İlyas GÜR

Geçen yıl Rize Ticaret Borsası Başkanlığına aday olan, ancak seçimlerde kaybeden Mehmet Karaca yeniden başkan adayı olabileceğini ifade etti.

Karaca borsadaki seçimin ya Kasım ayında ya da Marta kadar olacağını ifade ederek, “ Adamlık başvurum yine gündemde. Aday olup olmayacağım tam kesin değil. Bu konuda bir araştırmanın içindeyim. Eğer bana ihtiyaç duyulursa aday olacağım. Borsadaki bu yönetim çay sektörünü öyle bir duruma getirmiş ki, kim gelirse gelsin nasıl düzelteceğimizi çok iyi hesap etmek lazım. Sektörümüz iki yıldır para veremeyen bir duruma gelmiştir. Sektörün yeniden canlanması için Borsaya büyük görev düşüyor. Ama bu görevi şu an borsanın başında bulunan yönetimin yapabileceğine inanmıyorum” dedi

Karaca, Srilanka’ ya gidip gelen ilk heyetin şu anki Borsa yönetimi olmadığını belirterek, “Srilanka’ ya bundan 20 yıl önce de gidildi, 10 yıl öncede gidildi. O işler biliniyor. Bu işlerin raporları benim bildiğim kadarıyla zaten Çaykur’ da var. Daha önce Çaykur Genel Müdürü ve Genel Müdür yardımcıları oraları gidip incelemiş. Ama bu konuda yol verilmemiş. Biz bu işleri 10 yıldır zaten söylüyoruz. Srilanka’ daki pozisyonları bilmiyoruz değil. Biz bu konuda 4–5 yıl önce gelen Japon heyetiyle çalıştık. Japonlar dünyada bir tamı çayın nerede olduğunu biliyor. Nerede çaya kaç kilo gübre veriliyor, nerede fazla verilen gübrenin çayı öldürdüğünü Rize’de bu işlerle uğraşan herkes biliyor” dedi.

Borsadaki yeniden yapılanmanın çok daha önceden yapılması gerektiğini ifade eden karaca, “Bu hareket çok daha önce yapılmalıydı. Belki de bilinçli olarak geç kalındı. Şimdi Rize’de 236 tane çalışabilir özel sektör çay fabrikası var. Çaykur’ un kapasitesi belli. Özel sektörün kapasitesi neredeyse Çaykur’ un iki misli. Bu kapasite Rize’ ye fazla. Şu anda Rize’deki toplam kapasite 15 bin ton civarında. 15 bin tondan da fazla. Ama Rize’ de çay toplama kapasitesi günlük 10–12 bin ton. Bu kapasite fazlalığının bir şekilde eritilmesi düşünülüyor. Eritilecek olanlarda ister istemez kapasitesi düşlük olan fabrikalardır. Şimdi eğer Dünya’ ya uyacaksak, yani Srilanka sistemine uyacaksak oraya gidip görmüşleridir. Srilanka’ da öyle 500 tonluk fabrikalar yok. Rize’ deki gibi büyük fabrikalar yok. Neler var, 30 ton 50 ton gibi küçük türde fabrikalar var. Bu fabrikaların ürettiği çaylar borsaya gelir. Borsadan bu çayları satın alanlar bellidir. Bunlar örnek alınmalıdır. Örnek alınacak firmaların bir tanesi de zaten Türkiye’ de ne yapıyorlar bu fabrikalar, ürettikleri çayları borsaya getiriyorlar. Çay pazarlaması yapan şirketler kuru çayı borsadan alıyorlar. Paketleyip pazarlıyorlar. Oradaki sistem borsada sadece satış sistemi değil, imalat sistemine de bakılmalı. Srilanka’ ya Gidip gelen arkadaşlar sadece borsa sistemini örnek alıyorlar. Oradaki üretim sistemini, toplama sistemini hiç gündeme getirmiyorlar. Onları gündeme getirdikleri zaman buradaki büyük fabrikaların kapanması lazım. Yani KOBİ düzeyindeki fabrikaların açık olması lazım. Bunda çelişkileri var” dedi.

Editör: HABER MERKEZİ