Bugün gönlümüz buruk gözümüz yaşlı. Hocamız Rabbine koştu. Bir asırlık ömür hak davasına adanmıştı. Hep iki tarafla başlardı sözlerine. Hak ve Batıl. Hep Hakk'ın yanında oldu.
Ve erdemli yolda son nefesini verdi.

Rabbim bedeni soğumadan yanında olmamı nasip etti. Odasına girdim. Ambulansa bindirilirken sedyeden tuttuk. Son olarak üzerinde yattığı ve ruhunu teslim ettiği çarşafını bir ömür saklamak üzere aldım. Tekbir ve salâvatla hocamızı hastaneden uğurladık. Buda üç tane evladına nasip oldu. Hastaneye gelen bir avuç eşkâlini unutmadığımız kardeşlerimiz üzüntüden ne yapacaklarını bilemez durumdaydı.

Küçücük hafızalarımız bir kaç saat içinde hocamız için hatım indirdiler. Öğleden sonra Münir Hocamızı  hocamızın evine götürdük."Erbakan’ı kaybetmedik. Onu bulduk. Allah dostları vefatlarından sonrada yol gösterirler daha da büyürler."dedi. Duamızı ettik hanesinden ayrıldık. Allahtan hocamızı yanına aldı. Şimdi hocamızın düğün merasimi. Vuslat zamanı.

O bize sımsıkı sarılacağımız ipi gösterdi. Hocamla bir ramazan boyu aynı masada iftar açtık. On üniversite öğrencisi bütün şehirleri dolaştık hocamla. Samsun, Kütahya, Urfa, Trabzon... Refah bayraklı gömleklerimizle hocamıza koruma olduk. Hiç unutmam camiye girdiğinde ben ayakkabılarını yanıma alırdım. Adil düzen seminerleri, Fetih şölenleri hep hocamızın yanındaydık.
Genç olmamıza rağmen biz yorulurduk hocam konuşma yapmasına rağmen yorulmazdı. Bir gün Amsyaya miting için gitmiştik. Biz arkadan otobüsle gidiyoruz miting alanında kimsecikler yok. Bir kaç teşkilat mensubu. Mahmut Abi dedi ki  "Hocam çıkacak ve şu muhteşem kalabalık diye söze başlayacak. Biliyor musunuz Hocamın muhteşem kalabalığı biziz. Sekiz on kişi biz ve bir kaç teşkilat mensubu. Hocam haklıymış. Muhteşem kalabalık bizmişiz. Biri bin eden Rabbime hamdolsun.

Öğrenciyken bir iki sene Sincan’da oturmak zorunda kaldık. İftarlarda genel merkeze sık gidemez olduk. O zaman telefon zili gibi çalan bir saatim vardı. Onun zilini çaldırırdım. Aha işte hocam aradı der hayali konuşmalar yapardım. Ah Suat, Yasin Kardeşim hocamız aramızdan ayrıldı. Yeniden birlik zamanı.

2010 yılı D8 zirvesi için hocam İstanbul’da Ottoman otelde. Bende aynı otelde kalıyorum. Bıraktım işi koştum. Hocamın elini öptüm. Eskiden kalma alışkanlıkla hemen geçtim arkasına. Burada ne işin var diyen bile çıkmadı. Hocam hep özlenecek adamdır.

Seni özleyeceğiz savunan adam. Gösterdiğin yoldan son nefesimize kadar sapmayacağız. Bizi unutma hocam.