Rize İkizdere Derneği tarafından 09 Ağustos 2008’de ikincisi gerçekleştirilen 2008 II. İkizdere Kurultayı kapsamında sunulan bildiriler “2008 II. İkizdere Kurultayı” isimli kitapta toplanarak yayınlandı.

Önsöz

Yoğun ve yorucu bir yılın ardından 2.sini yapacağımız İkiz¬dere Derneği Kurultayı öncesi sizler için hazırladığımız bu kitapçıkta; Geçen bu süre içinde yapılan çalışmalarla ilgili açıklamalar ve özellikle (HES) Hidroelektrik Santral projelerinde gelinen son hukuksal durum ve ayrıca çevresel sorunlar hakkındaki durumlarla ilgili raporlar, yazılar ve bölge insanlarının görüşlerinin yer aldığı değerlendirmeler bulacaksınız.

Dünyanın en değerli, -özellikle küresel ısınmanın tartışıldığı bir süreçte- korunması ivedi olan bir vadisi üzerinde solumaktayız. Yüzlerce kilometre, hatta binlerce kilometre ötelerden gelip bu vadi üzerinde gezen, çimeninden balığına, yağından balına ve deresinden ağacına kadar bin bir nimetinden yararlandığı bu topraklar üzerinde, ziyaretinden asla pişman olmamış misafirleri karşılamış ve geleni güler yüzle tekrar geri bekleyen bir vadinin çocuklarıyız biz, hepimiz.

Bulutların üzerinde güneşin batışını seyredebileceğiniz, bembeyaz köpük dereler üstünde, yüzyıllık çamlar altında, tarihi ahşap evlerin yemen yanı başında ve az ötede otlayan Nazargül ve kardeşi Kınalı ile, kendini korumayı başarmış, tarihine kültürüne ve şu sıralar daha çok çevresine sahip çıkmayı görev edinmiş bir vadiye, nefes borcu olan insanlarız biz. Bu bağlamda borcumuzu ödemenin en gerçekçi ve kolay yolu olarak gördüğümüz turizm faaliyetlerine biraz değinmek gerekiyor sanırım.

Tüm bu eşsiz güzellikleri bir arada yaşayan bizler için evimizin hemen önünden akan bembeyaz ve buradayım derce-sine gürleyen dereler -ne mutlu bize ki bir alışkanlık yarattığından olsa gerek- kimi zaman bizler için bir anlam dahi ifade etmeyebiliyor. Oysa şehrin egzoz dumanları arasına sıkışmış ve 'bir nefes'-diye saatlerce yol geçip buralara uğrayan yerli ve yabancı turistler için evlerimizin' önündeki beğenmediğimiz o eski ahşap ot hanı ve yahut balığı azaldı diye küstüğümüz o dereler ölmeden önce görebilecekleri bir cennet penceresi onlar için. Bu noktada önemli olan, bu doğal zenginliğimizi bölgesel ulusal ve uluslar arası platformlara taşımak ve bölgemizde ki büyük sorun olan işsizliğe istihdam oluşturabilecek en önemli potansiyel olan Turizm gücünü aktif bir şekilde kullanarak bölge insanımızın kalkınmasına yardımcı olmaktır. İkizdere'de ki canlılığı Temmuz ve Ağustos aylarındaki sıkışmışlıktan kurtarmak ve tüm bir sene boyunca bu bölgeyi işleyen bir arı kovanı gibi daima ayakta tutmak da yine turizm ile mümkündür. Şimdi kısa bir 'Dört Mevsim Turizm' yolculuğuna çıkalım…

