Artvin Esnaf ve Sanatkârlar Kredi Kefalet Kooperatifleri Birliği Başkanı Dursun Sümer ile enflasyonu, esnafın sıkıntılarını, başkan olarak 2008 yılından ne beklediğini, çay üreticilerinin sorunlarını ve iki sendika arasındaki mücadeleyi konuştuk. İşte Sümer’in çarpıcı yorumları...

2001 krizinin yansıması

Rize’deki esnafı çok sıkıntılı görüyoruz. Siftah yapmadan kepenk kapatıyorlar. Sizce enflasyon düştü mü, bu sıkıntı nerden kaynaklanıyor?

2001’de bir ekonomik kriz yaşandı. Bugün Türkiye’de esnaf sanatkârın intiharları, yazar kasaları atmaları gibi görülmemiş sıkıntılar yaşandı. Bizim gruba bağlı olan 180 bin esnaf sanatkâr dükkân kapattı. 2002’de o günkü hükümet bir erken seçim kararı aldı. Erken seçime gidildi. Ve bugünkü AK Parti hükümeti tek başına iktidar oldu. Biz de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, hem de bir Rizeli olarak gurur duyarız. Bugünkü başbakan da Rizelidir. Tek başına Anayasayı değiştirecek güçte iktidar oldu. Buna tüm Rizeliler gibi ben de sevindim. Hükümet esnaf ve sanatkâra, vergi borçlarına af çıkardı. İlk etapta “acil eylem planı” kararı aldı. Bu olay grubumuza da yaradı. Türkiye’de esnaf kooperatiflerinin birçoğu kapanmıştır. Finansman yetersizdi. Finansmanları artırdı. Bazı imkânlar tanınarak Türkiye’deki kooperatifler açıldı.

Enflasyon düşüşü hayaldir

Esnaf sanatkâra kredi verilmeye başlandı. Bir-iki yıl Türkiye’nin iyi idare edildiğini gördüm. Ondan sonra ne oldu? Türkiye’de dengeler değişti. Siz basın mensubu olarak Rize’de şu Atatürk Caddesi’ni bir dolaşın, bütün esnaf ve sanatkârlara sorun. Hiçbiri halinden, alışverişinden memnun değildir. Bir ülkede memur, emekli, esnaf ve sanatkâr kredi kullanıyorsa, üretici 2008 yılının bedelini kredi olarak gidip bankadan alıyorsa bu memleketin vay haline!

Kredi almış memur ya da emekli arkadaşım şimdi ne yapıyor? Maaşını aldığı zaman gidip borçlarını yatırıyor. Memur, üretici, emekli aynı... Bu durumda esnaf sanatkârın işi nasıl iyi olacak ki? Vatandaşın eline para geçmiyor. Ben Rize-Artvin Esnaf Kredi Kooperatifleri başkanıyım. Burada yönetim toplantısı yapıyorum. Ben bütün başkanlarımdan görüş istiyorum. Şu anda kendi bölgemden bahsedeyim. Benim hiçbir esnafımın durumu iyi değil. Benim esnaf sanatkârım 500 YTL senedi ödemek için çırpınıyorsa bu ülkede enflasyonun düştüğü yok demektir. Enflasyon öyle yüzde 7, yüzde 9, yüzde 8... Türkiye’de öyle bir enflasyon yoktur. Bunlar hayaldir.

Güzel reklam yapıyorlar!

Ben sizin aracılığınızla Rizeli hemşehrilerime şunu diyorum: Enflasyon düşmesi ne demektir? Bugün bu bardağı beş liraya alıyorsa yarın dört liraya alması gerekir ki, enflasyon düştü diyelim. Emekli kardeşim dün 500 YTL alıyorsa ve kullandıktan sonra 200 YTL borçlanıyorsa, bugün de borçlanmadan cebinde 200 YTL kalıyorsa Türkiye’de enflasyon düşmüş demektir.

Enflasyon düştüğü yok, düşeceği de. Bunlar reklâmı güzel yapıyorlar, olan bu. Ama dilerim ki inşallah iyi olur. 2007 yılı esnaf ve sanatkâr için zor bir yıl oldu. 2008 esnaf ve sanatkârlar için iyi olur inşallah. Ama sanmıyorum. Belirtiler iyiye gitmiyor.
Kabahat vekillerde değil, yerel idarecilerde

Rize 20 yıldır başbakan çıkarıyor. 5 yıldır da Rize’nin bağrından çıkmış Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan iktidarda. Rizeliler olarak bu imkânı iyi değerlendirebildik mi?

