Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yüksek Askeri Şura toplantılarında her şeyin aslında rotasında gittiğini belirterek “Aslında her şey istenilen rotasındaydı. Bu defa olay farklı değerlendirildi. Teamüller başka bir şeydir, yasalar başka bir şeydir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ni teamüllerle yönetemeyiz” dedi.
 
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu akşam saat 22.30’da ''Anadolu Soruyor'' programında Kon TV öncülüğünde uydudan yayın yapan yerel kanalların temsilcilerinin sorularını cevapladı.
Güneysu Öğretmenevi bahçesinde yapılan canlı yayında Konya, İzmir, Gaziantep, Rize, Karabük ve Kayseri’den yayın yapan yerel televizyonların temsilcilerinin sorularını cevaplayan Başbakan Erdoğan, 12 Eylül’de yapılacak olan referandumda Türk milletinin her zaman olduğu gibi olumlu olanda ittifak edeceğini, şerde ittifak etmeyeceğini söyledi. Ramazan ayının yaşandığı şu günlerde ana muhalefetle aslında olumsuz sayılabilecek bir diyaloğun içine girmek istemediğini ancak Anayasa’nın içeriğinin hiç konuşulmadığını ve muhalefetin 26 madde ile ilgili bir şey geliştirmediğini vurguladı.
Son dönemde yaşanan İnegöl ve Dörtyol olaylarının manidar olduğunu da kaydeden Başbakan Erdoğan “Türkiye ne zaman kalkınmaya başlamışsa bu tür olaylar hep yaşanmış. Seçilen yerler hep anlamlı yerler. İnegöl çok muhafazakar bir yerdir ve göç alan bir yerdir. Dörtyol’da göç alan bir yerdir, duyguların istismarına gidilmiştir. Bir tahrike gidilmiştir. Malum çevreler tarafından tahrik edildiği biliniyor. Olayların hemen ardından oradaki hedef noktalar çok önemliydi. Dörtyol’da Kürt kökenli vatandaşlarımın dükkanları hedef alındı. İnegöl’de de aynı oldu. Dışarıdan da bu işi tahrik edenlerin olduğunu biliyoruz” dedi.
Başbakan Erdoğan, 2011 milletvekilliği seçimlerinin artık kendisi için son milletvekilliği seçimi olacağını ve bunda kararlı olduğunu belirterek parti tabanının tepkisine rağmen siyaseti bir parti çatısı altında değil de farklı kurumların çatısı altında yapılabileceğini göstereceğini söyledi.
Konuşması sırasında hapşıran ve öksüren Başbakan Erdoğan’ın “Göze mi geldik” demesi gülüşmelere neden oldu.

İKTİDARDAKİ 7,5 YILDA YAŞADIĞI SORUNLAR
Başbakan Erdoğan, iktidarda bulunduğu 7,5 yılda yaşadıkları sıkıntıları hatırlatarak şunları söyledi:
“7,5 yıl içinde belki birçok şeyi çok daha önceden başlatmak gerekebilirdi. Biz merdivenleri teker teker çıkalım anlayışından hareketle ülkede gerilim politikası oluşturuyor havası vermemek için çok titiz davrandık. Ancak umulmadık yerlerden umulmadık şeyler çıkıyor. Türkiye’de siyasi iktidarları kimin belirlediğini bu 7,5 yılda çok yakından gördük. Açıklanan dosyalar bir şeyi ortaya koyuyor. İktidarlar üzerinde kimlerin tasarrufta bulunmaya çalıştığını çok yakından gördük ama bir duruş gerekiyordu. Medyanın bu konuda tavrı bizim için çok önemli ama hala bakıyorsunuz medya özellikle burada ulusal medyayı masaya yatıracak olursak bana da soruyorlar (bu medyanın ileri gelenleri derin devletin sesi mi?) diye soruyorlar onu bilemem ama Anadolu medyası derin milletin sesi olduğunu biliyorum. Derin milletin sesi olarak sizlerin çok önemli görevi var. Bu millet projesi olarak kabul edilirse biz bu işi çözeriz. Şu olayda bir darbe anayasası var bir tarafta milletin anayasası var. Bir kısım medya ile hiçbir zaman bir araya gelemeyenler bir araya geldiler. Ama tünelin ucu gözüktü. 12 Eylül’de ‘evet’ çıkması halinde geçmişle yüzleşme olacak.”


