Rize’nin fındıklı ilçesinde bulunan Abu Çağlayan Deresi üzerinde yapılması planlanan Paşalar Hidroelektrik Santralı ile Mesut Yılmaz ve Hayati Yazıcı’nın köylerinden de geçen Çayeli Senoz deresi üzerindeki Kayalar Hidroelektrik Santrali (HES) projesi, Rize İdare Mahkemesi’nin iki ayrı kararı ile durduruldu.

Taksim Hill Otel’de düzenlenen toplantıda konuşan Doğa Derneği Başkanı ve Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu Başkanı Güven Eken, Türkiye’de havzaların bütüncül planlaması yapılmadan yürütülen HES’lerin derelerin soykırımı anlamına geldiğini belirtti. Mahkemenin en önemli değerlendirmelerinden birinin ekolojik esaslı havza yönetimi planlamaları olmadan HES’lerin yapılmaması gerektiği yönünde olduğunu söyleyen Eken, 'Bu kararlar yapılması planlanan tüm HES projelerine emsal teşkil edecek. Çevre ve Orman Bakanlığı bu kararları dikkate almak zorunda' dedi.

ÇED RAPORLARI FORMALİTE
Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Av. Yakup Okumuşoğlu ise bu kararın Türkiye’deki dereler üzerine kurulması planlanan 1601 adet HES’in durdurulması sürecini tetikleyeceğini söyledi. Av. Yakup Okumuşoğlu, ÇED sürecinin şu anda yalnızca formatsal olarak yerine getirildiğini belirterek, “ Mahkeme ÇED sürecinin asli amacı doğrultusunda projelerin doğayı ve çevreyi koruyacak şekilde ele alınmasını istedi. Enerji nakil hatlarının da HES projelerinin planlanmasında dikkate alınmasını istedi. Daha da önemlisi havza yönetim planlamaları olmadan HES’lerin yapılmaması gerektine karar verdi” dedi.

Çayeli Senoz Vadisi üzerinde planlanan Kayalar HES’i, Rize İdare Mahkemesi’nden 13 Aralık 2009’da durdurma kararı aldıran Senoz Yöresi Derneği Avukatı Münir Yazıcı, ÇED projelerinin gerçeklerden uzak, kurumsal kimliği olmayan şirketlerce hazırlandığını ve hiçbir geçerliliklerinin olmadığını söyledi. Mahkeminin gerekçeli durdurma karırını bu tezden yola çıkarak aldıran Münir Yazıcı, Türkiye’de hemen her dere üzerinde en az bir adet olmak üzere yaklaşık 1600 civarında nehir tipi hidroelektrik santralinin planlandığını kaydederek, “Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde her dere üzerinde ortalama 10 ile 20 arasında HES planlandı. Bunların pek çoğu da ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) raporundan muaf olarak her an inşa faaliyetine hazır durumda bekliyor. Proje tanıtım dosyaları ile yüzlerce projenin hemen tümü belli ÇED firmaları tarafından hazırlandı. Çevre ve Orman Bakanlığı ÇED sürecini sadece prosedür olarak görüyor ve kendisine yüklenen çevre koruma görevini adeta yok sayıyor. Bakanlığın acilen havza bazında planlamaları uygulamaya koymasını bekliyoruz' diye konuştu. (Hürriyet)

 

Editör: HABER MERKEZİ