Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Yuntdağı rüzgar enerji santrali (RES) açılışı töreni için geldiği İzmir'de, gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi.

Enerji alanında sudan elektriğe, jeotermalden, rüzgar enerjisi alanına kadar yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Bakan Güler, güneş ve rüzgar enerjisi potansiyelin her zaman kinetik enerjiye dönüşemediğini, kendilerinin de temiz enerji ve yerli kaynak olan bu iki enerji türüne çok önem verdiklerini söyledi.

Diğer bir enerji alternatifi olarak nükleere çok önemli verdiklerini anlatan Bakan Güler, Türkiye’nin nükleer enerjiye ihtiyacı olduğunu gördüklerini belirtti.

Güler, 'Su olmadığı zaman, rüzgarın esmediği zaman, doğal gazın da gelmediği ve fiyatının aşırı yüksek olduğu bir dönemi düşünelim. İşte burada nükleer devreye girecek' dedi.

Türkiye'nin ''nükleer cahili’’ bir ülke olmadığını ve gerekli alt yapı ve çalışmalarla ülkede aslında bu konuda da bir disiplinin bulunduğunu anlatan Güler, şöyle devam etti: 

''Komşularımızda da var bizde de olsun anlamında görmüyoruz. Baz yük ve in-case (ihtiyaç durumu) olarak bakıyoruz. Nükleeri biz bilinçsiz olarak değil, bizde de olsun anlamında da değil. Olması gerektiği için yapıyoruz.’’

IRAK GEZİSİ DEĞERLENDİRMESİ 

Bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile gittikleri Irak gezisi temaslarında ne gibi konuların görüşüldüğünü sorması üzerine Bakan Güler, şunları kaydetti:

’’Körfez ülkelerinin bir birlik halinde fazla elektriğinin Türkiye üzerinden geçebileceğini Irak'ta görüştük. Bu tabii fikir aşamasında. Nasıl ki biz petrol hattıyla, doğal gaz hattıyla bir koridor köprü ülkeysek, elektrikte de olacağız. Bizim daha evvelden Akdeniz ringi dediğimiz 7 ülke enterkonneksiyon diye zaten bizim yürüyen bir çalışmamız var. Libya, Mısır, Ürdün, Türkiye, Suriye, Irak, Lübnanla beraber olan zaten Kuzey Afrika Orta doğu ülkeleriyle yaptığı bir bağlantı. Bunun Türkiye üzerinden geçmesi söz konusu. Bunun çalışmalarını epeydir sürdürüyoruz. Irak Elektrik Bakanı ile yaptığımız görüşme neticesinde ortaya çıkan bir görüş bu, ayın 24'ünde Amman'da bir toplantı yapacağız.''

Irak’ta daha çok petrol ve doğal gaz bağlamında görüşmelerde bulunduklarını anlatan Bakan Güler, ''Zaten Kerkük-Yumurtalık çalışıyor, Irak'ta çıkacak doğal gazı da görüştük. Orada iki ayrı görüş var. Kerkük Yumurtalık'a paralel boru hattıyla Türkiye'ye gelecek veya Akkas bölgesindeki gazın Suriye üzerinden gelecek bir boru hattı var. Oraya bağlanma durumu var. Humus-Kilis arası daha yapılmadı. Bunun değerlendirmesini yaptık’’ diye konuştu.

IRAK’TA PETROL ARAMA 

Türkiye’nin daha önce Irak’ta petrol arayacak 35 şirketlik listede olmadığını hatırlatan Bakan Güler, Başbakanlar düzeyinde yapılan görüşmeler neticesinde TPAO’nun artık söz konusu listeye girebileceğini, Irak’taki petrol arama ihalelerine katılabileceğini söyledi. TPAO’nun Irak’ın güneyindeki büyük sahalarda arama faaliyetlerine davet edildiğini anlatan Bakan Güler, bunun çok sevindirici bir gelişme olduğunu kaydetti.

Güler, TPAO'nun bölgenin jeolojisini bildiğini ve gerekli tecrübeye sahip olduğunu hatırlattı.

Konsorsiyum kurulmasına dönük sorular üzerine de Bakan Güler, büyük sahalar olduğu için zaten sahalarda arama çalışmalarının bir konsorsiyum kurularak yapılabileceğini belirtti.

Petrol çalışmaları kapsamında kaç sahada arama yapılacağına ilişkin soruya karşılık Güler, davetin şekline göre duruma bakacaklarını, bunun saha saha sayısını Irak yönetiminin belirleyeceğini ancak kendisinin 7-8 saha şeklinde tahminde bulunduğunu anlattı.

