Yusuf Karslıoğlu’nun son kitabın da yer alan Karadeniz’in ve Rize’mizin büyük alimi Ahmet Feyzi Hoca çoklarımızın tanımadığı bir şahsiyet…

Yokluğun kol gezdiği bir devirde Kaptanpaşa (Senoz) dan yola çıkan bir ilim arayışının sonucun da üç diploma alarak Osmanlının son devrinde ki en büyük alimlerden birisi olmak şerefine nail olmuştu…

Sitemizin yazarlarından Abdurrahman Akın’ın büyük dedesi de olan Ahmet Feyzi Okumuş Hoca ile kitapta yer alan bölümleri sizlerle paylaşmak istedik…

Ama onu daha yakından tanıyacak ve tanıtacak insanlar olmalı diye düşünmekteyiz…

 


Osman Fevzi Okumuş Hoca Osmanlı Devletinin son dönem yetiştirdiği ve “Hemşinli Ahmet” olarak ünlenen büyük bir bilim adamıydı. Hemşin’e bağlı Kaptanpaşa nahiyesinin Uzundere köyündendi. Hem baba hem de anneden yetim kanan Ahmet Fevzi, amcasının elinde büyümeye başladığı yıllarda yoksul ve sıkıntılarla geçen bir çocukluk ve gençlik yaşamıştır.

 

Dönemin köy medresesinden Senoz Deresi’ndeki Yenice köyü (Parahol) Medresesi’nde okumaya başladı. Burada medreseyi başarı ile bitirdi fakat bununla yetinmedi. Bütün arzu ve ideali ilim ve irfan merkezi olan İstanbul’a gidebilmekti. Ancak insanların bir dilim ekmeği bulmakta zorlandığı bu yıllarda İstanbul’a gidebilmek onun için neredeyse imkansız gibiydi. İmkanları yerinde olan bir yakın akrabasından gerekli parayı temin edip İstanbul’a gitti. İleride kayınpederi olacak hakim Reşit Efendi’nin elinden tutmasıyla da ilim hayatının kapıları ona aralanmış oldu.

İstanbul’da maddi bakımdan çok zor koşullar altında o dönemde fakir talebelerin Ramazan aylarında camilerde müezzinlik vb. hizmetler karşılığında “cer” denen ücretle Ulum-i Arabiyye (Din İlimleri) Şeriyye-i (Hukuk) tahsil edip icazet (diploma) aldı.

Artık bir ilim adamı olan Ahmet Fevzi Dar-u-l Muallim’in (Edebiyat Fakültesi) öğretmenlik bölümüne kaydını yaptırdı. Bir taraftan dini ilimler hocalığı yaparak hayatını idame ettirmeye çalışırken diğer taraftan da edebiyat fakültesini bitirdi.

Cumhuriyeti kuran kadrolarla yakın diyalogu olan Ahmet Fevzi o günün zor koşullarını tartışmış, nelerin yapılması gerektiği konusunda düşüncelerini açıklamış ve önemli sürece katkı yapmaya çalışmıştır.

Yıllarca İstanbul’un sayılı liselerinden Üsküdar Lisesi’nde yazı ve edebiyat hocalığı, Süleymaniye Camii Şerif-i dersiamlığı (hocalık) ve de fetva Hane-i Ali (Fetva Kurulu) Muharrirliği gibi önemli görevleri deruhte etmiştir.

Ahmet Fevzi Hoca Efendi bir ilim ve fıkıh adamı olarak, Ankara Hükümetinin yanında yer almıştır. Artık Cumhuriyet ilan edilmiş ve Ankara Hükümeti kurulmuştur. Her yönü ile yeni bir siste m vardır. Rize’ye köyüne geri dönen Hoca Efendi Rize’de açılan İmam-Hatip okulunda, daha sonra Demokrat Parti döneminde Devlet Bakanı olan İzzet Akçal’ın ve oğlu Yahya Cemal’in talebesi olduğu okulda Hadis ve Tefsir hocalığı yapmış, Gazi Mustafa Kemal ile burada konuşma imkanı bulmuştur.

Rize’nin Pazar ilçesinde hakimlik görevi de yapan Hoca Efendi, doğduğu Uzundere köyüne geri dönerek bilgisini çoluk çocuğuna, komşuları ve kendisini ziyaret eden insanlara vermeye çalışmıştır. Çevresine her konuda yardımcı olan, onları yönlendirerek, din ve dünya işlerinde kendisine danışılan bir insan olarak hayatını sürdüren Hoca Efendi resmi görevli olarak Müslümanlara vaazlar vermiş ve onların şuurlaşmasında katkıda bulunan önemli sohbetleri olmuştur.

Dört erkek, üç kız olmak üzere yedi evlat sahibi olan Ahmet Fevzi Okumuş, 3 Şubat 1956 Hakk’a yürümüştür.

Cenazesinde, şuan hayatta olan en küçük oğlu Necmettin Okumuş toplanan cemaate hitaben “Muhterem cemaat şuanda ben ve bizim aile, bir babayı, bir büyüğümüzü defnediyoruz. Ancak hepimiz malumdur ki; biz ve bütün yörenin insanı bir kütüphaneyi toprakla örtmek üzereyiz” demişti.

Editör: HABER MERKEZİ