RİZE'nin Pazar ilçesi Subaşı (Haçapit) köyünde doğan bir Karadenizli. Yaşamının büyük çoğunluğunu köyünde geçirecek kadar Karadeniz tutkunu bir müzisyen. Kazım Ko-yuncu'nun kadim dostu. Hey Gidi Karadeniz şarkısıyla başlayan müzik yolculuğu deuam ediyor... 'Bir Karadenizli olarak benim de söyleyeceklerim var' diyor söze başlar başlamaz... Ve özellikle anmak istemiyor İsmail Türüt'ün adını...

Türüt ne kadar Karadenizli ve neyini temsil ediyor bilemem ama bir bölgenin temsili bireylerin söylemleri ile değil de o ülkede yaşayan insanların yaşama bakışıyla değerlendirilir. O yüzden bir bölgenin sözcüsüymüş gibi kendini lanse edip ve o bölge insanının diliy-miş gibi konuşmak maalesef görüldüğü gibi Karadeniz insanını olduğundan farklı gösteriyor. Karadeniz insanı şiddetin sözcülüğünü yapanlara değil, barışın sözcülüğünü yapanlara itibar eder.

Bu bölgede yüzyıllardır tamamı neredeyse sevgi ve sevda üzerine türküler yakılmış. İçerisinde şiddeti içeren bir tek cümle bulamazsınız. Ama birilerine barış söylemi batıyor sanırım ki kin ve nefret söylemini ağızlarından düşürmüyorlar. Karadeniz'de farklı etnik kültürleriyle insanlar yüzyıllardır birlikte yaşadı ve hiçbir sorun da olmadı. Şimdi farklı bakışlara karşı, Karadeniz insanı karşı duruş olarak gösterilmeye çalışılıyor.

Oysa Karadeniz insanının bakışı değildir bu, bunu o bölgede yaşayan bir insan olarak iyi biliyorum. Ama şiddet, linç girişimleri, adam öldürmek ve öldüreni övme geleneği oluşturuluyor adeta. Şarkının sözlerine bakınca ilk dikkatimi çeken nokta (bizde varken bu duruş emiceniz olsa Bush) oysa yıllardır Amerikan işgaline karşı duranlara, bu şarkıyı yazanlar Amerika'nın gece bekçiliğini yaptıklarını ne çabuk unuttular.

İnsanların birileri tarafından özellikle Karadeniz'de adeta şiddete yönlendirildiğini bundan önceki söylemlerimde inatla üstüne basa basa söyledim. Son dönemlerde onca insan öldü Karadeniz'de. Bir bedene sıkılan kurşunun haklı bir gerekçesi olamaz, olmamalı da. Bunu yapan da öven de insan olma duygusundan yoksundur. Karadeniz'de bunun başka bir örneği var mı bilmiyorum. Benim bildiğim ölen birinin ardından ağıtlar yakılır onu anmak için türküler yapılır. Birinin ölümü ardından öldüreni öven şarkı yapıldığı ve benim bildiğim tek örnektir bu.

Şiddet ve kan kusan bir toplum olmaya başladık ve kanı gördükçe dişlerini büyütenlerle karşı karşıyayız. Buna karşılık inatla barış ve sevgi söylemini daha yüksek haykırmak ve üretimleri cep için değil halk için yapmaya devam etmek lazım.

* * *

birgun

 

Editör: HABER MERKEZİ