Herhangi bir ideale inanmış,o ideal için her türlü mücadeleyi göze almış anlamına gelen idealistlik günümüzde oldukça azalmış ve yok olma noktasına gelmiştir.

Müslümanlar için en büyük idealistin Yüce Peygamberimiz olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur.Bildiğimiz kadarıyla en büyük sıkıntıları çeken de yine yüce Peygamberimizdir.Herkesin bildiği gibi,açlıkla,hakaretlerle,işkencelerle,yoklukla,kimsesizlikle, vs her türlü sıkıntıyla imtihan edilen yüce Peygamberimiz bütün bu sıkıntıların hepsine göğüs germiş,hiç birinden de şikayetçi olmamıştı.Sabrederek,şükrederek ,acılara,dertlere göğüs germiştir.Sonuçta ,azimli olmanın,sebat etmenin,mücadele etmenin, mükafatını almıştır,karşılığını görmüştür.

Bizlere düşen de Yüce Peygamberimizin çizdiği yoldan yürümektir.Yaptıklarını yapmaya çalışmaktır.Oflamak,puflamak,sabırsızlık,bıkkınlık,küskünlük,bezginlik,dayanamamak,yarı yolda bırakmak,olmuyor,başaramıyorum,imkanımım yok,etrafımda hiç kimse yok yalnızım vs bahanelere sığınma gibi bir lüksümüz yok.

Param olsaydı şunları şunları yapardım,zamanım olsaydı bunları bunları yapardım gibi ucuzluklara kaçmadan,sağımıza solumuza bakmadan ben varım diyebilmemiz lazım.

Açlıktan nefesleri kokanları,susuzluktan çatlayacak durumda olanları,imkansızlıktan gideceği yere günlerce yürüyerek gidenleri,hiç kimsenin korkudan ortaya çıkamadığı zamanlarda hakkı haykırmak için canını tehlikeye atanları ne çabuk unuttuk.

Hak olan mücadelesi için ömrünün yarısını cezaevlerinde geçiren o büyük zatları,hakkı söylemekten vazgeçmediği için cezaevinde işkenceden ölen o mübarekleri hatırlayabiliyor muyuz?

Ömrünü çileye adamış,çilekeş yiğitleri,dava adamlarını,tehditlere,şantajlara,ihanetlere boyun eğmeyen,dik duran,düz yürüyen ihlas sahiplerini ,muhlisleri,muhsinleri aklımızdan geçiriyor muyuz?

Geçim derdine düşen,hayatı koşturmacayla geçen,ay sonunu ancak denkleştirenler,zamandan şikayet edenler,çoluk çocuk koşuşturmasıyla ilgilenenler bizleriz değil mi?Bu şartlar altında idealden mi bahsedilir dediğinizi duyar gibi oluyorum.Eve kendimi zor atıyorum,ancak dinlenebiliyorum diyorsunuz değil mi?

Aile içinde yaşananlar ayrı bir üzüntü konusu.Eşlerin birisi idealistçe elinden geleni yapmaya çalışıp,okuyor,yazıyor,sohbetten sohbete,programdan programa,vakıf hizmetlerinden,burs hizmetlerine koşturuyorsa,özellikle akşam saatlerinde de bu hizmet anlayışı devam ediyorsa aile içinde zaman zaman çok ciddi anlayışsızlıktan kaynaklanan sıkıntılar yaşanmaktadır.Bu durumda zor durumda kalan eş,ya her şeyi göze alıp idealini devam ettiriyor,ya da idealini içine gömüp ailesinin geleceğini kurtarmaya çalışmaktadır.

Ya ideallerine ram olmuş olanlar;

Düşünün bir kere,o idealistlerin hayatı çok mu rahattı?İmkanları çok mu iyiyiydi.Değildi elbet.Onların ne gecesi,ne gündüzü vardı.Ne evi,ne aşı vardı.Cep delik,cepken delikti.

Eğer ideallerimiz varsa hiç bahanemiz olmamalı,her şeye ve herkese rağmen mücadele etmeye çalışmamız lazım.Durmadan,duraklamadan,dinlenmeden inandığımız dava uğruna yola devam etmeliyiz.

Bir yağmur bekliyorum, kuruyanı ıslatsın Bir yağmur bekliyorum, tohumlara can katsın Bir yağmur bekliyorum, silsin kirlerimizi Bir yağmur bekliyorum, bizi bize anlatsın.

[email protected]