Yaklaşık 3 yıldan bu yana, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın verdiği ÇED izinlerinin mahkemelerce iptaline, sayısız suç duyurularına, yöre halkının sert protestolarına rağmen inşaat çalışmalarını sürdüren HES firmasına Jandarma müdahale etti.

Derelerin kardeşliği platformu sözcüsü Ömer Şan “Bilindiği gibi Rize İdare Mahkemesince 23.02.2010 tarihinde ikinci kez iptal edilen ve Atabey/Koçoğlu ortaklığının yaptığı Uzundere–2 HES Projesi için verilen durdurma kararı 10.03.2010 tarihinde ilgili firmaya tebliğ edilip, tutanak tutulmuş ve çalışmaların bu tarihte sonlandırıldığı firma tarafından ifade edilmişti. Geçen bu süre içerisinde çalışmaların durdurulmaması üzerine bölge halkı durumu tespit ederek, Çayeli İlçe Jandarma Komutanlığı’na suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine 25.03.2010 günü Vadiye gelen Jandarma ekipleri, yeraltı su iletim tünellerinde gizlice inşaat çalışmalarını yürüten firma çalışanlarını dışarıya çıkararak çalışmalarına müdahale etmiş ve bu durumu tutanakla da tespit etmiştir. Senoz Vadisinde, Karadeniz Elektrik A.Ş. tarafından Uzundere-I HES, Atabey/Koçoğlu tarafından da Uzundere-II HES projeleri yürütülmektedir” dedi.

Şan açıklamasında” Senoz vadisi Sahip olduğu biyolojik çeşitlilik ile uluslararası öneme sahip Vadideki projeler için Çevre ve Orman Bakanlığı “ÇED gerekli değildir” kararı vermiş ve doğa katliamının önünü açmıştır. Yöre halkı itirazlarını yargıya taşımış, her iki proje için de yürütmeyi durdurma ve iptal kararları verilmiştir. Görevi, biyolojik çeşitliliği, havzaları, doğal varlıkları korumak ve geliştirmek olan Çevre ve Orman Bakanlığı; doğayı yok ettiği, mahkeme kararlarıyla sabit görülen projelerin sürdürülmesi için ilgili firmaları adeta teşvik etmektedir. Nitekim her iki projede de yargının durdurma kararları ve çalışmaların durdurulması; ‘sel ve heyelanlara neden olabilir’ gibi zorlama gerekçelerle engellenmiş, aynı anda firmaların sanki yeni bir proje gibi sundukları tekliflerdeki hileyi Bakanlık görmemiş, kısa bir sürede yeni ÇED izinleri vermiştir. Bu hukuka karşı hileyi, Mahkeme görerek, ikinci izni de iptal etmiştir” dedi. 

Ömer Şan bölge halkının Senoz vadisinin sit alanı  Talebi değerlendiren Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu “Senoz Vadisinde sahil yolunun yapımı için açılmış ve halen faaliyet gösteren taş ocakları ile yapımı devam eden HES Projelerinin vadiyi olumsuz etkilediğinden, söz konusu alan doğal SİT özelliklerini yitirmiştir”  kararını vermiştir.  Bu karar iki yıldır yargı kararlarını uygulamayan, denetim görevini yerine getirmeyen, vadinin yok edilmesine göz yuman Bakanlığı sorumlu durumuna getirmiştir. Bu durum karşısında, aynı yanlışlık ve kayıtsızlığı devam ettirdiğini gördüğümüz Çevre ve Orman Bakanlığı’nı asli görevi olan doğal varlıkları koruma ve geliştirme görevini yerine getirmeye ve yargı kararlarına uymaya davet ediyoruz. Yargı kararlarına uyulmayarak, hukukun üstünlüğü ilkesinin yok sayıldığı gerçeğinden yola çıkarak, bu çalışmalardaki hukuksuzluğa karşı bütün hukuk çevrelerini Senoz’daki uygulamalara tepki göstererek mücadelemize sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bu ülkenin yasa ve hukuku Senoz Vadisi’ndeki işlemlerde geçerli değil midir? Bir doğa cenneti olan bu Vadi, ülkemiz topraklarından sayılmıyor mu? Senoz’luların Anayasal ve yasal hakları yok mu sayılıyor? Ya da birileri için yasa ve hukuk formalitedir de bizim mi haberimiz yok

Bölge halkı adına konuşan Sinan Akçal ise tüm uğraşlara ve mahkeme kararlarına rağmen HES lerin devam ettiğini söyleyerek” Eski başbakan Mesut Yılmaz in kendi vadisine sahip çıkmamasına anlam veremiyoruz, Sayın Yılmaz döneminde HES ler ortaya çıktı. Mahkeme kararları Mesut Yılmaz in vadisinde uygulanmıyor. Ülkede hukuk yok” dedi.

Editör: HABER MERKEZİ