaevlerinde kaldığı gibi milyonlarca dolarlar Gürcistan devlet mafyasına aktı.

Şimdi kural değişti… Eroin işi başladı. Nasıl mı?
Trabzon, Rize veya başka bir yerden Gürcistan a giden yolcu otobüsü veya minibüsüne binen Gürcü yolcu ( KGB veya Devlet ajanı) otobüs veya minibüsün gümrüğe girmesi ile birlikte koltuk üzerinde veya koltuğu keserek içine eroin veya başka bir uyuşturucu madde bırakarak polis aramasında ortaya çıkmasını sağlıyor. Veya emanet olarak verilen ilaç kutusu, elektronik bir parça gibi çok sayıda örnek verilebilecek eşyalarda gürcü ajanlar Türkleri tuzağa düşürerek yakalanmalarını sağlıyorlar. Tabii paketi bırakan veya mal sahibi ortada yok. İşte Türk sürücünün sonu bu demek, artık düştü tuzağa ve oldukça acımasız ve gaddar olan Gürcüler yedileri kapa pislercesine Türklere kurdukları bu tuzaktan ekmek parasına dolmuş şoförlüğü yapan veya kamyon şoförlüğü yapan insanlarımıza arazı, ev veya başka mülkler sattırarak ceza evindeki insanımızı kurtarmaya gitmemizi sağlıyorlar. Bir iki gün önce bir gemimizi satmadılar mı…? balıkçılarımızı kendi kara sularımızdan almadılar mı ?, Hani Türkiye nerede, hanı kınalar yakılarak askere giden Türk ulusunun başı nerede, bizim eksilerimizi giyen, kıçı sıkıştığında bize koşan, Gürcistan bizim insanlarımızı adeta rehin alarak rüşvetlerle dışarıya çıkartırken Türkiye Cumhuriyeti nerede. Nerde bu insanların sahipleri. Bu insanlardan vergi alanlar nerede?

İşte bunlar gururuma dokunuyor. 7 cephene savaşan insanların torunları olarak, gürcülerin yaptıkları zoruma gidiyor. Bu insanlar yedikleri kaplara tükürüyorsa ben o kapa çoktan tekmeyi vururum. RTSO başkanı bunları doğruluyor ve maalesef kendi insanına sahip çıkmayan bir Türkiye var. Ama bu böyle gitmez. Yakında bu patlar. İşte o zaman Türk adaleti de uzak durmalı. Nasıl insanlarımız adaletsiz kıyım ediliyorsa sıra onlara da gelecek.  İşte o zaman insanlarımıza sahip çıkmayan bu siyasilerin yüzünü görmek isteyeceğim.