Son baharın gelmesi ile bin bir renge bürünen ormanlarımız, dünyaya nefis fotoğraf kareleri sunarken ve kaya tırmanışı için eriyen karlar ile dağlar turistleri beklerken, üstüne düşen karlar ile birlikte açılan kış sezonunda; kayak, snowboard (biz buna lazboard diyoruz), kış kampçılığı ve avcılık gibi yine çok çeşitli faaliyetlere hizmet verebilecek bir zenginliğe sahibiz.Bitti mi hayır.. Karlar artık erimekte ve sular yükseliyor derelerde. Şimdi rafting zamanı diyoruz ve ayrıca yüzlerce çeşit endemik bitkinin çiçekleriyle baş başa bırakıyoruz misafirlerimizi. Yaz aylarına doğru geldik ve yayla turizmi ile selamlıyoruz misafirlerimizi bu sefer.. Ve tüm bunlar dışında dört mevsim yapılabilecek bir sağlık turizminin sahibiyiz artık biz ve hizmet için beklemekte olan bir kaplıca tesisinin de sahibiyiz. Tüm bu '4 Mevsim Turizm' Sloganı altında toplanmış kısa bilgilendirmeden sonra 'Cenneti Görmeden Ölmeyin' diyerekten turizmin bölge insanı ve çıkarı için önemini tekrar belirtmiş olduk.

Ancak İkizdere vadisi için gerçekçi tek çıkış yolu olan Turizm ile asla bağdaşmayacak havza planlaması dahi yapılmamış -16 adet Hidroelektrik santral- HES projelerinin bölgemize vereceği uzun dönemli zararları da iyi analiz etmek gerek diye düşünüyorum. Başlarımız üzerinden  geçecek onbinlerce voltluk enerji nakil hatlarıyla kanser vadisine dönüşen bir coğrafyada sağlık turizminden söz etmek mümkün müdür? Enerji ve Turizm çelişkisi içinde kalan bölgemiz için HES projeleri ile ilgili hukuksal süreç de devam etmektedir.Konu ile ilgili detaylı çalışmaları kitapçıkta bulabileceksiniz…

Yeni yönetim ile birlikte yerel ve ulusal basında bu konu Türkiye'nin gündemine taşınmıştır. Birçok programda radyoda ve gazetelerde ve canlı yayınlarda tartışılmış ve bunun sonucunda bir yandan 'İkizdere', Türkiye'de daha tanınır bir hale gelirken, diğer yandan da HES projeleri ile ilgili bölge insanına ulusal anlamda da Sivil Toplum Kuruluşlarından destek ve yardım gelmiş, bu anlamda dernek olarak konumumuz daha güçlü bir hal almıştır.

Nasıl ki 'Ayder, Uzungöl' denildiğinde neresi orası denilmiyorsa; artık 'İkizdere' denildiğinde de neresi orası denilmemektedir, denilmemelidir ve ilçemizin Turizm kimliği ile ön plana çıkması gerekmektedir. Tüm bu değerlendirmelerden sonra özetle belirtmek gerekirse, İkizdere Derneği; bölgenin kalkınması, tanıtılması, yeni istihdam alanlarının açılması, Turizm ile ilgili faaliyetlerin takip edilmesi ve girişimlerde bulunulması ve tüm bunların yanında vadimize bir hançer olarak saplanan HES projeleri ile gerekli çalışmalarda bulunarak bu süreci İkizdere lehine sonuçlandırmak gayreti ile çalışmalarına devam edecektir. Her şey İkizdere Halkının refahı ve mutluluğu için.

Sözlerimi bitirirken; Gerek HES projeleri konusunda ki çalışmalarımızda bizlerden desteğini esirgemeyen tüm Sivil Toplum Kuruluşlarına, yerel ve ulusal basına, başta bölgemiz için hizmette kusurlarını eksik etmeyen Valimiz Kasım ESEN'e , İlçe Kaymakamımız Emre ÇINAR'a ve Dernek Çalışmalarında aktif rol alan Belediye Başkanımız Hasan KÖSOĞLU'na teşekkür ve şükranlarımızı sunar, ve şu süreçte bizler için destekleri daha bir önemli olan yerel vakıf ve derneklerimize, muhtarlarımıza ve tüm yöre halkına teşekkürlerimizi bildirir, sağlık huzur ve mutluluk dolu bir hayat dileriz.

Kadem EKŞİ
İkizdere Derneği Başkanı

Kıtabı okumak için tıklayın: http://www.vadimedokunmayin.com/kurultay.pdf

 

 

Editör: HABER MERKEZİ