Mustafa Bayrak

Ülke genelinde sayıları bin 700’ü bulan Hidroelektrik Santrali (HES) projelerine karşı verilen mücadelelerde her geçen gün yeni bir yargı kararı daha ekleniyor. İdare Mahkemelerinin verdiği ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ kararlarının ardından Rize İdare Mahkemesi bu kez de Senoz Vadisi için SİT istemini reddeden Trabzon Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararının yürütmesini durdurdu.

Yuvarlak çay’da yurttaşlar tarafından verilen mücadele sonunda alınan yargı kararı sonrasında HES yapımcı firmasının projeden vazgeçtiğini açıklaması, Artvin Maçahel Düzenli HES ve Yusufeli Damla HES için verilen ‘yürütmeyi durdurma’ kararlarının ardından Rize’nin Salarha Vadisi üzerindeki Ambarlık HES için de ‘yürütmenin durdurulması’ kararı verilmesi, çevrecilerin haklı mücadelesinin kanıtı olarak gösteriliyor.

Son olarak Rize İdare Mahkemesi’nin, Senoz Vadisi için SİT istemini reddeden Trabzon Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu kararının yürütmesini durdurması çevrecileri bir kez daha umutlandırdı.

Rize’nin Çayeli ilçesine bağlı Senoz Vadisinde bulunan 12 köy muhtarından 11’i, Vadinin Doğal SİT Alanı ilan edilmesi için 26 Haziran 2008 tarihinde Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na başvuruda bulundu. Muhtarların başvurusunun üzerinden 17 ay gibi uzunca bir süre geçtikten sonra, Koruma Kurulu 18 Kasım 2009 tarihinde açıkladığı nihai kararında “Taş ocakları ve HES çalışmalarının vadiyi olumsuz etkilediği için Doğal SİT gerektiren özelliklerini yitirdiği” gerekçesi ile Senoz Vadisinin Doğal SİT Alanı ilan edilmesi isteğinin reddetti. Bu karar çevreciler tarafından aynı zamanda, HES’lerin çevreye, doğaya, sosyal, kültürel ve tarihi değerler ile doğal yaşam alanlarına geri dönüşümsüz zararlar verdiğinin kanıtı ve resmi belgesi olarak değerlendirildi.

Ancak, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun bu kararı, yöre insanları ve çevreciler tarafından kabul edilmeyerek; Senoz Vadisinin bu koşullarda dahi korunması gereken özellikleri bünyesinde barındırdığı iddiasıyla, söz konusu kararın yürütmesinin durdurulması için Rize İdare Mahkemesinde yeni bir dava açtı.

Rize İdare Mahkemesi ise 30 Mart 2010 günü verdiği kararla, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının yürütmesini durdurdu. Yürütmeyi durdurma kararında,  “Yüklenilen görevin hassasiyeti ölçüsünde yeterli araştırma ve incelemeye dayanmadan kararların alınması, özellik arz eden ve korunup değerlendirilerek bozulmadan yaşatılması önemli olan tabii ve kültürel değerler üzerinde geri dönülmez ve telafisi mümkün olmayan zararlar yaratacağından, bu kararları alan karar vericiler hakkında da hukuki ve cezai sorumluluklar doğuracaktır” ifadelerine yer verildi.

Rize İdare Mahkemesinin kararını değerlendiren ve Derelerin Kardeşliği Platformu adına bir açıklama yapan Dönem Sözcüsü Ömer Şan, “HES projelerine karşı yürüttüğümüz demokratik ve hukuksal mücadelelerimize her geçen gün tarihi nitelikte yeni yargı kararları ekleniyor. Bu kararalar mücadelelerimizin haklılığını bir kez daha ortaya koyuyor. Rize İdare Mahkemesinin bu kararı, HES’ler için verilen ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ kararları kadar önemli ve tarihi önem taşımaktadır. Hukukun üstünlüğü ilkesinin yok sayılarak, yargı kararlarına uyulmadığı güvenlik güçlerince tutulan tutanaklarla kanıtlanan, dere ve vadi katliamıyla birlikte hukukun da katledildiği HES projeleri için verilen bu kararların bir an önce uygulanması gerekmektedir” dedi.

Öte yandan konuya ilişkin bir açıklama yapan çevrecilerin avukatı ve Senoz Derneği Yönetim Kurulu üyesi Av. Münir Yazıcı, Senoz Vadisi’nin doğal, kültürel, tarihi ve sosyal özelliklerine dikkat çekerek; vadide yapımı devam eden HES’lere karşı 5 ayrı dava açıldığını ve hepsini kazandıklarını kaydetti.

Senoz’da verilen yargı kararlarına uyulmadığına dikkat çeken Av.Yazıcı, “Tüm yıkım ve hukuksuzluğun kaynağı olan HES’ler vadiden sökülüp çıkartılmalıdır. Senoz Vadisinin girişini parça parça eden Taş Ocağı ruhsatları iptal edilmelidir. Yıkılan tüm alanların rehabilitasyonu için gereken giderler yıkanlardan tahsil edilip, derhal restorasyon çalışmalarına başlanmalıdır. Aksi halde Senoz Vadisi sakinleri; yaşamı savunmaktan asla vazgeçmeyeceklerdir. Yaşamın hakkını adli, idari ya da cezai yönden savunmaya devam edeceklerdir” ifadelerini kullandı.

Editör: HABER MERKEZİ