Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hakkari ile Şırnak şehir merkezlerinin Yüksekova ile Cizre'ye kaydırılacağını açıklamıştı.

Hakkari'de bulunan Esnaf ve Sanatkarlar Odası, İnsan Hakları Derneği, Mazlumder, KAMER gibi çok sayıda sivil toplum örgütü bir araya gelerek 8 maddede, 'Hakkari'nin neden taşınmaması gerektiğini' sıraladı.

Radikal’den Serkan Ocak’ın haberine göre, Hakkari'deki sivil toplum örgütleri adına Tahir Taş tarafından kaleme alınan bildiride il merkezinin Yüksekova'ya taşınmasına karşı şu ifadeler yer aldı:

1- Hakkari ilimiz, binlerce yıl çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan kadim bir kenttir. Hakkari coğrafyası güneyde Musul, kuzeyde Van Gölü’ne kadar olan bölgeyi kapsamaktaydı. Bu coğrafyanın bir kısmı Türkiye de Van’a ve Şırnak illeri, İran da Garbı, Azerbaycan’da ve Irak’ta Duhok illeri sınırları içinde kalmış.

2- Çok değerli evliya ve bilim adamlarının yetiştiği topraklardır.

3- Hakkari halkı dayanışma karakterine sahiptir. Yaşam tarzında toplumsal dayanışma ve hümanizm duyguları ön plandadır.

4- Hakkari il merkezi coğrafyası ile her ne kadar dağlık ve engebeli olsa bile çok elverişli meraları ile hayvancılığa müsait bir kenttir. Doksanlı yıllara kadar kent nüfusunun yüzde 60'i kırsalda geçimini hayvancılıkla sağlayan bir kentti. Ancak güvenlik gerekçesiyle köy boşaltma politikası sonucu kırsal nüfusu da kent merkezine göç ederek, bu göç sonucunda hayvancılıkla ilgili kaynaklar kurumuş oldu.

Hakkari ilimiz doğa güzelliği ile doğa turizmine çok elverişli bir kenttir. Yaylalarıyla, krater gölleriyle, kışın Bursa Uludağ, Erzurum Palandöken’i aratmayacak kış sporuna elverişli bir kenttir. Sadece Berçelan Yaylası ile Sümbül Dağı arasına bir teleferik hattı kurulursa dünyanın en büyük turizmini Hakkari ilimize çekme şansı doğar. Maden yataklarıyla zengin bir altyapıya sahiptir. Huzur, güven ve barış ortamının sağlanması durumunda, sadece kendisi ile yetinmeyen aynı zamanda yakın il ve ilçeleri de besleyecek bir altyapıya sahiptir. Ne yazık ki güvenlik nedeniyle bu kaynakları  değerlendirme şansına sahip değiliz. Şu anda kent ekonomisini ayakta tutan tek kaynağımız, kamu gelirleridir.

“Bayburt ve Rize de Trabzon'a taşınsın”

5- Alınan kararlar; kentin coğrafyasının sosyal ekonomik gelişmelere engel teşkil eden bir durumdan dolayı değil, tamamen güvenlik eksenli olduğu içindir. Devlet güvenliğini her şekilde sağlayabilir. Ancak salt güvenlik eksenli politikaların da tek başına çözüm olmadığını otuz yıllık pratikle görmek mümkün. Başta Kürt sorunu olmak üzere, sosyal, ekonomik ve diğer bütün sorunlarını çözümü Meclis'tir. Eğer illa Hakkari coğrafyasının engebeli oluşu bir engelse, o zaman Artvin, Bayburt, Gümüşhane ve hatta Rize’nin de Trabzon’a taşınması gerekiyor.

6- Eğer devlet kamu idare yapısını Yüksekova ilçesine taşırsa devlet tarafından kent merkezine aktarılan kaynaklarını Yüksekova ilçesine kaydırmış oluyor. Zaten güvenlik gerekçesi ile kendi öz kaynaklarını kullanamayan Hakkari ilimiz kamu yatırımlarını da kaybederse, Hakkari esnafının yüzde 70’i kepenk kapatmak zorunda kalacaktır. İşsizlik ve yoksulluktan yorgun düşen kentte işsizlik daha da artacak ve yoksulluk adeta tavan yapacaktır. Böyle bir durum karşısında Hakkari il olma vasfını yitirmiş olacak. Çaresizlik içinde kalan Hakkari halkımızın yüzde 60’ı çeşitli metropol ve kentlere göç edip oradaki varoşlara teslim olmak zorunda kalacaktır.

7- Kamu idaresinin Yüksekova’ya taşınması durumunda Hakkari 80 km’lik bir mahalle olma özelliğine girecektir. Böyle bir durumda kaderine terk edilen bir köy konumuna düşer. Bu durum karşısında bir tarih, bir medeniyet kaybolup gidecektir. Bu karar aynı zamanda Hakkari halkımızın üzerinde sadece maddi değil, manevi bir kırılmayı beraberinde getirecektir.

8- Yüksekova ilçemizin il olmasına karşı değiliz. İlla il yapılmak istiyorsalar yapabilirler. Hatta her türlü kaynağı da aktarabilirler. Ama Hakkari yıkımı üzerine başka bir yerleşim birimini inşa etmesinler.

Bildirinin sonunda, sivil toplum örgütlerinin, şehir merkezinin taşınması yönünde alınan bu kararın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, doğru bir değerlendirme sonucunda uygulanmayacağı yönünde inançlarını korudukları belirtiliyor.

 

 

Editör: HABER MERKEZİ