Yahya TAŞ

Bilindiği gibi Kars’ın Sarıkamış ilçesinin tarihimize ve ilçemize önemli izleri vardır.1914 yılı sonu ve 1915 yılı başlarında 90.000 civarında Türk evladının ekseriyetinin şehit düşmesine belli bir kısmında esir düşmesine sebep olmuştur. Bu 90.000 kişinin çoğunluğu Karadeniz İllerinden olup bunlarında yaklaşık 1300 ünün ilçemizden olduğu söylenmektedir.

Bu nedenle Çayeli belediyemizin düzenlemiş olduğu şehitliklerimizi ziyaret maksadıyla yapmış olduğu gezi organizasyonuna bende anamdan ve babamdan iki dedesi şehit düşmüş ve babam (rahmetli)  orada askerlik görevini ifa etmiş bir kişi olarak bu seyahate katıldım. Muhtelif yaştaki 100 civarında arkadaşla iki otobüs İspir-Erzurum güzergâhından seyahate başladık.

Yıllardan beri arzuladığım ama bir türlü gerçekleştiremediğim bu seyahati bu vesile ile gerçekleştirmiş oldum. Keşke babamda sağ olsa da oda askerlik ettiği terleri ziyaret edebilse. Geçte olsa böyle bir ziyareti yapmış olduğum için yüce Allaha şükür, ziyaret etmemize sebep olan Çayeli belediyemize teşekkür ediyorum. Ufak tefek aksaklıklar olsa da ilk kez bu organizasyonda normal olduğunu söylemek lazım.

 

20 Haziran 2008 günü saat 14.00 de Belediye başkanımız Sn. Rıza Çakır bey’in uğurlamasıyla Çayeli’nden hareket ettik. (Başkanımız yoğun düğün programları nedeniyle kendisi gelemedi). Saat 19.30 civarında Erzurum Hizmetiçi eğitim enstitüsüne intikal ettik.

 

 

 

2640 m. rakımlı Ovit tepesini kıştan kalan karları, karların etrafındaki yüce Allahın bahşettiği o güzellikleri izleyerek aşarken otobüslerden bir tanesi zaman zaman hararet ederek durmak zorunda kaldıysa da diğer otobüsteki bizler onları bekleyerek Erzurum’a beraber girdik. Konaklayacağımız Erzurum Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü nün o ihtişamlı binası ve çalışanları bizi karşıladı. (gösterdikleri alakadan dolayı kendilerine teşekkür ediyorum).

Akşam yemeğinden sonra yemeğinden sonra Türkiye-Hırvatistan maçını izlemek için dinlenme salonunda yerimizi aldık. Bir yandan çayımızı yudumlarken bir yandan da hiç unutamayacağımız maçı da izledik. Son dakika da yediğimiz golle şoke olduk son saniyede attığımız golle de havalara uçuştuk. Yarı Finale çıkmış olmanın verdiği sevinç ve heyecan ile belli bir süre uykuya dalamadım 3 saat kadar uyku ile sabah 06.00 da resepsiyonun telefonuyla uyandım saat 07.00 de kahvaltımızı yaparak 08.00 de o güzel tesisten ayrıldık.

 

Bizim bu ziyaretlerimizde bize Atatürk üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi tarih bölümü öğretim görevlisi hemşerimiz, komşumuz Yrd. Doç. Dr. Cemil Kutlu Bey rehberlik edecek iken. Hanımının ani ve önemli rahatsızlığı nedeniyle bizimle gelemeyerek, aynı bölümden arkadaşı olan Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz Bey’in bizimle gelmesini sağladı. Kendisi ile tanışmış olmaktan son derece mutlu olduğum. Gürsoy hoca, bizim arzuladığımız konulara son derece hâkim 10 yıl Sarıkamış ta görev yapmış hedefinde akademisyenlik olduğu için çok iyi araştırmış sempatik, sıcak bir dost. Bize gösterdiği yakın alakadan dolayı kendisine teşekkür ediyor, Cemil Kutlu hocamızın eşine Allahtan acil şifalar temenni ediyorum.

 

Saat 08.30 da hocamızla birleştik. Hocamızın engin tarih bilgisi ile Cumhuriyet Caddesinde bulunan Çifte minare medresesi, Yakutiye Camii vs. tarihi yerleri gördükten sonra Erzurum’a hâkim yamaçta bulunan. Abdurrahman Gazi türbesini ziyaret ettik. Bütün bu ziyaretleri tamamladıktan sonra saat 10.30 da Sarıkamış yoluna koyulduk 155 km. lik yolda ilerlerken rehberimiz güzergâhtaki arazide askerimizin harekâtını anlatırken bizimde düşüncelerimizi kamerasına kaydetmeyi ihmal etmiyordu. Hatta bizim seyahatimizi ve görüşlerimizi kitap haline getireceğini söyledi. Soğuk, tipi, açlık vs. gibi doğal nedenler ve Enver Paşanın yanlış komutalarıyla 90.000 civarında 3 kolordu askerimizin telef olduğu Allahu ekber dağları eteklerinde bulunan Sarıkamış’a saat 13.00 ta intikal ettik. Rahmetli babamın bana anlattığı askerlik ettiği kışla binalarını görünce. Ne kadar heyecanlandığımı anlatamam bu binalar. Sarıkamış’ın içinde Ruslar tarafından yapılmış hepsi aynı hizada binalar. Kesme taştan yapılmış daha birçok bina gibi yapılmış bugün boş vaziyette duruyor. Sarıkamış Şehri 40 yıl Rus işgalinde olduğu için çok sayıda Rus yapımı binalar bulunmaktadır.