Yeteri kadar değerlendiremedik. Ben geçmiş başbakanımın zamanında da şimdiki başbakanımın zamanında da şunu her zaman söylemişim: Biz seçip de Ankara’ya gönderdiklerimizde kabahat bulamıyoruz. Tüm kabahat bizi yerelde idare edenlerindir. Bir parti yetkilisi Ankara’ya gidip de; şu memuru şuraya tayin edelim, şu öğretmeni buraya atayalım, diye istekte bulunuyorsa bunun Rize’ye katkısı olacağına kani değilim. Ben Sayın Mesut Yılmaz ile sorunları birebir konuşan ve ileten bir başkanım. Sayın Erdoğan ile de Ankara’da üç-dört kez buluştuk. Teşkilatlar sayın başbakanlara Rize’de olanı biteni iletmiyorlar. Rizeli birlik beraberlik içerisinde olursa yapamayacağı hiçbir iş yoktur. Rize’nin bütün sorunları sayın başbakanımıza gitseydi Rize bu hallere gelmezdi.

Şu anda Türkiye genelinde sivil toplum örgütleri sindirilmiştir. Niçin konuşamıyorlar, anlamış değilim. Makamlarını kaybetme korkusu mu? Türkiye’de sivil toplum örgütleri tek vücut olursalar, Rize’nin sorunlarını masaya yatırıp sayın başbakanın önüne koyarsalar çok şeyler olur ama burada sivil toplum örgütlerinde de bizlerde de suç var. Neden toplanıp da; Rize’nin Ovit Dağı Tüneli sorunu var, alt yapı sorunu var diye başbakana iletilmiyor? Başbakanımız ve Hayati Yazıcıoğlu Rizeli. Meclis başkanımız da... Rize’nin sorunlarını siyasi partilere bırakmadan biz çözelim.

Rizeli birlik olduğu sürece sorunlar çözülür

Rize’de 55 yıllık örgütlenmiş bir sendika vardı. Ama Öz Gıda İş Sendikası Rize’ye gelerek, Çaykur’da teşkilatlanma çabalarına girdi ve yaklaşık 2-3 aydır burada. Siz Öz Gıda’nın Çaykur’un özelleşmesine çanak tutmak amaçlı mı çabaladığını düşünüyorsunuz?

Türkiye’de benim bildiğim kadarıyla en güçlü sendika Türk İş’tir. Türk İş’e bağlı olan tek Gıda İş Sendikası bu güne kadar çaycının, çay işçisinin, Rizelinin birçok sorununa el attı. Bundan önceki başkanımız İsmail Topçu ve şimdiki arkadaşımız Naci Bayraktutan da başarılıdır. Ama her nedense bu sendika çıkmış, TV’lerde her akşam biri konuşma yapıyor.

Rizeli birlik beraberlik içerisinde olduğu müddetçe, yani bölünmeden Rize’nin sorunları her zaman çözülür. Bu aralar sokakta duyuyorum ve kafamı karıştırıyor bu duyum.

Tek Gıda İş’i destekliyorum

Çaykur’un özelleşeceğinden bahsediliyor. Önceden Mesut Yılmaz var, Çaykur özelleşmez diyorduk. Şimdi yine bir başbakanımız var Rizeli. O olduğu müddetçe özelleşmez. Türkiye’de esnaf ve sanatkârlar için kurulan bir banka satılıyor ise her şey özelleşir. Burada önemli olan, Tek Gıda İş Sendikasının gücünü kırmak, bu sendikayı en kısa zamanda özelleştirmektir. Rizeliler, çay üreticisi olarak hepimizin Tek Gıda İş’e destek vermemiz lazım. İşçi kardeşlerim bu güne kadar Tek Gıda İş Sendikasından istifade ettiler. Şahsım adıma konuşuyorum. Tek Gıda’yı tüm Rizelilerin desteklemelerini istiyorum. Ben de Tek Gıda İş’i sonuna kadar destekliyorum. Bu günkü başkanımın da başarılı olduğuna inanıyorum. Çaykur’un özelleşmemesi için bütün üreticiler tek Gıda İş Sendikasına destek vermeli.

Sigaraya bile kart çekiyoruz

2008 yılını esnaf açısından nasıl görüyorsunuz, sıkıntı azalacak mı, artacak mı?

2007 yılının esnaf ve sanatkârlar için çok zor geçtiğini söylemiştim. 2008 yılı 2007’den çok daha zor geçecek. Türkiye bir bataklığın içerisine düşmüş, bataklık insanı çekiyor. Burada bizde de kabahat var. Biz parayı o anda ödemeyeceğimiz için sigaraya bile kart çekiyoruz. Şu anda halkın çoğu bu boşluğa düşmüştür. Kredi kartları kullanıldığı müddetçe esnaf sanatkârın işi iyi olmaz. Ne kadar fazla banka olursa durum o kadar vahim olur. Sokakta kredi kartı dağıtılıyor. Hükümet yetkilileri en kısa zamanda kredi kartlarına sınırlama getirmeli. Adam borçlanacak, sıkıntıya girecek, sonunda intiharlar, ruh bozuklukları vs... Yani kısacası 2008 yılı 2007 yılını aratacak.

Karadeniz

Editör: HABER MERKEZİ