SHELL-TPAO DOĞAL GAZ İŞBİRLİĞİ 

Yeni bulunacak sahalarda bazen petrolle birlikte gaz da bulabildiklerine dikkat çeken Bakan Güler, petrol diye girilen bir ihalede, petrol kadar yüksek olmasa da gazın da söz konusu olabildiğini belirtti.

Shell ile TPAO'nun doğal gaz konusunda bir master plan çalışması olduğuna işaret eden Güler, ''Ama bunu yeni şartlar altında yeniden görüşüyoruz, Akkas bölgesi için görüşüyoruz. Shell ile olan görüşmelerimiz devam edecek, bu niyetteyiz’’ dedi.

Irak'ta önümüzdeki dönemde ele alınacak projeler arasında Şahdeniz ve Nabucco projesinin de bulunduğunu anlatan Güler, bunların hepsinde geçiş ülkesinin aşağı yukarı Türkiye olduğunu ve ülkenin ihtiyaçları ve istekleri bulunduğunu kaydetti. 

''TEŞVİKLE YATIRIM ZORLANMAZ’’

Rüzgar enerjisi santrallerinde türbin imalatının da yerli sanayi tarafından yapılmasını istediklerini söyleyen Bakan Güler’e bu konuda bir teşviğin verilip verilmeyeceğinin sorulması üzerine, Bakan şöyle konuştu: 

''En büyük teşvik pazar. Şu anda pazar hazır. Sadece biz değil,komşular da hazır. Üstelik şartlar da hazır. Teşvikle yatırım zorlanmaz aslında. Yatırımın kendisinin kendi dinamiklerinin olması lazım. Öbür türlü yokuş yukarı su pompalamak gibi bir şey.’’

BİR ABD ŞİRKETİ KARADENİZ’E TALİP OLDU 

Artan petrol fiyatlarının kendilerini çok rahatsız ettiğini söyleyen Bakan Güler, 2009 yılında Karadeniz'de sondaj çalışmalarının başlayacağını ifade etti. Arama çalışmalarında sondaj faaliyetlerinin karada ve denizde oldukça maliyetli olduğuna dikkat çeken Bakan Güler, bu nedenle aramaların boşa çıkmamasına önem verdiklerini söyledi.

Güler, Karadeniz'de arama yapmak üzere yeni bir şirket başvurusunun olup olmadığı ile ilgili bir soru üzerine, ABD'li bir şirketin Karadeniz'de petrol aramak için başvuruda bulunduğunun haberini aldıklarını, şirketin söz konusu talebinin incelenerek değerlendirileceğini kaydetti. 

ÜRETİM ÖZELLEŞTİRMELERİ

Dağıtım özelleştirmelerinin ardından üretim özelleştirmelerinin ne zaman yapılacağına ilişkin bir soru üzerine de Bakan Güler, üretim özelleştirmeleri ile ilgili modelin hazır olduğunu belirterek, Elektrik Piyasası Yasası'nda değişiklik yasasının Köşk'ten onay almasından sonra çalışmaların başlayacağını ifade etti.

Güler, öngördükleri modelin santrallerin rehabilitasyon ve kapasite artırımını kapsadığını belirterek, bu yolla verimlilik artışını hedeflediklerini söyledi.

EÜAŞ özelleştirmelerinden gelecek gelirin enerji alt yapısına harcanacağını işaret eden Bakan Güler, üretim özelleştirmelerine termik santrallerden başlayacağını kaydetti. Güler, öncelikle rehabilitasyon ihtiyacı yüksek olan santrallerin özelleştirilmesinden başlanabileceğini de dikkat çekti. 

''YAPTIĞIMIZ DÖNÜŞÜM İLERİDE ANLAŞILACAK’’

Enerji sektöründe yapılması gereken her şeyi yaptıklarını ve zor bir iş başardıklarını savunan Güler, şu andaki geçirilen dönüşümün ileride çok iyi anlaşılacağını ifade etti. 

Zaman zaman yaptıkları değişiklerde sektörlerin tepkilerini de aldıklarını anlatan Güler, şöyle devam etti:

''Örneğin ÇEAŞ-KEPEZ ya da bazı doğal gaz anlaşmalarını masaya yatırınca bazı reaksiyonlarla karşılaştık, çok beğenen de oldu, çok kızan da. Bazı anlaşmaları masaya yatırıp düzelttiğim zaman onun dozajı çok arttı. 70 ayrı yazıyla bir gün veya bir haftada çok büyük reaksiyonlar gördük o dönemde. Ama çok radikal şeyler oldu. Kömür, su gibi temel kaynaklar dokunulmaz noktalardı. Türkiye'de kömür madenini özel sektöre verip, maliyetini düşürüp, verimi artırmak, sendikal düzenin farklı bir şekilde algılandığı bir ülkede kolay olmadı.’’ (haberalemi)

Editör: HABER MERKEZİ