1957 yılında zamanın komutanı tarafından yaptırılan yukarı Sarıkamış şehitliğine gittik. (Rivayetlere göre şehitliği yaptırılan komutan okul arkadaşı Teğmen iken sarıkamışta şehit oluyor komutan 1957 yılında Sarıkamış’a atanınca Şehit Teğmen arkadaşını rüyasında görüyor Şehit Teğmen Arkadaşından kendileri için bir şehitlik yaptırmasını istiyor. Komutanda Şehit arkadaşının bu arzusunu yerine getirerek Şehitlikyaptırıyor.).

 

Hoca arkadaşlar sesli olarak Kur’an-ı Kerim okudu bizde içimizden onları takip ettik, yapılan dualara âmin dedik. O halefi ruhiye yazılmaz anlatılmaz ancak yaşanır (Allah herkese nasip etsin) rehberimiz Gürsoy Hoca bölgede çok kaldığı için olayın canlı şahitlerinden duyduğu anekdotu bize anlattı bende en çok dikkatimi en çok cezbeden bir tanesini size nakletmeye çalışayım. Savaştan sağ kalıp Sarıkamış’ta yaşayan Tokatlı Beşir onbaşı şehit olan Teğmen Beşir’i defin ederken Allahu Ekber dağlarına serzenişte bulunduğu ve el yazısıyla yazdığı şiiri cebinden alarak okuyor.

Sen Türkleri öz bilirdin.

Düşmanlara geçit verdin.

Geçsin ama sen geçirdin.

Karlı dağlar kanlı dağlar surguden ormanlı dağlar.

Gursoy hoca bu şiiri bir konferansta okuyup gazetede yayınlanınca Marmaris ten 70 yaşlarında bir bayan tarafından aranmış bu şiiri anasının zaman zaman okuduğunu ve nişanlısı tarafından anasına yazıldığını bu nişanlısında Beşir Teğmen olduğunu ve Şiirden sonra kendisinden haber alınamadığını. Sarıkamış’a gelirse mezarını bulup bulamayacağını sormuş.

Savaşta esir düşen esir düşen askerlerimizin esir kamplarına ve Allahu ekber dağlarına otobüslerin çıkamayacağı için çıkamadık fakat Sarıkamış’ın coğrafyası uygun olduğu için rehberimiz uzaktan da olayı yaşanmış gibi anlattı Kampa ulaşanlar aç bırakılarak dayanıklılık testine tabi tutuluyor dayanabilenler. Trenle Sibirya ya götürülüyor. Dayanamayanlar ise tuzlu arpa verilerek öldürülüyor.

 

Şehitlikte belli bir süre kaldıktan sonra şehir merkezine gelerek yemek, namaz ve ihtiyaç için iki saat mola verildi sonrada toparlanıp yola girdik Erzurum-Kars yolu üzerinde bulunan 2 şehitliği ziyaret ettik. Bu şehitlik aslında uzaktaki şehitlerin adına ziyaret amaçlı yapılan bir şehitlik. Burada az sayıda da olsa şehit olan askerlerimizin bir bölümünün listesi var. Buradan da saat 15.00 te Kars-Ardahan-Artvin üzerinden Cumartesi günü saat 22.15 de Çayeli ne geldik.

Kars-Ardahan-Artvin güzergâhından hiç gitmemiştim. Güzergâhın bir bölümü tahmin edemediğim kadar düzgün bir bölümü de aynı oranda rampalı Kars ve Ardahan’ın düzlüğü Artvin’in rampasını meyilleştirmeye bilmem yeter mi? Güzergâhta bulunan Şavşat ilçesi rampada olmasına rağmen doğa harikası denebilir. Artvin ve Borçka da bulunan baraj çalışmaları devletimizin gücünü gösteriyor. Karadeniz’e indiğimizde ise adeta farklı bir ortama kavuşmuştuk. Hele bizim tünelden çıkıp Çayeli’mizi görünce kıştan yaza girmiş gibi olduk. Hiçbir ilçede olmayan otoyol aydınlatması altın kordon gibi sahili süslemiş. Seyahat esnasında uğradığımız Sarıkamış ile Ardahan şehirlerinin belediye yöneticilerine ve diyanet personeline serzenişte bulunmadan geçemeyeceğim. Bence bu kişiler başka şehirlere gidip şehirciliği görmeleri lazım. Sokakların düzenini, temizliğini, Şadırvanların ve WC lerin durumunu bakmaları lazım. Birçok arkadaş ne abdest bozabildi ne de abdest alabildi. Alışık olmadığımız bir manzara ile karşılaştık. Bahsettiğim şehirlerin yöneticilerine Çayeli’mizi ziyaret etmelerini tavsiye ederim.

Hatta aklıma gelen bir şeytanlığı arkadaşlarla paylaştım sizinle de paylaşmak isterim. Dedim ki bizim Rıza başkan bizi gönderdi buralara dedi ki gidin Atalarınızın şehitliğini ziyaret edin. Oralardaki şehirleri bakın Çayeli ile kıyaslayın ondan sonra benim başarımı başarısızlığımı görün o zaman benim için bir şey diyemezsiniz. Aslında haklı. Arada siyahla beyaz kadar fark var. Buna emin olabilirsiniz.

Yüce Mevla’m şehitlerimize rahmet bizleri de onlara layık olmayı nasip etsin. Saygılarımla…

                                                       
Editör: HABER MERKEZİ