Çay İşletmeleri Genel Müdür Yardımcısı Yunus Kaldırım; yaptığı açıklamada çay kanunu ve borsa oluşumu çalışmaları ile ilgili önemli açılımlarda bulundu.

Çaykur Genel Müdür Yardımcısı Yunus Kaldırım; “Hazırlanan kanun tasarısının çeşitli kesimlerce tartışılması çayın geleceği açısından önemlidir. Fakat bu tasarı çayın sorunlarına ve geleceğine yönelik ne getirecek, ne götürecek çok daha önemlidir. Kanun hükmedeceği sahayı iyi tespit etmedikten sonra, hazırlanacak kanun tasarıları o sahayı doğru düzgün yönlendiremez diye düşünüyorum. Öncelikle sahayı iyi tespit etmek lazımdır. Sahada ne vardır? Birincisi; Önemli bir tarım sektörü vardır. Üretici kesimi vardır. Bu üretici kesiminin haklarını ihlal eden, üretici haklarını ön plana çıkarmayan, üreticiyi desteklemeyen, tarımı desteklemeyen, tarımda kalitesiz ürün üretilmesini engelleyen, tedbirler getirmeyen kanun neyi düzeltecektir? Üreticilerin bahçesine sahip olacak. Bu bahçeye sahip olamayan sektörden kimse bir şey beklenmesin. Önce tarlayı, sonra üreticiyi destekleyip, kaliteli ürün üretimine çözüm götürülmeli. İkincisi İmalat sektörüdür. Burada markasını oluşturan sektörler vardır. Çıkacak olan yeni bir kanun markası olan sektörlere neler getirecek? Markası olan sektörlere ne kazandıracak? Üretimini yapan markası ile piyasaya çıkamayan, çayını dökme satan, üretici firmalara bu kanun ne kazandıracak? Çaykur bunların içersinde mi olsun? Veya dışında mı kalsın? Bu o kadar önemli değildir. Önemli olan, markaya zarar vermeyecek bir düzenlemenin getirilmesidir. Tabi ki; Çaykur şu anda Türk çay sektörü içersinde rekoltenin 600 bin tonunu alıyor. 110-115 bin ton çıvarında kuru çay üretiyor. Bu kuru çayı piyasaya satıyor. Piyasaya rahat satması oluşturduğu kalite ve güven seviyesi ile düzenli istikrarlı sürekli kendisini yenileyen imajıdır. Bu güvenilen kaliteli marka gücü ile satmaktadır. Ürettim kalitesini her noktada hijyenik esaslara göre yaptığı için satıyordur. Tüketicinin tercihi olduğu için satıyordur. Markası, kalitesi ve güveni olan bir ismi borsaya sokarsanız, marka ve kalite bu sefer zarar görür.”

Kaldırım; “Bunun sonunda kuru çay sektöründe  %50 pazar kaybı zay olur. Tüketici üründen uzaklaşır. Tüketiciyi ihmal etmeyeceksin. Tüketici daima damak tadı veren, sağlığına iyi gelen ürünü tüketmek istiyor. Yıllardır tükettiği markanın yerine siz ona zorla yeniden marka deklare edemezsiniz. Zorla ürün kimseye sattıramazsınız. Çaykur yinede bu çalışmalar her zaman katkı sağlamaktadır. Çaykur bu noktada yönlendirici ve örnek teşkil eden bir misyonda görevini sürdürmektedir. Çaykur bu kanunun hazırlanışında vardı. Çaykur daha kaliteli çay ve üreticiye vaktinde daha iyi kazanç için çalışıyor ve her yerde var oluyor. Sektörün %60 elinde bulunduran bir kurum her yerde olmalıdır. Borsa kurulsun, fakat bu dağınıklığı toparlayıcı, düzeltici bir pozisyon içersinde kurulsun. İmkansızlık içersinde olan, küçük ölçekli firmaları bir araya getirerek üretim kalite seviyelerini yükseltebilmek, ödemlerini daha kolay yapabilmek, marka oluşmasın yardımcı olmak, çaylarının tüketicilerin beğenisine sunulmasına hizmet etmek için borsa kurulsun. Dökme çay satanlar getirir çayını borsaya, sürer piyasaya, markası olan firmalar satın alır, fason veya paket yapanlarda alır, satar hem üreten, hem tüketen, hem de satan kazanır.” dedi.

Editör: HABER MERKEZİ