“SİLAHLI KUVVETLERİN ŞAİBESİZ ŞEKİLDE GELECEĞE YÜRÜMESİ LAZIM”
Yaş kararlarını değerlendiren ve sivil asker ilişkilerini değerlendiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“Aslında her şey istenilen rotasındaydı. Bu defa olay farklı değerlendirildi. Teamüller başka bir şeydir, yasalar başka bir şeydir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ni teamüllerle yönetemeyiz. Yüksek Askeri Şura bir istişare kuruludur. Bir karar alır, bu kararı Milli Savunma Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanına sunar ve Cumhurbaşkanı kararını verir. Yeri gelir teamül kullanılır ama teamül dışına çıkılamaz mı çıkılır. Bu batıda böyle, bu dünyada böyle, bir NATO ülkesiyiz, NATO ülkelerinin hepsinde böyle. Olması gerekeni yaptık. Genarellerimizle bu böyledir bu şöyledir gibi spekülasyonlara girmek istemeyiz. Bu konularda bir şey varsa askeri yargı kendi içinde yapabileceği gibi sivil zeminde olmuş şeyler varsa sivil yargı da yapması gerekeni yapar. Çünkü bu kurum şaibe kaldırmaz. Silahlı Kuvvetler’in şaibesiz şekilde geleceğe yürümesi lazım. Generallerle el elele vermemiz lazım, dayanışma içinde olmamız lazım. Spekülasyonlara izin vermemek lazım. Bu tür şeyler varsa bunları o kurum içinde bırakmamak lazım. Ben bakan arkadaşlara ‘böyle bir şey yakaladığınız an affetmeyeceksiniz’ diye talimat verdim. Çünkü biz burada devleti yönetiyoruz. Geldi mi eline bilgi hiç hafife alma, incelet bu doğru mudur değil midir ? sonra kararını ver. Enerji konusu oldu bizzat ben suç duyurusunda bulundum. Bu konuyla ilgili hala içerde olanlar var. Emniyette oldu, aynı şekilde içeri girip çıkan oldu çıkamayan oldu. Emniyette fuhuş işine, çetelerine karışanlar vardı. Ama Silahlı Kuvvetler’in yasası ile emniyetin durumu farklı. TSK’nın yasası ile emniyetin yasası farklı. Onu hemen alabiliyorsun ama TSK’da öyle değil. Bazen Milli Savunma Bakanı vasıtasıyla, bazen Genel Kurmay Başkanlığı teklifi ile alıyorsun, bazı incelikler var. Burada daha hassas ve dikkatli olarak bu süreçleri takip etmek gerekir. Hem kurumlar yıpranmaz hem çürük çarıklar temizlenmiş olur.”

ÇAY VE FINDIK PİYASASI

Başbakan Erdoğan, çay ve fındık sektöründe yaşanan sorunlar ile ilgili sorulan soru üzerine ise “Çay bizim dönemizde yakaladığı ivmeye hiçbir dönemde yakalayamadı. Özel çay şirketlerine ben çay paralarını ödemedikleri için ne diyebilirim. Ancak çay konusunda bir yasa çalışmamız olmadığını söyleyebilirim. Bizim partiden bir arkadaş bu tür bir çalışmanın içinde yer almış bizzat kendisini çağırdım ve uyardım. Onun özel çalışmasıydı ama bizim kesinlikle yeni bir çay yasası gibi çalışmamız yok. Fındık meselesinde ise elimizden geleni bugüne kadar yaptık. Gerekli destekleri verdik. Alivericilerin aldığı 2-3 TL gibi rakamlara rağmen biz 5 TL’ye kadar çıktık. Bunun bize yüklediği maliyetler var. Bizim verdiğimiz sözün süresi doluyor. Bundan sonra fındık piyasası içinde devlet olarak olmayacağız, olamayız. Fiskobirlik’in yaşadığı sıkıntılar ortada. Bizim elimizde 280 bin ton kadar TMO’da fındık var. Tarım Bakanımız ve Fiskobirlik yöneticileri ile Trabzon’da dün bir araya gelerek görüştük. Kendi aralarında bundan sonra bir görüşme daha yapacaklar ve o çalışmalardan sonra bir nihai karara varacaklar. Fındıkla ilgili kararı birlikte duyuracaklar” ifadelerini kullandı.


Editör: HABER MERKEZİ